Bölüm 22

402 60 38
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Yavaş yavaş finale doğru yaklaşırken içimi de bir hüzün kaplıyor. Hem her şeyi bir an önce yazayım okuyun istiyorum hem de bu hikaye hiç bitmesin istiyorum. Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bununda bir sonu var elbette. Bu hikayeyi bitirelim ki yenileri gelsin değil mi?  😍

Bu bölümde +18 kısımlar olduğunu belirtmek istiyorum. Okumak istemezseniz o kısımları hızla geçebilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar diliyorum.🙏

Sevgiler...💞💞💞

***

Alkır aşağıdaki görünen o halinden daha nazik ve daha duyarlı davranıyordu. En azından bana karşı daha yakındı. Pınar'dan dolayı mı gergindi yoksa kalabalıktan mı emin olamıyordum.

Beni yatağa oturtup üzerimi örttü ve yanağıma alnıma sırayla sıcak öpücüklerini kondurdu. Bunu elbette diğerlerinin yanında yapmasını beklemiyordum ancak ben kaçırılmadan önce aramızda olanlardan haberdar oldukları için beni bir an önce odaya getirme arzusunu anlayamıyordum.

İçimde kötü düşünceler birbirini kovalarken ona karşı olan bakışlarım da değişiyordu. Ona karşı bir şey hissetmediğini söylerken yalan mı söylüyordu ya da onun hislerinin farkında olarak incitmekten mi kaçınıyordu? Tüm bunlar aklımı kurcalarken o sessizce yanıma oturup elimi tutuyordu. Düşündüklerimden habersiz parmakları elimin üstünü okşuyordu. Ama bu sakinleşmemi sağlamıyordu. Düşünceler zihnimi kemirirken daha da gerilmeme neden oluyordu. Kapının çalınmasıyla tenime değen parmaklarını havada bırakarak hızla elimi çektim. Gelen Eray'dı tepsiyle odaya girdi ve mis gibi çorbanın kokusu burun deliklerime doldu.

"Birazda ekmek koydum" dedi tepsiyi önüme koyarken.

"Hımmm çok güzel kokuyor teşekkürler" dedim.

"Afiyet olsun başka istediğin bir şey var mı?" Sanki bir yabancıymışım gibi konuşuyordu.

"Hayır yok. Otursana" dedim. Gözünden bir an tereddüt ifadesi geçti ve bunu yakaladım. Bu daha rahatsız ediciydi ve her zamanki gibi çenemi tutamadım. "Ne o artık yeni bir arkadaş mı edindin eski bir arkadaş?"dedim Pınar'ı kast ederek. "O yüzden artık ilginizi çekmiyorum sanırım"dedim. Kıskançlığımı bu kadar belli etmeseydim iyi olurdu ama yapamıyordum. Genelde duygularımı saklamakta başarılıydım fakat açık sözlü oluşum bazen buna engel oluyordu.

Gözleri önce Alkır'a sonra bana kaydı ve "o benim hiç arkadaşım olmadı."

"Ama ben arkadaşınım peki öyleyse biraz oturabilirsin"dedim yemeği yemeye başlayarak.

Odadaki sandalyeyi yatağın yanına çekti ve ben yemeğimi yerken sessizce oturdu. "Eee anlatsana naptınız ben yokken?"dedim. Bu aptalca bir soruydu kesinlikle ama yine de neler olduğunu merak etmekten alamıyordum kendimi. Ben hep beni bulmalarını dilerken onların ne yaptıklarını beni arayıp aramadıklarını nerede aradıklarını düşünüp duruyordum.

Alkır'ın gerginliğini nefes alıp verişlerinden anlıyordum. Eray ise ellerini birbirine kavuşturmuş parmaklarıyla oynayıp duruyordu. Kapı tekrar çaldığında ağzını açmıştı ancak hızla kapayarak içeri girecek olanı bekledi. İlker Alkır'a bakarak gelmesini işaret etti ve gözden kayboldu. Gecenin bir saati ne düşüştü aklına da çağırmıştı bilmiyorum ama merakımı kazanmıştı.

Alkır'ın odadan çıkmasıyla Eray konuşmaya başladı. "Çok korktuk." Kafamı hızla ona çevirdim. "O gün kaçırıldığın gün. Alkır o...o delirmiş gibiydi. Ben onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim ve bu kadar..."diyerek duraksadı gözleri gözlerimi buldu ve "çaresiz"dedi.

Nefti "Tamamlandı"Where stories live. Discover now