Bölüm 21

406 58 23
                                    

Karanlıktı ve soğuktan bedenim tir tir titriyordu. Üzerimde hiçbir şey yoktu. Çıplaktım. Neden bu halde olduğumu bilemiyordum ancak kollarımdaki tüyler ürpertiyle ya da üşümeyle havaya kalkmıştı. Cenin misali kıvrıldım ve kollarımla bedenimi örtmeye, ısıtmaya çalıştım. Ne kadar başarılı olurdum bilinmez ama bunu yapmazsam daha çok üşürdüm.

Bir tıkırtı duydum olduğum yerden başımı kaldırıp sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Hemen ardından kaba bir ses "boşa uğraşma güzelim her yerini kapatamazsın zaten ihtiyacında yok." dedi.

Hayır dedim hayır o burada olamaz. Kabusum yine beni bulmuş olamaz. Kendimi daha sıkı sarıp oturumuma gelirken kendimi koruyarak herhangi bir şey aradım kapkaranlıkta. Ellerimle etrafımı hızla yokladım savunma için kullanacağım ufacık bir şey.

İki sert el beni tutup kaldırırken debelenmeye başladım. Bu sefer etrafımı çevreleyen el sayısı arttı. Bir değil iki değil üç dört beş altı artık sayamıyordum her bir tarafımdan çekiştiriliyor sabit bir şekilde tutulmaya çalışılıyordum.

'Hayır' diye bağırdım 'hayır bırakın beni hayır dokunamazsınız bana buna hakkınız yok hayırrrrrrrr...'

Çığlık çığlığa gözyaşları içerisinde yatakta buldum kendimi yine. O anın gerçek olmaması ile gerçek gibi yaşadığım o boşluk içinde bocaladım. İyi ki gerçek değil derken gözyaşlarımı durdurmaya çalışmam saçmalıktı. Aksine o anın gerçek gibi olmasının etkisi öyle bir sarmıştı ki benliğimi duygularıma hükmedebilecek durumda değildim. Hem temizlenebilmem için akması gerekti. Yoksa kendime gelemezdim. Yaşadıklarım öyle üst üste gelmişti ki duygularımı göz ardı edip saklamak en kolay yol gibi geliyordu. Benliğimi saran duygu silsilesi ile hıçkırıklarım birer birer koparken ağzımdan ruhumda iyileşmenin bir adımını attığımı umuyordum. Tıpkı daha önceki kabuslarımdan uyandığımda olduğu gibi.

Güçlü olmaya çalışmak öyleymiş gibi durmak sırtımda büyük bir ağırlık yaratmıştı. Ancak bende insandım ve benimde hislerim vardı her zaman dik duramazdım. En azından bu yalnız odada karanlığın içerisinde kendimi aciz hissedebilirdim. Yenilmiş hissedebilirdim. Bir anlığına tükenmiş hissedebilirdim. Hissettim de öyle çok ağladım ki içim dışıma çıktı tabiri tam şu ana oldukça uyumluydu.

Yavaşça oturumuma geldim, yanımda duran havlu kağıda uzandım ve elimi, yüzümü, burnumu temizledim. Sonra bu kadar ağlayıp sızlamama karşın Alkır'ın neden gelmediğini nerede olduğunu merak ettim. Neden beni duymamış ve gelmemişti? Hıçkırıklara boğulup her çığlık attığımda mutlaka yanımda oluyor ve beni sakinleştirmek için elinden geleni yapıyordu. Şu anda olmaması içimde derin bir yara açtı.

O kız neredeydi onunla mı oturuyordu, saat kaçtı? Neden böyle davranıyordum emin değilim. Ama o ikisi onlardan şüphelenmem için yeterli şekilde kuşku düşürmüşlerdi içime. Kalkabilsem tam şu an kalkar nerede olduğuna bakardım. Kıskançlıksa bunun adı evet ben kesinlikle kıskançtım. Ve evet bunu yapacak onu kontrol edecektim.

Yorganı üzerimden atıp bacağımı yataktan sarkıtacağım anda "Verda" diyen keskin sesi duydum ve korkudan bir anlığına yatağa yapıştım. Karanlığın içerisinden Alkır görünürken onunda uyandığım süre boyunca aslında odada yanımda olduğunu anladım. Çığlıklarla uyanıp çılgınlar gibi ağlarken ve sızlarken hep yanımda mıydı? Neden yanıma gelmemişti de karanlıkta sadece beni izlemekle yetinmişti? Sıkılmış ve bıkmış mıydı sürekli beni teselli etmeye çalışmaktan? Bu durumdan kaçınmak için mi yaklaşmamıştı yanıma? O kadar ağır bir durum yaşamıştım ve sevgi en gereksinim duyduğum şeyken bunu bunu bile çok mu görmüştü bana?

Gözleri karanlıkta simsiyahtı ve kıpırtısız. "Neden kalkmak istiyorsun? Tuvalete mi gideceksin" dedi buz gibi bir sesle.

Evet Verda söylesene 'hayır seni kontrol edecek kızla mısın' diye bakacaktım desene. Senden ve ondan şüpheleniyorum kendimi bıraktım senin derdine düştüm desene. "Evet" dedim fısıltıyla. Aslında tuvalete gitme ihtiyacım var mıydı onun dahi farkında değildim.

Nefti "Tamamlandı"Where stories live. Discover now