8

1.8K 134 15
                                    


Balonun üzerinden bir hafta geçmişti.Kimseyi doğru düzgün göremiyordum.Fabian ve Gideon Dumbledore'un da talebi üzerine birkaç kişiyi daha bilgilendirmiş bizlerin çalışabileceği bir oda bulmuştu.Ya da bizim onu bulmamızı sağlamıştı.

Vakit buldukça kendimi bahçeye atıyor en azından biraz da olsa dinlenmek ve ruhumu dinlemek istiyordum.

İkizlerin ablaları olan Molly'nin yollamış olduğu leziz kurabiyelerin tadını çıkarıyordum.

Biranda bahçeye çıkan Dorcas ve Lily arkalarında elleri birbirine dolaşmış genç Lupin ve Potter'ı sürüklüyorlardı.

Beni fark etmemelerini umarak ağacın arkasına dolandım ve doğrudan kendi ortak salonuma ilerledim.

İçeriye girdiğimde Rodolphus elinde tuttuğu kazağı inceliyordu.

"Vay ne zevkli bir seçim."

"Cidden mi?"

"Halam zevkli bir kadındır."

Yanına oturduğumda gülümseyerek kazağı yanına koydu.

Soylu ailelerin en bariz noktaları az kalmaları ve elbette birbirleriyle fazla evlilik yapmaları.

Bu da beni neredeyse tüm safkanlarla bir şekilde akraba yapıyordu.Black'ler,Lestrange'ler,Malfoy'lar bile.

Yarım saat ya oturdum ya oturmamıştım ki bir dahaki dersin geldiğini anlayarak Rodolphus'u da peşimden getirerek Kehanet Dersi için tabana kuvvet koştum.

İçeri girdiğimizde çoğu yer dolmuştu.El mahkum Marlene'nin yanında birkaç defa gördüğüm bu Ravenclaw'lu öğrencinin yanına oturdum.

Profesör hızla içeri girip bizlere bir çay ile bakabileceğimiz bir kehanetten bahsetmişti.

Çaylarımızı içmiş birbirimizle bardaklarımızı değiştirerek yorumda bulunuyorduk.

"Ben Andrea"

"Benjy Fenwick."

İki saniyeden az süren tanışmamızın üzerine fincanında çıkan şeyleri kabaca yorumlaşmıştım.

Sıra benimkine geldiğinde konuşmasını bekledim.Ama o bunun yerine Profesör'e dönerek yanına çağırdı.

"Profesör bu fincandan pek bir şey anlayamadım acaba bir bakabilir misiniz?"

Profesör sevimli bir tebessüm ederek fincanı eline aldı ancak yüzü bir anda tüm kaslarını serbest bırakarak ifadesizleşti.

"Bir iskelet kazanın içinde duruyordu.Bunun nasıl bir anlamı olabilir?"

"Olası bir ölüm haberi."

Kafamı Lily'e çevirdiğimde elindeki kitabı yavaşça masaya koyuyordu.

Ne yani bir fincandan mı çıkmıştı tüm bu sonuç?

"Ne saçmalık ama."

Profesör aniden kafasını kaldırarak elimi tuttu ve kendinden geçerek ağzından çıkan kelimeleri sıraladı:

"Tüm arkadaşları uğradıktan sonra ihanete kabul bildi sonsuz üzüntüyü kendine aldığı şişede bulunca refahı kaybetti elindeki tek şansı."

Profesör bir anda geri çekilerek irkildiğinde fincanı yerine koyarak masasına geçti.

"Evet hepiniz bu ders iyi bir iş çıkardınız şimdi çıkabilirsiniz."

Herkes bir bana bir de profesörün hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek çıkmalarını bekleyişine bakıyordu.

Marlene ve Lily yanıma gelerek nasıl olduğumu falan soruyorlardı.Onlara profesörün saçmaladığını söyleyerek iyi olduğumu söyledim ve bahçeye çıktık.

İHDAS/çapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin