9

1.7K 120 11
                                    

"Bir dahaki sefere dikkat et de ailende görüp nefret ettiğin ayrımı kendinde uygulama."

.

Bir insan ne kadar salak olabilirse Black o kadar salaktı.Hatta öyleydi ki belki kelimenin kaşifi nasıl birini tanımlayacağını düşünürken istemeden Sirius'u düşünmüştü.

Resmen bana yapmadığı ima,demediği söz kalmadı.Eğer mezun olmamıza birkaç ay kalmış olmasaydı onu çoktan bi hamamböceğine çevirmiştim.

Şimdiyse aynı salaklıkta olan sevgili kuzenim Rodolphus ve kardeş oldukları iliklerime kadar hissettiren Regulus'u dinliyordum.

"Sizce Bellatrix haklı olabilir mi?Yani böyle bir durumda bence tarafımızı seçmeliyiz."

"Yani burada hayatı ve birçok değeri olan onca insanı katletmeyi kabul görüyorsun?"

Rodolphus dediğime uzunca bir süre cevap vermeden etrafı süzmeye başladı.

Nasıl bir vicdan böyle bir şeye destekçilik sunardı aklım almıyordu.Bu kan statüsüne olan takıntı mugglelarda da mevcuttu.Ve sonları çoğu zaman savaşı başlatanlar hariç herkesi etkilemişti.

Kafamı Gryffindor masasına çevirdiğimde gözlerim Remus'la çarpıştı.Ve sırasıyla masada kim varsa.

Rahatsız olup önüme döndüğümde Regulus kulağıma eğildi.

"Sirius'la olan atışmanızı konuşuyorlar."

"Nereden biliyorsun?"

"Kardeş hissiyatı diyelim."

Dediğine gülerek yemeğime döndüm.Eğer cidden konuştukları konu buysa zaten uzakta olmam daha iyi olurdu.

Yemeğimi de bitirmiş biraz farklılık için Astronomi Kulesine gitmeyi düşündüm.Son zamanlarda kütüphane ve yurt arasında mekik dokuyordum.

Masadan kalktığımda son kez etrafıma bakındım ve manzara yine aynıydı.Tutumlarını bilmesem bile hiç oralı olmak istemedim.

Gözlerden uzaklaşıp kuleye ulaştığımda derin bir nefes aldım.Sessizlik ve temiz hava.

Son zamanlarım çok zorlu geçiyordu.Ne annemden bir mektup alabiliyordum ne arkadaşlarımla düzgün bir ilişkim vardı ne de kendimi Dumbledore'un görevlendirmesinde başarılı olamayacak gibi hissediyordum.

Ve bir de Black vardı.

Daha fazla düşünmemeye çabalayarak anın tadını çıkarmaya odaklandım.

Ertesi sabah tüm 7.sınıflar Hogsmeade gezisi için hazırlanmıştı.Kendimi bahçenin ortasında sap gibi dikilirken bulduğumda biran önce günün bitmesini umuyordum.

Hogsmeade'e geldiğimizde Bella,Cissy'nin çekiştirmeleriyle bir hediyelik dükkanına girmişti.Erkeklerse daha arkamı dönmeden yok olmuştu.Kendimi bu defa da Hogmeade'in ortasında dikilirken bulmuştum.

"Hey."

"Hey Alice."

Biranda bana sarılmasıyla sendelesemde dengemi korumuştum.

"O beyninin neresinde olduğu belli olmayan Sirius için çok üzgünüm,Andrea."

"Neden onun için özür diliyorsun ki bu kendi hatası."

"Ne bileyim o olaydan sonra yanımıza hiç gelmedin,sanki bizede sinirli gibiydin."

Tebessüm ederek ellerini avucumun içine aldım.

"Hayır size sinirlenmem saçma olurdu.Sadece konuyu uzatmak veya size taşımak istemedim.Ama çoktan bildiğinizi gördüğümde hiç konuşacak modda değildim."

İHDAS/çapulcularWhere stories live. Discover now