Bölüm-23

1.5K 56 14
                                    


Harry'nin Ağızından

Bugün Bella'ya yaptıklarım ve onu öyle bırakmam, beni bir piç gibi hissettirdi. Şuan sanki annem ve ablamı nasıl kaybettiysem tekrar o duyguları yaşıyordum. Canım çok yanıyordu. Toparlayamıyordum. Yiyemiyordun, içemiyordum... Sikeyim ben ne hissediyorum böyle?

Tekrar eski kara hayatıma geri dönmüştüm. İçimde kocaman bir boşluk vardı. Uzun zaman önce bıraktığım sigaraya bile geri döndüm. Bir günde nerdeyse 3 veya 4 paket bitirirdim. Ciğerlerim bu gidişle su toplayacak. Buna dur demeli ve sadece içmeliyim. Barda ben ve bir kaç kişi vardı ve eski sürtüğüm Ariana. Her fırsatta bana sokuluyordu. Boynuma öpüyor, emiyor ve ısırıyordu. Bir yandan arkamda durmuş masaj yapıyordu.

''Bebeğim bugün çok kötü görünüyorsun."

''Nasıl olmamı bekliyordun?'' dediğimde kulağıma yaklaştı.

''İstersen seni sakinleştirebilirim.'' Sürtük işte!

''Hayır ben almayayım. Ama çok istiyorsan başka birinin altında inleyebilirsin." dediğimde kıkırdadı.

''Ama ben sana aitim.'' Sabrım taşıyordu. Arkadan onu birazcık ittirdim.

''Sen bana ait değilsin. Sana fazla yüz verdim diye şımarmaya başladın. Emin ol seni becermek iğrenç." Sesi çıkmadı ve bu benim için iyi bir haber.

İçmiyordum, öylece oturmuş Bella ne yapıyordur diye düşünüyorum. Sabah zaten içmemle çok büyük bir kötülük yaptım. Bir yudumla gözüm döndü ve onu tamamen kaybettim. Şu sinirlerime biraz hakim olsaydım, bunlar olmazdı. Bir anda barın kapısı çok hızlı bir şekilde açıldığında kafamı o tarafa çevirdim. Esmer bir kızdı. Bu kız bana çok tanıdık geliyordu. Beni gördüğünde hızlıca yanıma geldi ve oturduğum yerden beni ayağa kaldırdı.

''Harry bende seni arıyordum. Aslında herkes seni arıyor.'' Bu kızı bir türlü hatırlayamadım.

''Sen kimsin?''

''Ben Daya. Bella'nın arkadaşı.'' Şimdi hatırladım.

''İyi de Bella artık benimle yaşamıyor o şim--''

''Biliyorum, biliyorum. Ama şimdi hastaneye gitmemiz gerek.'' Ne hastanesi? Ne sikim oluyor? Bu ürkütücüydü.

''Neden?'' dedim telaşla.

''Bella yaralanmış. Kafasını bir yere vurmuş ve kafasında bir çatlak oluşmuş. Kan lazımmış ama bir tek senin kanın uyuşuyor. Hadi lütfen hemen gidelim." Onu hızlıca kolundan tutup otoparka yöneldim.

Lanet olsun! Ona bir şey olursa kendimi asla affetmem. Arabaya ulaştığımızda ikimizde arabaya bindik. Hızlıca arabayı çalıştırıp hastanenin yolunu tuttum. Umarım bebeğime bir şey olmaz.

***

''Kaçıncı katta Daya?''

''3.kat.'' dediğinde merdivenlerden hızlıca çıktım. Asansörü bekleyerek vakit harcayamazdım.

3.kata ulaştığımda herkes yoğun bakımın önündeydi. Louis yanıma gelip bana sarıldığında durumun gerçekten çok ciddi olduğunu anladım. Zayn sürekli gözlerini deviriyordu.

''Kan lazımmış, hemen verelim." dediğimde Louis hemşireyi çağırmaya gitti.

Sinirliydim, korkuyordum, canım yanıyordu. Zayn'e sinirli bakışlarımı atarken üstüne yürüdüm ve bakışlarını bu sefer yakaladım.

''Ne oldu Zayn? Neden bu duruma geldi?''

''Bilmiyorum, ev dağınıktı. Bella merdivenlerin başında kanlar içinde yatıyordu. Belli ki biri ona zarar vermiş." Ağzım açık bir şekilde onu dinliyordum.

Evet Bella'ya tecavüz ettim bu doğru. Ama ben evden çıkarken hiç bir şeyi yoktu. Ayrıca evde çok düzgündü. Benden sonra ona kim saldırmış olabilir ki? Ya da kendimi yaptı? Ama neden kendi yapsın ki?

''Beyfendi kan için bu odaya girin." diyen hemşirenin sesini duyduğumda gösterdiği odaya girdim.

Nerdeyse 5 serum kan almışlardı. Hemşire eşyaları kaldırırken onu kolundan tutup durdurdum. Önce koluna sonra bana baktı.

''Onu görmek istiyorum." dedim sert bir sesle.

''Olmaz şimdi göremezsiniz.'' dediğinde kolunu daha çok sıktım.

''Lütfen onu görmeye ihtiyacım var." Bu sefer derin bir iç çekti.

''Tamam ama lütfen biraz bekleyin. Kanı verelim ondan sonra görürüsünüz.'' demesiyle kolunu serbest bıraktım. Hele bir kaytarsın, o zaman bu hastaneyi yıkarım.

Odadan çıkarken ağlamaya başlamıştım. Verdiğim kanlar boşa giderse önce doktoru sonra hemşireleri sonra da kendimi öldürürüm. Unutmamak lazım; ben bir katilim.

Uzun bir süreden sonra hemşire elinde mavi hastane elbisesi, bone ve ağızlık maske getirmişti. Onları hızlıca giydim ve ağlamamı durdurmaya çalıştım.

Hemşire kapıyı açtığında, Bella'ya bone ve oksijen maskesi takılmış, bir sürü cihaza bağlanmış ve benim kanımın ona geçtiği serum takılıydı. Hemşire odadan çıktığında yavaşça Bella'ya yaklaştım. Ordaki sandalyelerden birine oturup alini tuttum. Gözümden akan yaşlar onun eline değiyordu. Yanında duran cihaz ötüp duruyordu. Bu hastaların yaşayıp yaşamadığını gösteren cihazdı.

''Beni asla affetmeyeceğini biliyorum. Ben kendime daha çok kızıyorum. Ben olayları başlatmasaydım bunlar başına gelmeyecekti."

İşte yine ağlıyordum. Lanet olsun ben ağlıyordum. Bella hayatıma girdiğinden beri göz yaşlarımı tutamıyordum.

''Bana sevgiyi sen öğretecektin. Beni hayata yeniden sen bağlıyacaktın... Ama sen hayatta olmazsan bunlar da olmayacak. Beni affetme, beni sevme hatta beni görme bile. Ama lütfen ayağa kalk ve uyan.''

İçimdeki tuhaf duygular...Lanet olsun!

''Şimdi dinlen ve gücünü topla ama lütfen sonra uyan. Sakın derin uyuma, sakın Bella. Çünkü emin ol derin uyursan bende uyurum.Lütfen uyan ben sensiz yapamam çünkü--'' Elini yüzümle kapatıp içimdeki göz yaşlarını döktüm.

''Çünkü seni seviyorum." İşte bundan kesinlikle emindim.

İşin kötü tarafı bu lafımı söylememle Bella'nın yaşadığını gösteren cihazda çizgiler dümdüzdü ve şuan o cihazdan az önceki gibi öten bir ses yoktu. Sadece tek bir ses.

Hayır bu imkansız, bu bir kabus. Yapma Bella.

Satılık : Karanlık Günler [h.s]Where stories live. Discover now