20.🌃 Stalker 🌃

2.6K 494 147
                                    

     "Sonbaharın yaprakları, dökülüyor gönlüme gönlüme..."

    Sonunda...

     Ellerimi ceplerime koydum ve derince nefes aldım. Buğra manyağı elindeki bilgisayar çantası ile binaya girmişti.

    Bir akıllı buydu zaten.  Her zaman kibirli bir yanı vardı ve sürekli Lina'yı takip ediyordu dalkavuk.

      Sessiz sessiz arabamın üzerinde oturmuş  Kore dizisi izliyordum.

     Ah, Konci Jongu Boo...sanırım doğru söylemeyemedim ama neyse...

      Çocuğun annesi fakir kıza bir kese altın verip köyüne yollamıştı. Çocuk ise depresyona girmiş , süper zeki -zengin - en meşhur şirketin- Cep olarak yaptığı, işini bırakmıştı.

   
      Ayağımı sallandırdım.

     En azından Hint dizilerinde olduğu gibi bir buçuk saat bakışıp geri kalan yarım saatte de kafalarını sallamıyorlardı.

     Neyse sayelerinde yeni bir kelime öğrenmiştim.

     Sekkiya!

     Artık kimse anlamadan rahat rahat sövebilirim.

     Dizinin beşinci bölümüne geçerken kaportanın üzerine koyduğum cips paketimi açtım ve ağzıma üç beş tane birden soktum.

     Lina, Ayaz, Asır ve Alpay dörtlüsü bir işler karıştırıyordu ve izlesem bile bir şey anlamıyordum. Bu yüzden vazgeçmiştim.

      Ağzıma bir cips daha attım.

     Şimdi de çocuk kıza ,yalancıktan sevgilisi olsun diye, para veriyordu. Kız kabul etmeyince de, oturduğu evin sahibi olarak, kiradaki evden kovmakla tehdit ediyordu. Vay be...

    Ağzıma beş tane daha cips soktum.

     Ben de mi denesem bu taktikleri? Lina'yı etkileyebileceğim tek şey internet ve elektrik olabilirdi...

    
     Dizinin yedinci bölümüne geldiğim sıra bir gürültü koptu.  Tam da fakir kız zengin büyükbabasını buluyordu(!). Arabanın üzerinde ayağa kalkmıştım ki Lina az önce Buğra'nın girdiği binaya girmişti.

     Yaklaşık 20 dakika sonra ise Alpay ve yedi cüceler gelmişlerdi.

     Koştura koştura hepsi binaya çıktı.

     Vay...demek birbirlerini öğrendiler. Cipsimi alıp çatıdan gelen gürültüleri dinlerken yemeye devam ettim.

       Önümde dönen sahnenin Kore dizisinden farkı yoktu nasıl olsa.

       Birkaç dakika sonra Lina öfkeyle binadan çıkmış ve dar bir ara sokağa girmişti.

      Onun peşi sıra gitmek istesem de arkasından giden Buğra yüzünden arabamın üzerinde döndüm.

      
      O sırada telefonum çaldı.

     Komutan bozuntusu arıyor...

   Ellerimi çırpıp bıkkın bir yüz ifadesiyle telefonu açtım.

     "Ne oldu?"

       Göz devirdim.

      İyiyim, sen nasılsın?

     "Birbirleri buldular. Lina çekti gitti en son. " dediğimde bir gülüş sesi geldi.

     "Güzel, sonunda ortalık toparlanıyor." dediğinde cips paketimi kurcaladım.

StalkerWhere stories live. Discover now