Always With You •Taeten ✓

Episode 11

Hatalarım varsa üzgünüm, iyi okumalar<3

Bölümü sevdiğiniz bir şarkıyla okuyabilirsiniz sizi seviyorum^^

Johnny aklındaki düşüncelerle Taeyong'un evine adımlamaya başladı. Okuldaki yumruğa sessiz kalacağını mı sanıyordu? Johnny korkak değildi. Bir şekilde, bir yerden vurmasını, karşısındakinin canını yakmasını iyi bilirdi. Johnny Taeyong'un geçmişini de iyi bilirdi. Ailesinin Taeyong'a nasıl yaralar açtığını iyi bilirdi. Kardeşim dediği çocukla da aileleri yüzünden bu hâle gelmemişler miydi zaten?

Nihayet eve geldiğinde bir an yapmaması gerektiğini düşündü. Ama sadece bir an.
Kapıya orta yükseklikte vurduğunda evdeki çalışanların açmasını bekledi. Nihayet kapı açıldığında yüzüne "iyi bir çocuk" gülümsemesini takınıp söze girdi.

"Merhaba, Bay Lee ile ufak bir görüşme yapacaktım. Mümkün mü?"

Çalışan beklemesi gerektiğini söylediğinde Johnny kibar bir şekilde başını salladı. Ne kadar heyecanlı ve gergin olduğunu inkar etse bile içinde arada kendini belli eden dinmeyen gerginlik, dinmeyen heyecan vardı.

"Buyrun, Bay Lee sizi toplantı odasında bekliyor."

Nihayet duyduğu andan beri sevmediği o çalışanın cırtlak sesini duyduğunda üstünü düzeltip kapıdan içeriye girdi.

Taeyong'un evde olmadığını biliyordu. Tanıyordu onu. Haftasonu evde olmamak için elinden geleni yapardı o. Nerde olduğunu bilmese bile evde olmadığını biliyordu işte.

"Buraya gelmendeki sebebi büyük bir şeye bağlıyorum. Umarım öyledir evlat."

Taeyong'la Johnny'nin arası iyi olmadığı gibi ailelerinin de iyi değildi. Taeyong'un babası Johnny'nin ailesini nasıl sevmiyorsa, Johnny'yi de sevmiyordu. Aynı şekilde Johnny'nin ailesi de.

"Benim için büyük bir şey olmasa bile sizin için büyük bir şey olduğuna eminim efendim."

Bilerek efendim demişti. Normalde kimseye saygı sözcükleri kullanmaz, kimsenin karşısında başını eğmez, rahatını bozmazdı. Ama madem ki birilerinin canı yanacak, 5 dakikalığına saygılı bir çocuk olabilirdi değil mi?

Bay Lee'nin karşısındaki yerini aldığında karşısındaki adamın yüzüne baktı bir süre. Karşısındaki adam ne kadar sakin kalmaya çalışsa da gerildiği dizini sallandırmasından anlaşılıyordu.

"Seni dinliyorum. Anlat bakalım benim için önemli olan buraya gelme sebebini."

Johnny nefes aldığında olayı fazla uzatmaması gerektiğini anlayıp söze girdi.

"Dün bazı sebepler yüzünden Taeyong'un sınıfında eğitimimi devam ettirmeye karar verdim. Kaydımı o sınıfa aldırdım ve ders ortasında da sınıfa geldim. Henüz her şey gayet normal. Hatta Taeyong'la mümkün olduğunca konuşmamaya çalışıyorum."

Bay Lee dikkatle karşısındaki çocuğu dinlerken derin bir iç çekti.

"Senin Taeyong'un sınıfına gelmen mi benim için büyük ve önemli bir olay?"

Uzun boylu çocuk ağzının kenarıyla gülmüştü. Anlatmaya devam ederken aynı karşısındaki adamın tepkisini izliyordu.

"Elbette hayır. Peki oğlunuz bir erkeğe ilgi duyuyor desem, hatta o çocuk için bana yumruk atıp disiplin cezası işledi desem bu sizin için büyük ve önemli olur muydu?"