Episode 15

242 29 145
                                    

Hatalarım varsa üzgünüm iyi okumalar<3

Bölümü sevdiğiniz bir şarkıyla okuyabilirsiniz sizi seviyorum^^

Deli gibi ağrıyan başı kendini geceden beri yine belli ettiğinde yüzünü buruşturup gözlerini açtı Ten. Olduğu yeri ilk baş sorgulasa da hemen aklına gezide oldukları gelmişti.

Yatakta doğrulup esnedikten sonra başının ağrısı gitmesi için başına küçük küçük masajlar yapmaya başlamıştı. Düşündü de, keşke hiç içmeseydi.

Elini yüzünü yıkadıktan sonra Winwin'in hâlâ uyuduğunu gördüğünde tekrar yatağına yattı. Başının ağrısı yüzünden kahvaltı saatinden bir saat önce uyanmıştı. Yatağına yatınca dün geceyi düşünmeye başladı.

Her şeyi hatırlıyordu.

Taeyong'u nasıl öptüğünü, ne konuştuklarını, ona duygularını nasıl söylediğini, karşısında küçük çocuk gibi ağlamasını... Hatta ve hatta Taeyong'un dudaklarının tadını bile.

Hızlıca yerinde doğruluktan sonra paniklemişti Ten. Yüzüne nasıl bakacaktı? Hatırlamayacağını düşünüp sarhoş haliyle dilediğini yapmıştı. Dün geceyi hatırlamamalıydı!

Panikle yerinde tepinmeye başlarken yanında uyuyan Winwin'i unutmuştu.

"Ten, yatağı kıracaksın! Ne oldu sabahın köründe bu kadar tepinecek kadar?"

Winwin'in uykusunu alamadığı her halinden belliydi. Saçları birbirine girmiş, gözünü açmaya çalışıyor ama açamıyordu. Bu hâli Ten'e komik gelse de gülmesini sonraya da saklayabilirdi. Şimdi daha önemli bir sorun vardı.

Ten hızlıca Winwin'in yatağına atladığında Winwin daha da şaşırmış bir hâl aldı.

"Winwin! Dün gece. Sarhoş oldum ben! Hatırlıyorum her şeyi."

Ten bu sefer de ayağa kalkıp ileri geri gittiğinde Winwin göz devirip tekrar yastığına başını vurmuştu.

"Ten, o kadar panikledin ki bir ara hamilesin sandım. Olduysan ne olmuş?"

Ten Winwin'in dediğiyle duraksayıp tekrar yanına gitti. Kalbi çok hızlı atıyordu.

"Öptüm. Taeyong'u öptüm! Ondan hoşlandığımı, hatta ve hatta aşık olduğumu söyledim. Önüme ne gelirse söyledim işte. Winwin! Ben bir aptalım!"

Winwin arkadaşının bu haline gülümsemişti. En başından biliyordu zaten Taeyong'u sevdiğini. Arkadaşı her ne kadar en başından beri açık ve net bir şekilde inkar etse de Winwin anlamıştı. Kalp inkar ederdi ama gözler her zaman doğruyu söylerdi.

Mutluydu Winwin, Ten'in ilk defa birinden hoşlanması onu mutlu etmişti. Bu kişinin Taeyong olması da rahatlatmıştı onu. Biliyordu ki Taeyong Ten'i her zaman mutlu ederdi.

"Ten, gerçeklerden kaçma artık. Aşık olmak kötü bir şey değil ki? Seviyorsun işte. Taeyong'a aşık olmuşsun ve kalbin onun için atıyor. İnkâr etme artık. Hiçbir şey değişmedi, sadece Taeyong öğrenmiş oldu."

Ten arkadaşını dinlerken düşündü de, bu kadar korkmasını gerektirecek ne vardı? Evet Taeyong'u seviyordu. Bu suç değildi. İlk defa birini sevmişti, o kişi Taeyong olduğu için çok mutluydu Ten.

Geceyi tekrar düşünmeye başlayınca daha net hatırladığı anlar aklına gelince duraksadı.

Belki Ten onu öpmüştü ama Taeyong geri çekilmemişti.

Üstelik ona sarılmış, onu ne kadar çok sevdiğini de söylemişti. Hatta ve hatta Ten'in kalbinin başkası için atacağı düşüncesiyle korkmuştu da.

Always With You •Taeten ✓Where stories live. Discover now