Episode 22

212 22 101
                                    

Ya çok yanlış zamanda karşılaştık,
ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık.
Biz neydik bilmiyorum.
Sevgili desem değil,
aşık desem değil.
Bildiğin rastlantıydık işte.
Ondan öteye gidemedik.
Ve diyeceğim ki; aşk güzel şey.
Vaktinde ve doğru insanla geldiği sürece.
Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken,
başka şişelerden şarap olmuşuz,
başka hayatlarda harap olmuşuz.
Biz seninle denizin iki aşık balığı iken,
başka sularda yüzüp durmuşuz,
başka kıyılara vurmuşuz.
Yanıma gelmediğinde rüyalarıma beklerim.
Yana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.
Senin gülüşün ilkbahardan daha renkliydi.
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Gülümse biraz, ilaç alacak param yok çünkü.
Telaşımı hoş gör,
ıslandığım ilk yağmurumsun.
Yemin ederim intiharsın sen seve seve edilen.
Yanlış olduğunu bile bile yürüdüğüm yerlere,
seni sevmeyi gerçekten kalbimde hissediyorum.

^^


Bölümü medyadaki şarkı ile okursanız çok sevinirim benim için çok özel bir şarkı. Sizi seviyorum!

><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><

"Bugün okula gitmeliyiz artık."

Yuta çatalıyla tabağındaki yumurtaya işkence ederken karşısında oturan ikiliye bakarak konuştu.

Hepsinin önünde kahvaltı tabağı vardı ama kimse düzgünce yemiyordu. Zorla yedikleri her hâllerinden belliydi.

Taeyong Ten'e baktığında Ten'in düne göre morali düşük görünüyordu. Nedenini sormak istese de bildiği için üzerine gitmedi.

"Kaç gündür gitmiyoruz bilmiyorum ama artık gitmezsek dikkat çekeceğiz. Kimseye haber vermedik çünkü ve en son Taeyong'u kötü görmüşlerdi. Okula yayılsın istemeyiz."

Winwin konuştuğunda Yuta da sevgilisine hak verdi.

Taeyong Ten'in elini sımsıkı tuttuğunda kendisine bakması için çenesinden tutup gözlerine çevirdi.

"Okul boyu yanımdan ayrılma tamam mı? Hep birlikte olacağız."

İkisinin de yaraları ilkine göre daha iyiydi. Hâlâ tam iyileşmiş olmasalarda yaralarını saklamayı öğrenmişlerdi artık. Ya da alışmışlardı.

Ten ise bakışlarını bugün ilk defa düzgün bir şekilde sevgilisine çevirdiğinde ağzındaki yemeği yanağında biriktirip gülümseyerek kafa salladı.

Dördü de etmedikleri kahvaltılarını bitirip masayı topladıklarında üstlerini giyinmek için Yuta'nın evindeki kendi odalarına dağıldılar.

Ten sabahtan beri sessizdi. Dün Taeyong yaralarından öpüp pamuklara sarmıştı küçük yaralı bedenini. Ama hayat, küçük bedende çoktan kapanmayacak yaralar açmıştı bile.

Taeyong'un içi içini kemirse de sessiz kalmayı tercih etmişti. Dün çok iyi olsalar bile aralarında bir soğukluk vardı ve bu gözle görülürdü. Bu Taeyong'u rahatsız etse de Ten'in de zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu. Sonuçta onun yüzünden zarar görmemiş miydi?

Always With You •Taeten ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin