Episode 3

339 40 211
                                    

Hatalarım varsa üzgünüm,iyi okumalar<3

Bölümü sevdiğiniz bir şarkıyla okuyabilirsiniz, sizi seviyorum^^

Ten

Yüzüme vuran ışıkla uyandım. Olduğum yeri garipserken dün olanları, yurda yerleştiğimi hatırlamıştım. Alışmamın zaman alacağını düşünürken yerimden kalkıp saate baktım. Dersin başlamasına yarım saat vardı ve acele etmem gerekiyordu. Hemen banyoya girip işlerimi halletim. Daha okul üniformam olmadığı için şimdilik sade şeylerle okulun renklerine ayak uydurmaya çalışmıştım. Ne zaman alacağımı bilmiyordum. Param yeter mi,onu hiç bilmiyordum. Okuldan sonra part-time'da çalışabilirdim, bunu kafama not ederken Winwin'e dönüp baktığımda hâlâ uyuduğunu gördüm. Kaşları uykusunda hafif çatılmış, dudakları hafif aralanmıştı, sevimli uykusunu bölmek istemezdim ama kalkmak zorundaydık, kendi açımdan daha ilk günden okula geç kalmak istemezdim. Yanına gelip yavaşça eğildim.

"Winwin, sabah oldu ve kalkmalısın. Okula geç kalmak istemeyiz."

Winwin gözlerini araladığında erken kalkmaya hâlâ alışamamış oluşu belliydi. Sessizce bir şeyler söylerken doğruldu.

"Günaydın Ten, lanet olsun ki bugün de uykumu alamadım."

Kıkırdadım, alışması zaman alacaktı sanırım.

"Günaydın Winwin, hadi banyoya falan gir elini yüzünü yıka. Gitmeden yemekhaneye inelim kahvaltı ederiz acele et, ilk günden geç kalmak istemiyorum."

Hızlıca kafasını sallayıp banyoya girdi. Bende yataklarımızı toplamıştım. Winwin'i beklerken dolabın yanındaki çerçeve dikkatimi çekmişti. Yanına gidip aldığımda winwin olduğunu tahmin ettiğim küçük bir çocuk, yanında da anne ve babası vardı. Winwin ağlıyordu. Babası winwinin dikkatini çekmek için çabalıyor, annesi ikisinin bu haline gülüyordu. Bir an düşündüm, bende ailemle böyle olabilirdim. Benim ne eksiğim vardı,daha doğduğum ilk günden hayatın beni bir enkazın altına çekmesi ne kadar doğruydu. Hayatın adaletine hiçbir zaman güvenmeyecektim.

"Öldüler."

Yerimde sıçrayarak arkama döndüğümde Winwin'in banyodan çıkmış ve beni izlediğini görmüştüm. Gözleri doluydu. Yanıma yaklaşıp benimle birlikte fotoğrafa bakmaya başladı.

"Babam annesi ölünce toparlanamadı, öfke kontrolleri yoktu ve her şeye sinirlenmeye başlamıştı. Annem her zaman anlayışla karışıyor, sesini çıkarmıyordu, tek korkusu bendim. Bana zarar gelsin istemiyordu."

Söze girdiğinde dikkatlice onu dinliyordum. Aynı zamanda ayakkabılarımızı giyinmiş, yemekhaneye gitmek üzere asansöre binmiştik.

"Bir gün hastalandım, hastalığım yüzünden sürekli ağlıyordum uyutmuyordum annemgili. Babam artık bıkmıştı, yaşamaktan, nefes almaktan bıkmıştı. Günlük olarak krizler geçirir, eşyalara zarar verirdi. O gün damarına fazla basmış olacağım ki beni dövmeye yeltendi. Komik değil mi? Sırf ağladığım için dövmek istedi beni. Annem karşı çıkmış,bana dokunmaması için yalvarmıştı adeta. Ben odada ağlayarak bağırışları dinlerken aniden silah sesi ve annemin acı dolu bağırması geldi. Eve sessizlik hakim olurken olduğum yerde kilitlenmiştim. Korkuyordum. İçeri gitsem göreceğim manzarayı biliyordum. Ayaklanıp yavaşça salona gittiğimde babam annemin yanında donmuş bir şekilde duruyor,annem yerde kan içinde yatıyordu. Annem orda öldü. Babamla ben kalmıştık. Evde yüzüne bakmıyor, muhatap olmuyordum. Her gece kâbuslarla uyanma sebebimdi. Psikolojisi bozulduğu için annemi benden aldı. Bir gün uyandığımda ilk defa o gün uyandırmak için yatağına gitmiştim. İki üç defa sarssam da tepki vermiyor, kımıldamıyordu. Ayağıma batan ilaç kutusuyla bakışlarımı yere yönlendirdiğimde etrafa saçılmış hapları gördüm. Kalbim o kadar hızlı atıyor, o kadar canım yanıyordu ki Ten bunu anlamayaz kimse. Babam intihar etti. Annemi benden almanın yükünü kaldıramadı. Masadaki notu gördüğümde ağlayarak notu açmıştım, sadece üç kelime yazıyordu. Özür dilerim oğlum. O günden sonra psikolojik destek almaya başladım. Bunlar olurken 9 yaşındaydım daha. Şimdi 18. Bu yaşımda bile bazen ağır gelirken o zaman nasıl dayandım hayret ediyorum kendime. Demin gördüğün fotoğraf son mutlu aile tablomuzdu. Daha fazla Çin'de kalamazdım. Çin'in her bir sokağında ailemle hatıram vardı. Kore'ye geldiğimde randevularım devam etti. Artık yeni bir ailem var, psikolojik destek alırken doktorum yeni bir ailemin olmasını istedi. Beni iyleştirebilirmiş Birkaç ay sonra bir aile beni evlat edinmek istedi, gayet varlıklı ve tanınan. Bende yeni bir hayata kollarını açtım,yurtta kalıyorum çünkü ailem iş yoğunluğu için yurtdışında yaşıyor,bana gerekli her imkanı sunuyorlar, kendi ailem kadar olmasa bile onları da çok seviyorum, her türlü yanımdalar." Derin bir nefes aldıktan son cümlelerini söyledi. "Ve sonuç, burdayım."

Always With You •Taeten ✓Where stories live. Discover now