Episode 13

230 32 332
                                    

Hatalarım varsa üzgünüm, iyi okumalar<3

Bu sefer bölümü özellikle medyadaki şarkı ile okumanızı istiyorum çünkü onu dinleyerek yazıyorum, lütfen 2 saniyenizi ayırıp açar mısınız? Açanlara teşekkür ederim^^

Taeyong

"Artık eminim sanırım ilk defa aşık oldum."

Kafamda bu cümle yankılanırken kahvaltıya gitmek için merdivenlerden iniyordum. Kim olabilirdi? Ten'i kim ilk defa aşık olacak kadar etkilemiş olabilirdi...

Moralim bozuktu. Bu gezide ne olursa olsun moralimi bozmayacağım demiştim ama konu Ten olunca yine bozulmuştu. İstemiyordum. Kalbinin başka biri için atmasını istemiyordum.

Çıkmıyordu ki aklımdan. Ne yaparsan yapayım, bir şekilde yollarım ona çıkıyordu. Aşık olmuştum. Fazla hemde.

Aşağı indiğimde bizimkilerin hocayı beklediklerini görmüştüm. Yuta'nın yanına ilerlerken baktığımda Ten de vardı. Ten ile ne olacaktı bilmiyordum. Birinden hoşlanıyordu, dediğine göre aşıktı hatta. Benimle böyle yakın olması doğru değildi. Kafasını karıştırmayıp araya mesafe koymalıydım. Ne kadar canım yansa da yapmalıydım bunu. Onun mutluluğu daha önemliydi.

Yanlarına geldiğimde gülerek birbirlerine bir şey anlatıyorlardı. Yuta beni gördüğünde iki adımla yanıma gelip kolunu omzuma attı.

"Günaydın fıstık."

"Hiç bulaşma Yuta. Tersimden kalktım bugün."

Kaşlarını kaldırdığında yüzüne bakıyordum. Ten'in bana baktığını hissetsem de ona bakmamak için zorluyordum kendimi.

"Korktum şu an. O yüzden bir günlüğüne seni tanımıyormuş gibi yapabilirim."

Yuta'nın dediğine güldüğümde hoca gelmişti. Üstümde dünkü gibi sıfır kollu ve şort vardı. Ellerimi cebime sokup yürümeye başlamıştım. Hepimiz hocayı takip ediyorduk.

Beden olarak orda olsam da ruhen hâlâ dün gecedeydim. Birbirimizin gözlerinin içine bakarak şarkı söylemiştik. Ten güzeldi. Herkes gibi değildi. Kalbi de kendi gibi temiz ve güzeldi. Masumdu, olayların hep iyi yönlerini görür, kötü tarafları görmek istemezdi. Ne bileyim, her şeyiyle farklı geliyordu Ten.

"Hey, neden moralin bozuk? Bir şey mi oldu?"

Duyduğum anda kalbimin hızlanmasına neden olan sesi duyduğumda Ten'in yanıma geldiğini anladım. Dönüp bakmamıştım. Yürümeye devam ediyorduk ikimiz de. Bakarsam uzak duramaz, kedi gözlerine yenilirdim.

"Yok bir şey, huysuz uyandım."

Sesim soğuk çıkmıştı. Öne geçtiğimde yavaşladığını anlamıştım. Aşık olmak onun suçu değildi. Elimden bir şey gelmiyordu ve sadece böyle uzak kalabilirdim.

Yanımdan hızla ayrıldığında onun da moralinin bozulduğunu anlamıştım. Gözlerimi kapatarak elimi saçlarıma attım. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Kahvaltı edeceğimiz yere geldiğimizde boş bulduğum bir masaya oturmuştum. Yanıma Yuta, karşımıza da Winwin ve Ten oturmuştu.

Yuta bir şeyler anlatırken bende dışardaki havuzu izliyordum. İzlemeye devam ederken önümdeki camda Ten'in yansımasını, bana baktığını görmüştüm. Bugün hiç düzgünce bakmamıştım ona. Özlemiştim bakmayı. Kafamı ona çevirdiğimde göz göze gelmiştik. Bocalayıp gözlerini kaçırdığında gülmemek için dudağımı dişlemiştim. Hemen de utanıyordu.

"Taeyong. 500 kere Taeyong dedim Tanrı aşkına!"

Yuta'nın hafif bağırmasıyla sıçrarken yerimde doğruldum.

Always With You •Taeten ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin