Episode 23

147 20 46
                                    

Ne olursa olsun, ne yaşarsam yaşayayım,
hep aklımda olduğunu bilmeni istiyorum küçüğüm.
Güzel gözlerinle bana baktığında,
bana cenneti anımsatan gülümsemeni bahşettiğinde
hayatta olduğumu hissettiğimi bilmeni istiyorum.
Her günümü aklım tamamen seninle dolup taşarken geçirdiğimi,
ve ben zihnimde kaybolup hayallerimi ararken,
yolun sonunda senin olduğunu bilmeni istiyorum benim mis kokulum.
Rüyalarıma geldiğinde en huzurlu uykumu geçirdiğimi ve daha bir çok şeyi bilmeni istiyorum.
Her zaman gölgen olacağıma,
nerde olursan ol seni bulacağıma ve her düştüğünde
yorulmadan seni tutacağıma söz veriyorum.
Fakat istemiyor oluşun bunu yapmama engel olamaz üzgünüm.
Varlığın için,
seninle böylesine güzel yaratan ve yollarımızı kesiştirip,
sonu her ne kadar kötü olsa da buna izin veren Tanrı'ya öylesine çok minnettarım ki.
Sen benim içinde binlerce çiçek barındıran çiçek bahçemsin.
Dikenler ayağıma batsa dahi yanında huzur buluyorum.


Hatalarım varsa üzgünüm, medyadaki şarkıyı oldukça seviyorum, huzur veriyor ve bu şarkıyı dinleyerek yazıyorum. Siz de seversiniz belki diye koymak istedim, iyi okumalar<3

><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><

Koca bir sessizlik.

Kasvet, bir o kadar da soru işaretleriyle dolu olan bu büyük salonda çıt çıkmıyordu.

Winwin Yuta'nın omzuna yaslanmış, gözlerini duvardaki tablonun eskimiş kenarlıklarında gezdirirken Yuta da çift gözler hariç her yere bakıyordu.

Ten ise düşünüyordu. Son zamanlarda sadece düşünüyordu ama neyi düşündüğünü dahi bilmiyordu. Moralini yerine getirmek için düşünmeye başlasa bile, yine moral bozukluğuyla ayrılıyordu gezintiye çıktığı hayal dünyasından.

Taeyong kendisine karşı soğuktu. Bunu biliyordu, dün kendisiyle yatmayı reddedip odadan çıkmasıyla da emin olmuştu küçük olan. Ama uyandığında yine sevgilisini incecik beline sarılırken bulmuştu. Gece gelmiştir diye düşünüp gülümsemişti Ten. Kıyamamıştır.

Uyandıkları zaman ise Taeyong onunla herhangi bir arkadaşı gibi konuşmuş, Ten'in soğukluğu karşısında üşümesine neden olmuştu.

Eh, hak veriyordu küçük olan da sevgilisine. Ondan habersiz koca bir tehlikeye kucak açıp gecenin bir yarısı depoya gitmişti. Taeyong için yapsa bile ona haber vermesi gerektiğini geç de olsa düşündü.

Odadaki ölüm sessizliği rolüne devam ederken Yuta bu sessizliğin daha fazla devam etmemesi adına konuştu.

"Ne yapmayı düşünüyoruz bugün?"

Dün gece olanlardan haberi yoktu Yuta ve Winwin'in. Söylememenin daha iyi olacağını düşünmüştü ikili. Zaten kendilerinin yüzünden arkadaşları da yeterince perişan olduklarını düşünüyorlardı.

Yuta'nın sorusu cevapsız bırakıldığında bir şey olmamış gibi devam etti kızıl olan.

"Son 4 günde olanları gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kafamızdaki soru işaretlerinin düşünerek gitmesini sağlayabiliriz. O gün Ten'i Johnny'nin kaçırdığını biliyoruz. Peki neden Ten? Neden başkası değil?"

Yuta sorularını karşısındaki ikiliye yönelttiğinde Ten'in kalbi hızlandı. Dizlerini gerildiğini belli edercesine sallamaya başladığında yutkunup söyleyeceklerini kendi içinde tartmaya başladı.

Always With You •Taeten ✓Where stories live. Discover now