Episode 12

240 34 358
                                    

Hatalarım varsa üzgünüm, iyi okumalar<3

Bölümü sevdiğiniz bir şarkıyla okuyabilirsiniz sizi seviyorum^^

Winwin ve Ten son hazırlıklarını yapmışlardı. Yarın sabah erkenden okulda olmaları gerekiyordu. Nihayet gelmişti o gezi günü. Bavullarını kapının önüne koyduktan sonra Winwin saatin geç olduğunu farkedince kendini direkt uykunun kollarına bırakmıştı. Ten ise çalışma masasındaki küçük ışığı açmış, kolunu masaya yaslamış düşünüyordu. Heyecanlıydı. İlk defa böyle bir faaliyetten yararlanıyordu. Belki heyecanlı olması gereken bir şey değildi ama Ten hiç olmadığı kadar heyecanlıydı. Nasıl geçeceğini çok merak ediyordu. Neler yapacağını, nasıl eğleneceğini. Düşündü de bir an, ilk başta gelmeyecekti bu geziye. Daha ilk günden bu gezinin hayalini kurmadan kapatmıştı defteri. Sonra bir çocukla karşılaşmıştı işte. Ona her yönden yardım eden bir çocuk.

Taeyong.

Bu konuda da minnettar olması gereken kişi Taeyong'du. Elini çenesine yaslarken düşündü. Ne olursa olsun kendini güvende hissediyordu. Sonuçta Taeyong da gelecekti değil mi? Korurdu Ten'i. Zaten bu yüzden ona korkusuz şövalye demiyor muydu?

Düşündü de. Taeyong kısa sürede hayatını değiştirmişti Ten'in. İlk defa birinin yanındayken kendini bu kadar güvende hissediyordu. Farklıydı Taeyong. Geçen haftasonunu düşünüyordu da. Saçları ne kadar yumuşaktı öyle. Ne güzel kokuyordu. Kalbinin hızlı çarptığını hissetti Ten. Ne zaman onu düşünse kalbi hızlanmaya başlıyordu.

Kendi daldığı düşüncelerden kurtulduğunda kendini gülümserken buldu.

Lambayı kapatıp yatağına gittiğinde orda da düşünmeye devam etti. Ne demişti Taeyong?

"Aşık olduğun kişiyi her gün görmek istersin. Nerde, ne yapıyor, kiminle, nasıl bilmek istersin. Onu gördüğün yerde iliklerine kadar titrersin, en çok onun yanında kendini güvende hissedersin. Her zerresini ezberlemek, kirpiklerinin sayısını bilmek istersin. Kıskanırsın onu, sadece sana kalsın istersin."

Son olarak ne demişti?

"Onu bir serçenin gözyaşı kadar seversin, ağladığında ölürsün çünkü."

Uyku Ten'i ele geçirmeden son kez karanlığa fısıldadı.

"Demek birini ağlayınca ölecek kadar sevmek böyle bir şeymiş."

***

Ten

Alarmdan önce uyanmıştım. Normalde hiçbir zaman alarmdan önce uyanmasam da özel ve heyecanlı günlerde her zaman önce uyanırdım.

Hızlıca yerimden kalktığımda Winwin'e kısaca seslenip banyoya yöneldim.

"Winwin, uyanman gerekiyor, gidiyoruz hadi."

Winwin de heyecanlı olduğu için ikiletmeden uyanmış, üstünü değiştirmeye başlamıştı. Hemen banyoya girdiğimde üstümü çıkarıp kısa bir duşa girdim.

Acayip heyecanlıydım. Enerjimi güzelce toplamış, yolculuğa da hazırdım. Nasıl geçecekti çok merak ediyordum. Winwin ile çok eğlenecektik. Sınav senemizde kafamızı dağıtmak için en iyi yol bu geziydi. Hem Taeyong da geliyordu. Onunla da vakit geçireceğim için mutluydum. Johhny'nin gelmesi beni endişelendiriyordu.

Always With You •Taeten ✓Where stories live. Discover now