12.BÖLÜM: BUZ PATENİ

336 47 300
                                    

(Bölüm Şarkısı/1: Hayko Cepkin- Ben Gideyim)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Bölüm Şarkısı/1: Hayko Cepkin- Ben Gideyim)

"Anlıyorum. Elbette...anlıyorum ama sen de biraz beni anlamaya çalış. Bu çok önemli, ona bir an önce ulaşmam lazım."dedi Angelina. Oldukça siniri bozulmuştu. Genç kadın telefon kulübesinin camına yaslandı ve kulağına dayadığı telefonu kısa bir süreliğine kulağından ayırıp göz devirdi.

Kollarımı göğsümde birleştirmiş kulübenin hemen birkaç adım ötesinde onu izliyordum. Selin'in tutuklanmasının üzerinden bir hafta geçmişti. Anka o zamandan beri Yiğit'e ulaşmaya çalışıyordu. Haluk'la birlikte Yiğit'in İzmir'deki evine dahi gitmişlerdi ama Yiğit bir anda ortadan kaybolmuştu ve kimse onu bulamıyordu. Angelina, Yiğit'in birkaç arkadaşını tanıyordu, onları arayıp Yiğit'in yeri hakkında bir ipucu bulabileceğini düşünmüştü. Bunun imkansız olduğunu bilsem bile kendini işe yaramaz hissettiğini biliyordum ve belki de çabalamak ona kendini iyi hissettirebilirdi.

"Pekala...beni dinle sik kafalı. Sana Türkçem yettiği kadar anlatmaya çalıştım ama hiçbir şey anlamıyorsun. Tanrı aşkına, sana kuzeniyim diyorum ne diye ikide bir bana asılıp duruyorsun?"diye bağırdı Angelina. Artık Türkçe konuşmuyordu. Yaslandığım duvardan doğrulup ağır adımlarla yanına ilerledim.

"Nerde o küçük sahtekar? Hepinizi bulacağım! Sik kafalılar!" diye bağırdı Angelina. Telefonu artık kulağına değil yüzüne doğru tutuyordu. Kulübeye girdiğimde genç kadının elindeki telefonu alıp geri astım.

"Bence anladılar."dedim İngilizce. Angelina sinirle ettiği küfürleri bölüp bana baktı.

"Anlamadılar! Sen de duydun değil mi? On kere Yiğit nerde dedim, kuzeniyim ona ulaşmam lazım dedim. Bana önemli olan Yiğit'in nerde olduğu değil senin nerde olduğun dedi! Bana ahlaksız tekliflerde bulundu!" dedi Angelina şaşkın bir şekilde. Gülmemek için yanaklarımı ısırdım.

"Hayır, senin sorduğun hiçbir soruyu anlamadılar. Öte yandan sik kafalı olduklarını epey iyi anlattın. Emin ol seni anladılar."dediğimde Angelina'nın sinirden kızarmış yüzünde küçük bir gülümseme belirdi.

"Anladılar değil mi?"dedi sırıtarak. Başımla onu onaylayıp telefon kulübesinden çıktım. Angelina'da benimle birlikte çıktığında uzun süredir telefonu meşgul eden ve bağıran çağıran bu yabancı kadından kurtulduğuna sevinen yaşlı amca telefonu kullanmak için kulübeye girdi.

"Yiğit'in yerini bulmayı çok istiyorum."dedi Angelina derin bir iç çekip. Birlikte kaldırımda yavaşça yürüyorduk. Başımı yere eğip kafamdaki şapkayı beni yok edecekmişçesine daha çok aşağı çektim.

"Onun için endişeleniyor musun?"diye sordum. Bir yandan da yanımızdan geçip giden insanların bizi tanıyıp tanımadığını anlamaya çalışıyordum.

"Dürüst olmak gerekirse hayır. Anka için daha çok endişeleniyorum."dedi Angelina. Yüzü düşmüştü.

"Ben de Anka için endişeleniyorum. Yiğit'le Anka uzun süredir görüşüyordu ama Yiğit kitabı Anka'ya vermektense Azra'ya vermeyi tercih etti. Bunca zaman olup bitecek olandan haberi varken bunlardan Anka'ya hiç bahsetmedi. Bu onu çok sinirlendirdi."dedim. Angelina başıyla onayladıktan hemen sonra eliyle çenemi kavrayıp başımı ona doğru çevirdi.

MODEL-2Where stories live. Discover now