7.BÖLÜM: KİTAPLAR-1

466 88 146
                                    

Merhaba!

Bugün nasılsın? Umarım mutlusundur çünkü sen mutlu olmayı hak ediyorsun!

Bu bölümde çok fazla haklı ve haksız var. Hem de tüm haklılık ve haksızlık öznel! Dolayısıyla bir doğru ya da yanlış yok. Düşündüm ki durum böyleyken kimi neden haklı ya da haksız bulduğumuzu rahatça belirtebiliriz. Sence kim neden haklı, kim neden haksız? Bu konuda konuşmak için satır aralarında seni bekliyor olacağım.

Bunun dışında kurgu hakkında duygularını, düşüncelerini, tahminlerini, beklentilerini bile benimle paylaşmanı çok istiyorum. Yorumların beni etkiliyor ve kurguya yön vermese bile kesinlikle bana yön veriyor. Daha önce hiç yorum yazmadıysan bile bugün bir ilk olabilir. Gel ve konuşalım, bunu çok isterim.

İyi okumalar dilerim! xx

<Etrafta yalnızlıkla kaplı bir adayım şimdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

<Etrafta yalnızlıkla kaplı bir adayım şimdi. İçimde bir dünya insan var. O kadar çoklar ki her gün taşıyor içimden birileri. Yalnızlık okyanusunda boğuluyor hepsi. Etrafı yalnızlıkla kaplı bir adayım şimdi.>  siirdekivirgul

(Bölüm Şarkısı/1: Starsailor-Poor Misguided Fool)

Gökyüzü bana her zaman büyüleyici gelmiştir. Çocukken sabahları kafamı kaldırıp başım dönene kadar yükseğe baktığımda tepemde asılı duran tüm o mavilik bana dünyanın üstü mavi bir kavanozla kapatılıp içeri hapsedilmiş bir böcekten farksız olduğunu hissettirirdi. Uzunca bir süre şekli konusunda tartışılan bir dünya sekiz yaşındaki bana göre ters dönmüş çirkin bir böcekti ve düz dönene kadar da sadece tepesindeki mavi kavanozu görecekti.

Geceleriyse durum tersine dönüyordu. Dünya bir kavanoz oluyor ve bulabildiği tüm böcekleri avlayıp üzerine kapanıyordu. Zavallı dünya her şeyden bir haberdi. Yeniden güneş açtığında kendini üzerine kapandığı böceğin içinde bulacak ve her gün bunu tekrarlayacaktı. Sekiz yaşındaki Kaya gündüz ve geceyi belirleyen şeyin saatler ya da Güneş değil sadece bir kavanoz ve böcekler olduğunu anlamıştı. Güne kavanoz olarak mı böcek olarak mı başladığını bilirse o günü kontrol edebileceğine güveniyordu. Sekiz, yirmi ve otuz. Kaya'nın otomatik evrimi.

Yirmili yaşlarındaki Kaya'ya göre gündüz bir yana gece yaşanmalıydı. Boğucuydu ama yaşanmalıydı çünkü hemen sonrasında sabahı getirecek olan o boğuculuktu. Anka'nın hayatıma girmesi beni geceye aşık etmişti. Yıldızlar ayrı güzel ay ayrı güzeldi. Sayısızca kaldırımlarda gördüğüm gölgelerimiz bana biz gitmiş olsak bile her gece yürüdüğümüz kaldırımlarda sabaha kadar kalıp bizsiz dans ediyor gibi geliyordu. Çünkü aşk böyle bir şeydi. Kaldırımda takılı kalmış bir dans.

Otuzlu yaşlarındaki Kaya'ysa yeniden sekiz yaşındaki Kaya'nın zihnine düşüvermişti. Güne kavanoz olarak başlamıştı ama sabahı ters dönmüş bir böcek olarak bekleyecekti. Sekiz yaşındaki ve otuz altı yaşındaki Kaya'nın anlamadığı noktaysa hala aynıydı. Yıldızlar.

MODEL-2Where stories live. Discover now