3.BÖLÜM: HIRÇIN

619 99 92
                                    

Herkese merhaba!
Nasılsınız?

Duygu ve düşüncelerinizi okumak için sabırsızlanıyorum. Satır aralarında görüşmek dileğiyle!

İyi okumalar dilerim! xx

< Her çay içişimde ve seni sevmiyorum deyişimde dilimi yakıyorum ve asla iflah olmuyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

< Her çay içişimde ve seni sevmiyorum deyişimde dilimi yakıyorum ve asla iflah olmuyorum. Her gün rüyamda tanımadığım suratlara bakıyorum ve birinin sen olmasını diliyorum. Ve ben her gece yatağıma yattığımda kalbimde ölüşen aşka inancımı yitiriyorum. Ve ben her zaman seni seviyorum. > siirdekivirgul

(Bölüm Şarkısı/1: Rosalia-Juro Que)

Bomboş bir yolun araba farlarının cömertliğiyle orantılı aydınlanan kısımlarından bakışlarımı alamıyordum. Hayatım boyunca geceleri yaşamıştım. Herkes gündüzde yaşarken ben sadece gecede yaşamıştım. Sabahları Erim'le çalıştığımız odadan çıkıp akşamında içkiden balığa dönen insanlarla dolu bir ringe gidene kadardı sabah. Üstümden havluyu aldıklarında ve sadece adetler gerçekleşsin diye hakem bir zil çaldığında gün başlıyor ve gece sadece benimle yaşanıyordu.

Anka'nın hayatıma girmesiyle sabahlarımı daha çok feda etmeye başlamış ve sadece hava karardığında karar verebilen birine dönüşmüştüm. Anka'nın hayatımdan çıkıp bıraktığı koca boşlukta büyüttüğüm bir evsiz çocuk tek başına bana bir güneş olmuştu. Ben Ahmet'i değil gecelerimi aydınlatan güneşi kaybetmiştim. Hayat artık bir hurdanın aydınlattığı çamurlu bir yoldan farksızdı.

Anka'nın evine gitmek için saptığımız ıssız yoldan ana yola çıkmak üzereydik. Bu yolda aydınlatmalar arasında oldukça geniş aralıklar vardı. Sis gecenin üzerine inmişti ve ara sıra duyulan gök gürültüsü gelecek olan bir yağmuru haber veriyordu. Bakışlarımı yoldan ve sonrasındaysa bulutlardan aldığımda gözlerimin arabanın içine alışması zaman aldı. Angelina başını cama yaslamıştı. İlk defa düşünceli görünmüyordu, sadece boş bakıyordu ve bu hoşuma gitmişti. Elimde olsaydı bende düşünmemek isterdim. Tek bir dileğim olsa dünyada kimsenin düşünmemesini dilerdim.

Uğur'sa gergin görünüyordu, şarkılara eşlik etmeyi bir süre önce bırakmıştı. Bakışlarını yoldan ayırmıyor ama bomboş bir yolda sürekli dikiz aynasından bir yere bakıyordu. Uzanıp radyonun sesini kıstığında yerimde doğruldum. Kafamı uzatıp dikiz aynasından baktığımda gördüğüm şeyden emin olmak için arkamı dönüp arka camdan yeniden baktım. Arkamızdan bir araba geliyordu, farları yanmıyordu ve oldukça yavaş ilerliyordu.

"Tanıyor musun?"diye sorduğumda Uğur başını hayır anlamında salladı. Angelina'da arkasını döndüğünde gördüğü arabayla donakaldı. Endişeli gözlerle bana bakıyor ve ona güvende olduğumuzu söylememi bekliyordu. Bundan emin değildim ama paniklemek mantıklı değildi.

"Ne olmuş o da ana yola gidiyor."dediğimde Uğur yeniden başını hayır anlamında salladı.

"Bu yol sadece Anka'nın evine ve biraz ilerisindeki başka bir eve gidiyor. İlerideki evin sahipleri geçen yaz öldüler ve evleri boş. Bu araba bizi takip ediyor."dediğinde yeniden aynaya baktım. Bu sefer arabaya değil, Uğur'un gözlerine bakıyordum. Her ne kadar geç olsa da bunun farkında olduğumu ve sadece Angelina'nın paniklememesi için böyle söylediğimi anlamış olsa gerek dudaklarını birbirine bastırdı. Artık çok geçti, Angelina meraklanmıştı. Dönüp arka camdan arabayı izlediğinde onu uyardım.

MODEL-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin