11.BÖLÜM: ÖLENİN İNTİKAMI

408 50 199
                                    

Merhaba, nasılsın? Seni çok özledim.

Uzun zamandır bu kadar uzun bir bölüm yazmamıştım. Haliyle düşüncelerini merak ediyorum. Heyecanlı bir halde okurken durup yorum yapmak bazen zor oluyor biliyorum ama lütfen satır aralarına düşüncelerini yazmayı unutma. Seni daha fazla tutmayacağım ama söz veriyorum sana bölüm içinde bir yerlerde sana yetişeceğim. İyi okumalar!

(Bölüm Şarkısı/1: Gaye Su Akyol- Bittim Ama Tamamlanamadım)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Bölüm Şarkısı/1: Gaye Su Akyol- Bittim Ama Tamamlanamadım)

Hayatta geldiğim noktayı anlamıyorum. Bunca yıl geçmişken yaşadıklarımı, yaşıyor olduklarımı ve muhtemel olan yaşayacaklarımı hazmedemiyorum. Bu noktaya nasıl geldiğimi anlayamıyorum. Bu beni günden güne delirtiyor.

Yaktığım sigaradan derin bir nefes alıp camdan dışarı üfledim. Yatağımda iç çamaşırlarıyla uyuyan kadına bakma isteğine karşı koyamamıştım. Anka'nın göğsü bir yukarı bir aşağı iniyordu. Huzurlu değildi, zerre kadar huzur yoktu zihninde ama uyuduğunda huzurlu görünüyordu.

Tam olarak iki gün önce o barakadan ağlamaktan kendinden geçmiş kadını kucağımda çıkarmış ve evime getirmiştim. İki gündür evden dışarı çıkmamış, kimseyle de konuşmamıştık. Azra'nın söylediği her şey Anka'nın kabuk bağlayan tüm yaralarını gözle görülecek bir şekilde açmıştı. Anka'nın bu denli yara aldığı gerçeğinin yüzüme vurulmasıysa beni dehşete düşürmüştü. Kucağımda ağlamaktan baygın hale düşmesi, gece boyu sayıklaması, sürekli uykusundan kabuslar görerek kalkması beni dehşete düşürmüştü. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Ona yardımcı olamıyor gibi hissediyordum ama öte yandan yanında olmamı istediğini görebiliyordum. Onun yanında olmak bana da iyi geliyordu.

Yeniden sigaramdan bir nefes alıp camdan dışarı üfledim ve gözlerimi aya diktim. Bugün dolunay vardı.

Olanları düşünmediğim tek zamanlar Anka'yla sohbet ettiğimiz zamanlardı. O uyuduğunda içimi yiyip bitiren düşünceler beni yatağımdan ediyordu. İki gecedir Anka uykuya dalar dalmaz kendimi camın karşısında sigara içerken buluyordum. Anlam veremediğim şeyler vardı, Azra'nın anlattıkları kafamda yer etmişti etmesine ama hala yerine uyduramadığım yapboz parçalarıyla ne yapacağımı bilemiyordum. Azra elimde hali hazırda parçaları olan bir yapbozu nasıl yapacağımı göstermişti. Tek sorun bir elimde tamamlanmış bir yapbozla diğer elimdeyse kalan fazla parçalarla ortada kalmış olmamdı.

Selin bana kandırıyordu, bir intikam planını gerçekleştirebilmek için bizlere ihtiyacı vardı. Dinçer'in eski eşi Selin'in kardeşiydi ve doktorların yasal olmayan bir ilacı üzerinde denemesiyle de ölmüştü. Selin bunu kanıtlayacak bir kanıtı bizim yardımımızla edinip ortadan kaybolacaktı. Bize yardım etme gibi bir amacı yoktu, büyük ihtimalle umrunda bile değildik. Beni yanına içimizde bir hain olduğunu söyleyerek çekmişti. Bu akıllıca bir hamleydi çünkü sadece kendi içlerinde hain diye suçladığı Cemal'in hain olduğunu kanıtlamak için ona yardım etmezdim. Öte yandan bunları ironik kılan diğer gerçekse içimizde gerçekten bir hainin olmasıydı.

MODEL-2Where stories live. Discover now