eleven

1.4K 195 221
                                    

|20 Mayıs, 22:14|

"Kalktın sonunda!"

Harry'nin yüksek sesini kulağının dibinde duyduğunda, gülümseyerek ona doğru döndü ve omuz silkti Louis. Ne vardı yani öpücükten sonra utanıp bir saat boş boş oturmuşsa ve Harry onu zar zor ayağa kaldırmışsa? Dans pistine yeniden çıkmak için bir saatten çok daha fazlasına ihtiyacı vardı ama işte, Harry bir türlü yakasından düşmemişti. En son Liam da yanına gelip hayatının ilk partisini küçük bir öpücükten sonra yalnızca oturarak geçirirse ertesi gün çok pişman olacağını söyleyince, dayanamayarak yerinden kalkmıştı.

Ve şimdi, etrafı rengarenk giyinmiş genç insanlarla kaplıydı. Bu insanlardan birisi de maalesef Miles'tı. Onların mükemmel dans performansının yarattığı yıkımı atlatamadan, bir de üstüne bir öpücük darbesi yediği için bütün gece masasından Louis ve Harry'yi izlemişti. En son ikisi dans pistine kalktığında o da peşlerinden kalkmıştı, bu ezik davranışı Louis'yi tabii ki de güldürmüştü.

90'ların klasik, eğlenceli müziklerinden birinde dans ederken bir anlığına bakışları yeniden elalarla buluştu. Bütün gece üzerinde bu gözleri hissetmişti ve bu durumdan gerçekten de rahatsız olmuştu. Tam o sırada Harry sanki onun huzursuzluğunu algılamış gibi, ellerini onun bel kıvrımlarına atıp tam karşısına geçti ve uzun boyunun da yardımıyla, Miles'ın onu daha fazla izlemesini engelledi. Louis'nin ona gönderdiği minnet dolu bakışlara da yalnızca güzel bir gülümsemeyle cevap verdi.

Değişen müzikle beraber pistteki insanlar ikili gruplara ayrılıp birbirlerine sarılarak ve gülerek bir o yana bir bu yana sallanmaya başladıklarında Harry de hiç beklemeden Louis'yi sallamaya başladı, Louis de hemen kollarını onun boynuna sarmıştı. Hafiften kızardığını hissediyordu çünkü yeşil gözlerin parlayarak kendisini izlediğinin oldukça farkındaydı.

İkisi yaklaşık bir dakika boyunca gülerek sallandılar, bu hareketten sıkılmaya başladıklarında da Harry yine ilk adımı atan kişi oldu. Onun belinden ayrıldı ve minik ellerini büyük avuçları arasına aldı, biraz da birleşik olan elleri sayesinde dans ettirdi. Louis Harry onu nereye çekerse oraya gidiyordu ve bunu yaparken o kadar çok eğleniyordu ki, sırıtmaktan yanakları ağrımaya başlamıştı.

Bu minik danslarından sonra birkaç şarkıda daha dans ettiler. Son dans ettikleri müzik sonunda bittiğinde Louis nefes nefese kalmış bir şekilde elini göğsüne koydu ve soluklarını düzene sokmaya çalıştı. Bu sırada Harry de onun kulağına doğru eğilmiş, içki alacağını söyleyip yanından ayrılmıştı.

Yeni başlayan müzikle beraber omuzlarını yenilgiyle yere düşürerek masasına doğru ilerledi, başta dopdolu olan masa şimdi bomboştu. Herkes büyük dans pistinin bir köşesinde kendisine yer bulmuş olmalıydı.

Yorgunluktan kendini ilk bulduğu sandalyeye -aslında gecenin başından beri Harry'ye ait olan sandalyeye- atar atmaz hissettiği hafif rüzgarla ürperdiğini hissetti, terinin üzerinde soğumasını istemiyordu. Bu yüzden elini arkasında duran sandalyenin sırt yaslama kısmına atıp orada asılı olan gömleği eline aldı ve omuzlarına attı. Harry'nin gecenin başlarında terlediği için üzerinden çıkardığı gömlek, tamamen o gibi kokuyordu. Yalnızca iki saatliğine üzerinde kalmış olsa da, Harry'nin bütün kokusunu üzerine çekmişti.

Yanındaki boş sandalye çok geçmeden dolduğunda başını o tarafa çevirdi ve Harry'nin tek elinde tuttuğu iki boş kadehi eline aldı, masaya bıraktı. Harry de elindeki şarap şişesini bardakların yanına koydu ve Louis'nin nereden bulduğu hakkında hiçbir fikri olmadığı tirbuşonun sivri ucunu şişenin üzerindeki mantar tıpaya sapladı, tirbuşonun ucundaki aparatı yavaşça çevirmeye başladı. Tirbuşonun kolları Harry çevirdikçe yana doğru açılırken Louis iyice öne doğru yaklaşmış, onu dikkatli bir şekilde incelemeye başlamıştı.

the great escape | l.s.Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora