nine

1.4K 200 229
                                    

|17 Mayıs, 14:52|

"Loueeehhhh!"

Kapısı birdenbire açıldığında Louis yerinde sıçrayarak başını dosyalardan kaldırıp o tarafa doğru döndü. Harry gömleğinin ilk üç düğmesi açık bir şekilde içeri dalmıştı. Gömleğin etek kısmının yarısı pantolonun içinde, yarısı dışarıdaydı. Saçları darmadağınıktı. Louis onun ihaleye gittiğini bilmese kavgadan falan çıktığını düşünecekti.

"Bil bakalım kimin şirketi ihaleyi kazandı?"

Harry'nin gülerek sorduğu soru üzerine Louis yerinden hevesle kalkıp "Beniimm!" diye bağırdı. O bunu yapınca Harry gözlerini devirip "Bizim." diye mırıldanmıştı, fakat Louis mutluluktan onu dinlemiyordu. Küçük bir çocuk gibi hoplaya zıplaya Harry'nin yanına varır varmaz parmak uçlarına kalktı ve kollarını onun boynuna doladı. Şirketteki herkesin ihale için ne kadar çok çalıştığını kendi gözleriyle görmüştü. Harry'yi şu son beş gün içerisinde toplamda birkaç saat kadar görebilmişti. Genç finans müdürü, işinin en iyisini yapabilmek için öğle yemeklerini bile odasında yemişti.

Boynuna sarılan kollar üzerine o da ellerini minik bel boşluğunun üzerinde kenetledi. Şirkete kendi arkadaş grubuyla geri döndüğü için tüm yol boyunca lisede futbol maçı kazanmış erkek çocukları gibi eğlenmişlerdi. Şirkete dönerken şarkılar söyleyip bağırıp durduğu, ve eh, kaç gündür durmadan ihaleye hazırlandığı için kendisini biraz yorgun hissediyordu. Günler sonra dinlenebildiği ilk yer Louis'nin omzu olduğu için başını oraya yerleştirdi ve birkaç saniyeliğine de olsa enerji topladı.

Louis kulaklarının hemen dibinde onun nefeslerinin yavaşladığını hissettiğinde bedenini iyice kendisine yapıştırıp geri geri yürümeye başladı. Harry onun bu hareketine başta şaşırmış olsa da daha sonradan hiçbir şey söylemeyip kendisini içeriye sürüklemesine izin vermişti. Louis onu tekli koltuklardan birisine bıraktıktan sonra geri çekildiğinde de mayışarak koltuğa biraz daha sinmişti.

"İstersen burada biraz uyu. Biliyorsun şirketin buraları sessiz oluyor, kimse de gelmez zaten. Ben de sessiz çalışıyorum, seni rahatsız etmem. Tabii sen horlayıp beni rahatsız etmezsen."

Louis son söylediği şey üzerine kendi kendine kıkırdayınca Harry kaşlarını çatıp gözlerini açtı ve "Ben horlamam!" diye sitem etti. Louis ise başını yalancı bir şekilde aşağı yukarı salladı. Harry'yle bir gece beraber uyumuştu ve horladığını duymamıştı, yine de onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu.

Saniyeler sonunda Harry'nin gözlerini kapanıp nefesleri düzene girmeye başladığında Louis sessizce sandalyesinin arkasına astığı ceketi alıp onun üstüne örttü ve masanın başına geri oturup işinin başına döndü. Ve Harry'nin yavaş nefesleri eşliğinde çalışırken hiçbir şikayeti olmadı, ses varken asla odaklanamayan birisi olmasına rağmen.

**

|16:21|

"Sessiz ol Ni, uyuyor."

Tanıdık yumuşak sesi duyunca yerinde rahatsızca kıpırdandı. Üzerine yattığı kolunu hissedemiyordu.

"Oh, özür dilerim. Patron ona izin vermişti, Zayn eve gidebileceğini söylemek için tüm şirkette onu aramış. Senin yanına bakmamış ama aptal."

Niall'ın fısıldayarak söylediği şeyler üzerine Louis gülerek başını salladı. "Uyudu şimdi, benim işim de birazdan biter. Uyandırırım beraber gideriz."

the great escape | l.s.Where stories live. Discover now