ten

1.7K 208 508
                                    

ya diğer bölümü okumayı unutmazsınız inş 🤞🏻🤞🏻🤞🏻

• • •

|20 Mayıs, 18:23|

Harry: Hazır mısın artık çıkabilir miyim 😠

Louis telefonuna gelmiş olan mesaja hafifçe kıkırdayıp cevap olarak 'Hazırımmm' yazdı ve gönder tuşuna basar basmaz kapısı çaldı. Başını iki yana sallayarak kapıya doğru yürürken siyah kemerini pantolonunun kemer deliğine geçirmeye çalışıyordu.

Başı hafifçe aşağıya eğikken kapıyı açınca ilk önce Harry'yi göremedi, bu yüzden onun kendisini izlediğini de farkına varamadı. Fakat gelenin o olduğunu tabii ki de biliyordu.

"Şirkete de böyle gelmelisin." diye söze girdi Harry, sesindeki hayranlık tınısı bariz bir şekilde. "Çok güzel görünüyorsun."

Louis söylediği şeyi duyunca bakışlarını ona çevirip pembeleşmiş yanaklarıyla minik bir gülümseme gönderdi.

Her zamanki iş kombininin oldukça aksine, Harry'yle alışverişe gidecekleri için günlük kıyafetlerini giymişti. Siyah, bol bir kot pantolon, beyaz tişört ve krem rengi, büyük bir örgü hırka. İş dışında ceket giymeyi hiç sevmezdi, daha çok rahat giyinenler kulübünde sayılırdı.

"Önce parti için kıyafet bulmamız lazım, sonra kuaföre gidip saçlarımızı 90'lar saçı yaptıracağız."

Louis gözlerini hayretle büyültüp ona baktığında Harry gülümsemek dışında hiçbir şey yapmadı. Louis'yi partiye temaya uygun bir şekilde gelmeye ikna etmek yaklaşık olarak bir dakikasını falan almıştı, saç olayında da zorlanacağını düşünmüyordu bu yüzden. Anlaşılan o ki, prenses kendisi kadar inatçı değildi.

Louis bir koşu içeriye gidip telefonunu ve sırt çantasını aldıktan sonra birlikte evden çıktılar, Harry'nin arabasına atlayıp sık sık gittiği eski kıyafetler satan bir dükkana doğru ilerlemeye başladılar.

"Her sene cadılar bayramında eski şarkıcı veya oyunculardan birisi olurum, sürekli oradan alışveriş yaparım. Bugün de ikimize uygun bir şeyler bulacağımıza eminim."

Harry hevesle konuşmaya devam ettiğinde Louis gözlerini devirerek yolu izlemeye devam etti. İçinde hafiften bir heyecan vardı fakat bunu belli etmek istemiyordu.

Araba sonunda ara sokaklardan birindeki minik bir dükkanın önünde durduğunda Harry'yi beklemeden aşağı indi ve içeri girdi. Onun zaten arkasında olduğunu biliyordu.

Kapıdan içeri adımını attığı anda onu rengarenk kıyafetler karşıladı, böyle şeylere bayıldığı için direkt olarak kendisini kıyafetlerin içinde kaybolmuş olarak buldu.

"Merhaba, Bernard. Erkek arkadaşım ve ben 90'lar temalı bir partiye katılacağız da. Bize uygun bir şeyler ayarlayabilir misin?"

Harry ve muhtemelen 50 yaşının üstünde bir adam dükkanın bir köşesinde konuşurken Louis etrafındaki kumaşlara aşkla dokunmaya devam ediyordu.

"Loueh, buraya gel. O baktığın yer 1980'ler."

1980'ler mi? Pekala, bu parti neden 1980'ler temalı değildi ki? Louis oflayarak oradaki kıyafetlerin yanından ayrıldı ve Harry'nin yanına gitti. Onun karşısında duran adamla tanıştıktan hemen sonra reyondaki kıyafetlere birer birer bakmaya başladı.

"Sana vatkalı bir şeyler mi alsak ya?"

Harry gülerek onun üzerine, omuzlarındaki büyük vatkalar da katılınca oldukça kötü gözüken kırmızı bir gömlek tuttuğunda Louis onu eliyle ittirerek kot pantolonların bulunduğu kısma yöneldi.

the great escape | l.s.Where stories live. Discover now