five

1.5K 199 503
                                    

|6 Mayıs, 17:58|

Louis evde üzerlerine çalışacağı dosyaları sırt çantasına güzelce sıkıştırdıktan sonra çantasını taktı, masanın üzerinde duran telefonunu da eline alıp kapıya yöneldi.

Elini tokmağa atıp bir kez çevirdikten sonra kapıyı kendine çektiğinde karşısına birden Harry çıktı. Yumruk yaptığı eli havada kalmıştı, muhtemelen kapıya tıklayacaktı.

Louis onun gelmesine hiç şaşırmamıştı çünkü Harry Miles'la ilgili her şeyi öğrendiği günden beri -ki bu yaklaşık olarak bir haftaya tekabul ediyordu- her öğle arası ve akşam iş çıkışı gelip Louis'yi odasından alıyordu. Hatta sabahları bile içeri beraber girebilmeleri için kapıda bekliyordu.

Sırf bu yüzdendir ki; Miles, Louis'yi hiçbir zaman yalnız yakalayamıyordu. İş saatlerinde zaten herkes kendi işinde gücünde olduğu için Louis'nin odasına da gelemiyordu. Yani sürekli Harry'yle dip dibe olmak hariç, Louis'nin keyfi şimdilik yerindeydi.

"Tanrı aşkına, Harry, sürekli dibimde gezmeyi bırak. Miles'ın hakkından gelebilirim."

Louis konuştuğu sırada odadan çıkıp önden önden yürümeye başladığında Harry de hemen peşine takıldı, Louis'yle uğraşmak hoşuna gidiyordu.

"Ama ne yapayım, adamın kıskanç bakışlarını görmek o kadar hoşuma gidiyor ki. Kaos... Güzel bir şey."

Harry abartılı bir şekilde iç çekerek konuştuğunda Louis ona gözlerini devirdi, fakat hemen ardından o da gülümsedi. Harry'yle iyi arkadaş olmuşlardı, fazla umursamaz olsa da iyi biriydi. Louis'yi güldürüyordu.

Dışarı çıktıklarında Louis her zamanki gibi kendi arabasına doğru yürümeye başladı, fakat Harry saniyeler sonra "Louis!" diye seslenerek onu durdurmuştu.

Louis başını arkaya çevirdiğinde Harry'nin başını aşağı eğmiş, oldukça dikkatli bir şekilde telefonuna bakıyor olduğunu gördü.

"Sanırım ev sahibim az önce mesajla beni kiracısı olmaktan men etti."

Louis kaşları çatık bir şekilde "Ne?" diye sorup hızlı hızlı yürüyerek onun yanına geri döndüğünde ve başını aşağı eğip onun telefonuna baktığında gördüğü mesajla şoka uğradı, ev sahibi Harry'den gerçekten de evi iki gün içinde boşaltmasını istiyordu.

"Neden ki?"

Başını kaldırıp mavilerini merakla onun suratında gezdirdiğinde Harry'nin tek yaptığı şeyyüzünü ona doğru çevirip "Sanırım tek gecelikler yüzünden." demek oldu. "Ama anlamıyorum, son felaketten beri kimseyi götürmüyorum."

Louis kaşlarını merakla çatıp "Son felaket?" diye sordu, onun neyden bahsettiğini tam olarak anlayamamıştı.

"Kaçtığım sarışın kız vardı ya. Topuklu giyen, her yerde beni arayan felaket..."

Louis kaşlarını anladığını belirtircesine havaya kaldırdıktan hemen sonra aklına gelen şeyle eski konumlarına geri döndürdü. "Benimle tanıştığın günden beri yani?"

Harry bakışları yine telefonuyla buluştuğunda "Aynen." diye mırıldandı, konuşurken ev sahibine hızlı hızlı bir şeyler yazıyordu. "Seninle tanıştığım günden beri eve kimseyi almadım, yani bayağıdır rahat duruyorum. Sorun ne anlamadım cidden."

Louis başını aşağı yukarı sallarken yine merakına yenik düşerek onun yazdığı şeylere baktı. Uzun bir şeyler yazdığını düşünmüştü fakat bakışları telefonun ekranıyla buluştuğunda görebildiği tek şey 'Pekala, sürtük.' olmuştu. Ne yani, evi boşaltmayı bu kadar çabuk mu kabul ediyordu?

the great escape | l.s.Where stories live. Discover now