twelve

1.7K 201 484
                                    

bu bölümü valla hiç sevmedim ama hep yarın yarın dedim diye atıyom artık çok bişi beklemeyin yani 😔🤚🏻

bi de bu bölüm uzundu o yüzden diğeri kısa ÖŞAÖDKQNSVWMDŞS 😚

• • •

|21 Mayıs, 23:37|

Louis işini sonunda bitirebildiğinde saatlerdir oturduğu sandalyede dikleşip sırt kaslarını gevşetti, her yeri tutulmuş gibi hissediyordu.

Yerinden güçlükle kalkıp salona gittiğinde işten gelir gelmez fırlattığı ceketinin hâlâ koltuğun üzerinde olduğunu gördü, fakat gidip de onu portmantoya asacak gücü bile bulamadı kendisinde. Bu yüzden o konuda hiçbir şey yapmadı. onun yerine gidip televizyonun karşısındaki koltuğa kuruldu.

Açlıktan guruldayan karnını umursamamaya çalışarak televizyonda gezerken birdenbire gördüğü tanıdık yüzle olduğu yerde kaldı. Harry'nin geçen günlerde izlettiği dizinin başrol karakteriydi bu, Louis kendisine engel olamadan birdenbire diziyi izlemeye başladı.

Bölümü yarıladığında açlığı artık çıldırtacak bir seviyeye gelmişti. Buzdolabı bomboştu ve bütün gece çalışmak, Louis'nin aklına bir şeyler sipariş etmeyi getirememişti. Telefonunda online sipariş sitelerinde geze geze yatak odasına yürüdü, hâlâ yiyecek bir şeyler ararken dikkatli bir şekilde masasının yanındaki büyük pencereden geçti ve çatıya çıktı. Biraz hava almaya ihtiyacı vardı.

Birkaç dakika boyunca sitede öylece gezmeye ve oldukça lezzetli görünen yemeklere bakmaya devam etti, ağzının suyu aktı akacaktı. O kadar çok seçenek vardı ki seçim yapmakta zorlanıyordu.

"Loueh?"

Birdenbire duyduğu ses yüzünden sıçrayarak karşısına baktığında karanlıkta gördüğü ilk şey kıvırcık saçların gölgesi oldu. Rahatlayarak derin bir nefes verirken elini göğsüne koydu, kalbi hızlı hızlı çarpıyordu.

"Korkuttum mu? Özür dilerim."

Harry'nin derinliğine nazaran şaşırtıcı bir şekilde yumuşak sesi kulaklarına dolduğunda önemli olmadığını belirtmek başını iki yana salladı.

"Ne yapıyorsun orada?"

"Oturuyorum."

Louis'nin omuz silkerek verdiği cevap Harry'nin yüzünde sahte bir şaşkınlık ifadesinin oluşmasına sebep olmuştu.

"Neden orada oturuyorsun?"

Louis başını aşağı eğip yemekleri incelemeye devam etti. "Yemek bakıyorum, açlıktan öleceğim yoksa."

Tam o sırada karnından garip bir ses geldiğinde korkuyla Harry'ye baktı, genç adamın yüzünde kocaman bir sırıtma oluşmuştu. "Bence de öleceksin açlıktan, bekle burada."

Söylediği şeyin hemen ardından gülerek içeri girdiğinde Louis bir elini alnına yapıştırdı ve sesli bir şekilde ofladı. Ardından başını karnına doğru eğdi, "Bok ye!" diye çıkıştı.

Telefonundaki yemek uygulamasını kapatıp yeni indirdiği saçma oyunu oynamaya başladığı sıralarda karşı pencerede hissettiği hareketlilikle telefonunu kilitleyip cebine attı ve başını Harry'nin penceresine doğru çevirdi.

the great escape | l.s.Where stories live. Discover now