14. Bölüm

17.7K 1K 450
                                    

Multi Karaca

Yerimden hızla doğruldum. Ne demek gitmişti? Bu kadar ani ve hızlı mıydı?

"Ne demek gitti?" diye soru yönelttim Eymen'e. İçimde fokurdayan o tuhaf hissi uzaklaştırmak istiyordum bedenimden.

"Gitti işte. "

Gözlerim hayal kırıklığı ile Ceyhun'a döndü. " Olacağı buydu." dedi alçak sesle.

Sıkıntıyla nefes verdim. Dilim kopsaydı da o gece konuşamasaydım. Hangi akılla uzakta olmasının sağlıklı olacağını sanmıştım. Git derken aklım tam olarak neredeydi? Halbuki biliyordum. Eğer giderse çok özleyecek, üzülecektim. Alışırım demiştim, kendimi doğru olanın bu olduğuna ikna etmiştim. Fakat doğru olan bu değildi. Hatta gitmesi seçenek sayılamayacak kadar kötü bir fikirdi.  Acaba o gece beynimi tam olarak nereye düşürmüştüm.

"Zehra abla siz eve geçin. Benim bir işim  var." dedim Eymen'in başını öperken. Zehra abla başını sallayıp Eymen'in ellerini tutarak uzaklaştı.

"Şimdi ye kendini. Ne bekliyordun ki abicim?"

"Gitmeyeceğini." dedim fısıltıyla çıkan sesimle. Elimi sıkıtıyla saçlarımın içinden geçirdim. "Nereye gidiyordur ki?

"Emel bilir."  

Haklıydı. Neticesinde buradaki en yakın arkadaşı Emel'di. Ceyhun'la Emel'in evine doğru ilerledik. Zili çaldığımızda Emel elinde su bardağı ile kapıyı açtı. "Bir şey mi oldu?" dedi kapıda dikilen bize telaşla.

"Yok bir tanem, telaş yapma. Arkadaş bir bokluk yaptı. Onu temizleyeceğiz."

Kaşlarımı çatarak Ceyhun'a baktım. "Hala komutanınım, biliyorsun değil mi?"

"İş başka , aşk başka Karaca'cım." dedi ve Emel'e döndü. 

"İçeri gelmez misiniz?" 

Ceyhun kabul edecekken hızla reddettim "Acelemiz var, sağol."

Omuz silkti "Niye gelmiştiniz?"

Ceyhun söyle der gibi bakınca derince bir nefes verdim "Ahu gitmiş."

"Gidecek." diye düzeltti beni. Gözlerim parladı "Bileti akşama." 

"Sana bir şey dedi mi? Neden gidecekmiş?" diye sordu Ceyhun imayla bana bakarak. Emel birkaç saniye kaşlarını çatarak suratıma bakmasının ardından konuştu "Kızı kırmışsın, ama merak etme senin yüzünden gitmiyor. Ailevi bir meselesi var."

"Temelli mi gidecek?" diye sordum korkuyla. "O da bilmiyor." 

Sıkıntıyla nefes verdim. "Gitmeden sana bir şey dedi mi?" 

Başını olumluca salladı "Buraya onun için gelmedim, onun için gitmem dedi. Ne kadar kalbini kırdıysan artık." dedi bana tripli olduğunu saklamayarak.

Yutkundum. Ceyhun ve Emel'in 'iyi oldu sana' bakışları altında elimi enseme atıp kaşıdım. Tek bir lafımla hareket edebilecek birisi olmadığıı biliyordum. Ama sebep ne olursa olsun gidiyordu. Dönecek miydi belli değildi ve bana dargın gitmesini istemiyordum. 

Ahu'dan

"Babanne maması kalmış mı Kedi'nin?" diye seslendim ayakkabımı giyerken.

"Yarım paket kadar vardır, al istiyisen. Davar gibi yiyir zaten heyvan, biter." dedi kapıya yanıma gelirken. Gülümseyerek kutusuna zar zor koyduğum kediyi kucağıma aldım.

"E o da bir canlı, acıkıyor."

Babannemde benimle birlikte montunu alıp çıkınca anlamayarak baktım "Sen nereye?"

Mendilimin YeşiliWhere stories live. Discover now