5. Bölüm

18.9K 1K 194
                                    

Keyifli okumalar

Kafamdan aşağı kaynar sular akarken içimde hissettiğim öfkeyi dışa vuramamanım etkisiyle gözlerimi sıkıca yumdum. Babam olacak o adam hala hangi yüzle gelebiliyordu? Üstelik birde beni almaya. Sanki çok babalık yapabiliyormuş gibi hangi yüzle almaya gelebiliyordu?

Üzerimdeki siniri bir kenara atmaya çalışarak ayaklandım. Gözler bana dönerken telefonumu çantama attım "Kusura bakmayın, gitmem gerekiyor."

"Bir sorun yok değil mi Ahu?"

Emel'in yönelttiği soruya olumsuzca kafa salladım "Yok, hayır."

Karaca ekmeğini bırakıp ellerini peçeteye silerken ayaklanacağını anladım "Lütfen, gerek yok. Ben bir taksiye atlar giderim, çok uzak sayılmaz zaten."

Yüzümdeki kararlılıktan olsa gerek itiraz etmekten vazgeçti. "Dikkat et canım." dedi Emel. Gittiğim için üzüldüğü suratındaki ifadeden belliydi.

"Sende."

Emel ile birbirimize gülümserken gördüğüm ilk taksiyi çevirdim. Evin adresini verip kafamı arkaya doğru yasladım. Öğlen aldığım ağrı kesicinin etkisi çoktan geçmiş sırtımdaki ağrılar kendini göstermeye başlamıştı. Hissettiğim ağrıyı görmezden gelmeye çalışarak gözlerimi sıkıca yumdum.
Tüm hayatım resmen birkaç ayda altüst olmuştu.

Hemde bir ses hızıyla.

Kendimi dinlemek acılarımı tazelerken gözümden akan yaşı sweatimin kollarına sildim.

"Abla geldik."

Ücreti taksiciye uzatıp iyi akşamlar diledim.
Ellerimdeki poşetler yorulan vücuduma ağırlık yaparken bahçeden içeri girip kapıyı çaldım.

Kalbimin ritmi büyük bir hızla değişirken babamla ne kadarda yüzleşmek istemediğimi şuan fark ediyordum. Saniyeler sonra kapı açılırken suratı yerle birleşmiş olan babanneme çatık kaşlarla karşılık verdim. "Salondadır."

İçimdeki öfkeyi yeniden uyanırken salonun kapısının ağzında, elinde birası bizi izleyen babama döndüm.
"Bu her gün bu saatte mi geliyor eve?"

Babannem bir şey diyecekken gözünün içine baktım. Alkollüyken babanneme sarması en son isteyeceğim şey bile değildi.
"Kimlerle sürtüyorsun bu saatlere kadar lan sen?"

Yanından geçip gidecekken kolumdan çekiştirip burnumun dibine girdi. Alkol kokusu tüm midemi ayağa kaldırırken elimdeki poşetleri çekiştirdi "Çaput mu aldın kendine? Bizim sigara alacak paramız yok, hanımefendi poşet poşet alışveriş yapıyor."

Poşetleri elinden kurtarıp dolan sabrımla birlikte yüzüne tükürdüm "Sen ne yüzle buraya gelip ahkam kesiyorsun?"

Elinin tersiyle yüzünü sildi "Senin dilin fazla uzamış, keserim o dili." "Anamın evine ne zaman geleceğimi sana mı sorucam lan ben?"

"Bayramda bile aramadığın annenden mi bahsediyorsun ?" dedim, ters bir ifadeyle.

Dişlerini sıkarken elindeki şişeden koca bir yudum aldı "Tamam uzatma, götürmeye geldim seni. Urfa macerası bitti, toparlan. "

İğrenerek suratına baktım "Sen hangi sıfatla beni götürmeye geldin pardon?"

"Bana bak Ahu, çok oluyorsun sen. Babanım ben senin."

Histerik bir kahkaha attım "Babamsın öyle mi? Ne zaman sarıldın sen bana? Kızım dedin, öptün kokladın?"

Sinirden gözlerim dolarken devam ettim "Hangi babalıktan bahsediyorsun sen? Sanki babalık nedir biliyormuş gibi gelip beni götürmeye sakın kalkma!"

Mendilimin YeşiliDonde viven las historias. Descúbrelo ahora