18. Bölüm

11.4K 760 137
                                    

Keyifli okumalar.

"Anlat."

Gözlerimi aralayıp başımda dikilen Yeşim'e ters bir bakış attım ve yeniden gözlerimi yumdum. "Dinliyorum Ahu'cum." dedi ısrarlı ses tonuyla. Sıkıntılı bir nefes vererek yattığım yerden doğruldum.

"Pes etmeyeceksin değil mi?" dedim. Sırıtmakla yetindi. Cevabımı çok net almıştım, pes etmeyecekti.

"Dinliyorum." dedi yerinde kıpırdanarak. Alnımı kaşıdım. Sanırım biraz çekinmiştim bu konuyu konuşmaktan. "Aramızda bir şey yok." dedim sakin bir ses tonuyla. Benim aksime fevri bir tavırla ayağa fırladı.

"İnanmam!"

Gözlerim yuvalarından çıkarken ayaklanarak kollarından tuttum. Gece gece bağırıp herkesi başımıza toplamak mı istiyordu bu kız? "Sessiz ol!"

Az önceki ses tonuna nazaran kısık bir sesle konuştu "Ne demek aramızda bir şey yok!? Gördüm aranızdaki elektriği, hayatta inanmam." Sırtımı yatak başlığına verip bağdaş kurdum. "Yani.. Aramızda somut bir şey yok. Garip çekimler, tuhaf göz göze gelmeler,küçük iltifatlar.. Bunlardan ibaret." Gözümün önüne yüzüme yaklaştığı an gelince yutkundum.

Duydukları hoşuna gitmiş olacakki otuz iki diş gülümsemeye başladı. "Anlamıştım zaten."
Bok anlamışsındır der gibi bakarak alnımı ovuşturdum. Deli gibi yol yorgunuydum.Uyuyup uyanıp bir an önce Umut'u kucaklamak istiyordum fakat Yeşim hanımın radarına yakalanmıştım. "Eee? Nasıl tanıştınız peki komutan beycimle ?"

"Ne yapacaksın nasıl tanıştığımızı? Tanıştık işte. Söyledim işte aramızdaki şeyi, rahat bırak da uyuyayım artık." dedim, sitemle. Üfledi. "Seninle de iki çift laf edilmiyor. Soğuk nevale." Kaşlarımı çatarak kafamı yeniden yastığa koydum.

"Boş konuşmana alet olmadım diye soğuk nevale oldum hemen." diye söylendim. Beni umursamayarak yatakta yanıma kıvrıldı. Ne kadar dedikoduyu ön seçenek olarak görse de bu onun da yolun yorgunluğunu taşıdığı gerçeğini değiştirmiyordu.

-

Kolumda hissettiğim uyuşukluk uykumu bölerken usulca gözlerimi araladım. Üzerinde çok yattığım için kolum uyuşmuştu. Ellerimden destek alarak oturma pozisyonuna geçtim. Saat 6 buçuğa geliyordu ve Yeşim henüz uyanmamıştı. Gözlerimi ovuşturdum. Yorgunluğumu tam olarak atamamıştım. Birkaç saniye halı desenlerini inceledikten sonra komodinin üzerindeki telefonuma uzandım. Emel'den iki yeni mesaj vardı.

-Ahu?
-Ne yaptın? Annenler nasıl?

Geceden kalmaydı mesaj fakat gene de cevap verdim.

-İyiler, çok şükür.

Mesaj beklemediğim bir şekilde mavi tik olurken yazıyor.. yazısına şaşkınca odaklandım. Emel'in bu saatte uyanık olmasını beklemiyordum.

-Geleceksiniz değil mi buraya?
-Lütfen evet de.

-Urfadayız. Gece geldik.
-Sen neden bu saatte uyanıksın? Bir sorun yok değil mi?

-Ceyhun göreve gitti. Onunla vedalaştık. Uyku
tutmadı sonra.
-Bir sıkıntı yok merak etme.

Şaşkınca ekrana bakarken alnımı kaşıdım. Ceyhun Karaca ile aynı timdeydi. Ceyhun göreve gittiyse Karaca'da gitmiş olmalıydı. Bir şey yazmama gerek kalmadan Emel bir yeni mesaj daha gönderdi.

Mendilimin YeşiliWhere stories live. Discover now