20. Bölüm

10.6K 774 168
                                    

Keyifli okumalar

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken bana aynı şaşkınlıkla bakan Karaca'ya göz ucuyla baktım. Bir bana bir Funda'ya bakıyordu, anlaşılan fotoğraftaki kız olduğunu anlaması çok da zamanını almamıştı. "Hoş gelmişsiniz." Arkamızdan gelen sesle babaanneme doğru döndüm. "Bu kız niye burda babanne?" diye sordum direkt, kendimi tutamamıştım. Babannem elindeki tabakları masaya yerleştirmesi için Yeşim'e uzattı ve ardından kimsenin duymaması için biraz yaklaşarak konuştu.

"Karaca oglım yemeğe gelince, bende Funda'yı davet etmişem. Belki tanışırlar kaynaşırlar diye. Fena mı etmişem?" Derin bir nefes vererek bakışlarımı Karaca'yı süzen Funda'ya çevirdim. "Bravo babanne, baya iyi düşünmüşsün." dedim sinirli çıkan sesime engel olamayarak. "Aman atarli, sana nolayi?"

Bir şey demek yerine gözlerimi salonda gezdirdim. Nasıl da yiyecek gibi bakıyordu Karaca'yı. Kaşlarım çatılırken belime sarılan Umut'la kaşlarımı serbest bıraktım. "Birileri beni mi özlemiş?" dedim gülümseyerek. Karaca'nın bakışlarını üzerimde hissediyordum. "Evet!" deyince eğilerek yanaklarını öptüm. Gülümseyerek salona geçti ve oturdu. Kapıda daha fazla dikilemeyeceğimi fark ettiğimde Umut'un yanına geçip oturdum.

"Sen Ahu olmalısın." dedi ince bir ses. Bakışlarımı halı desenlerinden çekip sesin sahibine, Funda'ya döndüm. "Evet." Bir şey demeden başını salladı. "Askersiniz galiba." dedi birkaç dakika sonra, bu sefer muhattabı Karaca'ydı. Güldüm, gülmem ile bakışlarını bana çevirdi. "Komik bir şey mi söyledim?" Omuzlarımı silktim. "Asker üniforması giydiğine göre doktor olmalı." Yeşim söylediklerimle sırıtırken bir Karaca adını koyamadığı bakışlarla bana bakıyordu. "Yüzbaşıyım." dedi kısaca, bakışları bende olmasına rağmen muhattabı Funda'ydı.

"Yemek hazır, buyurun hadi." dedi annem. Masaya geçerken Funda'nın ince sesi yeniden odayı doldurdu. "Böyle olmadı, yardım etseydim keşke." Dedi Karaca'nın yanındaki sandalyeyi çekip otururken. "Keşke.." dedi Yeşim ve oturup arkasına yaslandı. "Keşke etseymişsin, 1 saattir burdaydın." Yeşim'in yanına otururken masanın altından uzattığı yumruğuna yumruk tokuşturdum. Annesinin kızıydı.

"Ya canım, nerden bileyim. Pervin teyze oturtturdu bi anda." dedi yapmacık bir edayla. Gözlerimi devirmemek için zor dururken annemlerin gelmesi ile yemeğe başladık.

"Karaca oğlum, sana çok ayıp oldu. Uyku sersemi bir teşekkür edemedim." dedi annem mahçupça. "Olur mu öyle şey Demet hanım, teşekküre ne hacet."

Annem ağzındaki lokmasını bitirirken gülümsedi "Olsun, allah senden razı olsun." Gözleri anlık bana kaydı ve yeniden Karaca'ya döndü "Ayrıca hanımı bi kenara bırak. Demek abla de, lütfen."

Karaca gülümserken pür dikkat yüzüne baktım. Gülümsemesi ile hafif kısılan gözleri onu daha sempatik bir hale getiriyordu. Sert çehresine inat gülümseyen yüzüne bir daha göremeyecekmiş gibi uzun uzun baktım. Göreve gidecekti, uzun süre onu görememek benim için zor olacaktı. Hep gidiyordu evet ama bu seferkinin farklı olacağını açık bir şekilde belli etmişti, daha uzun kalacaktı. Onu hem özleyip, hemde ona zarar gelmesinden korkmak benim için zor olacaktı. Gözleri yediği yemekten ayrıldı ve aniden gözlerimle buluştu. Gözlerimi kaçırmak yerine bakmaya devam ettim. Onunla kalan zamanımı yüzünü ezberleyerek geçirmek istiyordum. "Ee Karaca oglım, tanışmış mısen Funda kızımlen?"

Gözlerini benden ayırdı. "Fırsat olmadı henüz." Babannem yerinde kıpırdandı, fazla hevesliydi aralarını yapmak için. Gözlerimi Karaca'dan ayırmadan dinlemeye devam ettim. "Funda da şu yemek yapma bölümünden mezundur." dedi Babannem. "Gastronomi." diye düzeltti Funda. "He ondandır." Karaca bakışlarını Funda'ya çevirdi.

Mendilimin YeşiliWhere stories live. Discover now