24. Bölüm

11.8K 610 153
                                    

Multide Yeşim karakteri varr. Temsili olduğunu hatırlatmama gerek yoktur umarım :)

Bu arada eklemeden geçemeyeceğim. Satır arası yorumlar yapan okurlar>all

Sanki onlarla aramızda garip bir bağ oluşuyor gibi. 🦋

Şaka bir yana hepiniz benim için çok değerlisiniz. Hepinize destekleriniz için teşekkürler ederim. Var olun. <33

Keyifli okumalarr.

"Dur sızlanma, geldik sayılır." Gözlerimi kapatan mendile elimle dokundum. "Bunu bana ellinci söyleyişin."

Durduğumuzda hevesle sordum "Geldik mi? Açayım mı?"

"Hayır Ahu, bekle." dedi bıkkınla. Birkaç hareketten sonra nefesini arkamda hissettim. Gözlerime bağladığı mendili çözdü. Birden gelen ışık gözlerimi kırpıştırmama sebep olurken merakla etrafıma bakındım. Dağın başında, güzel çiçeklerin olduğu ağaçlık bir alana gelmiştik. Kuş sesleri gülümsememe sebep olurken yerde duran örtüyü ve Karaca'nın elindeki sepeti fark ettim. "Piknik mi yapacağız!?" dedim sevinçle.

"Ne çabuk kapıyorsun sen, aferin." diyerek burnumu sıkınca kendimi geri çekip elinden kurtuldum. Bu hareketini sevmiyordum fakat o sürekli yapıyor, bundan büyük bir zevk alıyordu. "Yapmasana şunu..!"

Küçük bir kahkaha patlattı "Karizman mı çiziliyor küçük hanım?" Gözlerimi devirdiğimde sepeti örtünün üzerine koyup oturdu. Yanına gidip oturduğumda rüzgar yüzünden dağılan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Karaca bu hareketime gülümsedi "Bayılıyorum şöyle yapmana.." Dudaklarım benden izinsiz yukarı doğru kıvrılırken dudaklarımdan istemsiz bi hıı sesi çıktı.

Örtü üzerinde daha çok yayılırken gülümsedi "Hıı." 

Birkaç saniye süren bakışma ardından yalandan öksürdü ve sanki sesi kalın değilmiş gibi iyice kalınlaştırıp konuştu. "Ee hanım, aç şu sepetide karnımızı doyuralım bakalım." Kendi kendine bir role girmişti, küçük bir kahkaha attım.

"Sepet senin önünde, sen niye açmıyorsun?" Göz ucuyla sepete baktı. "Ben bu ilişkinin ağır abisi değil miyim?" Cevap vermeme izin vermeden eliyle kendisini gösterdi "Öyleyim."

"Ee, açmıyorum. Aç kal o zaman." dedim, şaka yaptığını elbette biliyordum fakat onunla inatlaşmak hoşuma gidiyordu.

"Neyse hadi ben açayım o zaman. Israr etme bu kadar." Sepeti iyice kendine yaklaştırıp açınca dudaklarımdan büyük bir kahkaha koptu. "Bak bunların hepsi aramızda tamam mı, Ceyhun sorarsa her şeyi sen yapıyorsun. Bilmesi sorun değil de geçen gün beni sana kek yaparken yakaladı ya hani." Kahkaham iyice büyürken o da gülmeye başlamıştı. "Dilinden düşemedik beyefendinin."

Karaca'yı anlıyordum. Şu an şakaya vuruyordu fakat o gün bana keki getirdiğinde sahiden sinirlenmiş haldeydi. Ceyhun ona "bize gelip emirler yağdıran komutana bak sen, teröristlere korku salmanın kaynağının pembe mutfak önlüğün olduğunu bilmiyordum" gibi cümleler söylemişti. Sepeti elinden çekip içindekileri çıkartmaya başladım.

"Aman mazallah, kenardan köşeden birisi çıkar. Otoriten sarsılmasın." Elimden yeniden sepeti aldı.  "Sarsılırsa sarsılsın." Sepettekileri hızlı hareketlerle çıkarttı. "Hanımcıyım kızım ben, hanımımın yanındayım. Seviyorum yani ne yapayım? Bir tanecik sevdiğimiz var, onun için yapmayacaksak kimin için yapacağız?"

Gülümseyip yanaklarını sıktım "Dur hanımcıyız dedik de, karizmamı çizeceksin şimdi."

"Çizilmez çizilmez."  dedim ve küçük bir kahkaha attım. Herkesin yanında olduğunun aksine benim yanımda ufak bir çocuk gibiydi. Karaca'nın bu halleri Eymen'in kime çektiğini daha iyi anlamama sebep oluyordu, kesinlikle tıpkı babasıydı.

Mendilimin YeşiliWhere stories live. Discover now