2. Bölüm

25K 1.3K 541
                                    

Tanıtım amaçlı ilk üç bölüm mümkün olduğunca erken gelecektir:)

Keyifli okumalar

Bugünün pazartesi oluşu içimdeki heyecanın kaynağıyken benim için bugün bir bayram sabahı havası vardı.

Kahvaltılıklarıda masaya koyduktan sonra babannemi uyandırmak için odasına doğru ilerledim. Kapıyı benden önce açmasıyla burun burun gelmişken korkarak geri atıldım.

"Zabah zabah ne yapiyirsen kızım."

Elimi yüreğimden çektim "Kahvaltı hazır ona çağıracaktım."

Babannem bana anlamaz gözlerle bakarken onu mutfağa sürükledim. Havalar soğuduğu için artık bahçede değil mutfakta yiyorduk yemeklerimizi.

"Hayret dogrisi. Siye bu vakitte bir yerlarınde pireler uçuşiyir olirdi."

Babanneme göz devirerek ağzıma bir peynir attım. "Siye nası gidecesen tee ıraklara."

Bilmediğimi belli eden bir şekilde dudak büzdüm. "Boşver hele sen şimdik buğu. Karnını eyice doyir. Gafan çalışmaz soğra. Ben düneyir düşündüydüm zaten."

Babannemin ağzıma teptikleriyle iyice karnımı doyururken saate baktım. Vaktim daha vardı, yolda uzundu tabi. İlk günden erken gitmek benim için daha iyi olacaktı.

Babannemle vedalaştıktan sonra kapıyı açmamla bir motosikletle bakışmıştım.

"Biri mi unuttu ki burda. Gerçi bahçe, kim bırakır ki bahçenin içine."

"Hele bi dene baalım. Sevicek misen."

Anlamayarak babanneme döndüm. "De hayde seni mi bekleyiz akşama gadar."

"Bu bana mı?"

"Yok bağa almışem, Hatçe'yi argama atıp gezerik diye."

"Babanne çok teşekkür ederim ama ben bunu kabul edemem. Bu çok büyük bir hediye. " "Hem sen ne diye masrafa girdin."

"Bağa bak Ahu. Almayayım ayagımın altina sei. Mesrafa girmişsemde girmişem. De hayde bin git mektebine."

Gülerek babanneme sarıldım. Agresif falandı ama seviyordum onu.

"İyi ki varsın babanne."

Babannem gülmemeye çalışsada dudağının kenarı kıvrıldı. "Hayde digkatli gidesin. Allah zihin açıklıgi versin."

Gülerek motora binerken, lisede motora binmeyi öğrendiğim için kendime teşekkür ettim.

Okula yaklaşırken şehirden baya bir uzaklaşmıştım. Adrese doğru yoldan gittiğime emindim fakat genede henüz lojmanı bulamamıştım. Motoru kenara çekip adrese yeniden baktım. Lojmanın az ileride olması gerekiyordu ama göremiyordum. Saate baktığımda henüz daha erken olduğunu görmemle derin bir nefes verdim. Erken çıkmakla doğru bir karar vermiştim.

Etrafta birilerine bakınıyordum ama sabahın çok erken saatleri olduğundan kimsecikler yoktu. Sıkıntıyla nefes verirken yüzümü avuçladım. Böyle giderse ilk günden işime geç kalacaktım.

Araba motoru sesi duymam ile yüzümü avuçlarımdan çekerken, it kopuk olmaması için dua ettim. Araba önümde durunca tereddütle baktım. Camlar filtreli olduğundan içi görünmüyordu ve tırsmaya başlamıştım. Bu saatte it kopuk dışında kim olurdu ki buralarda.

Cam yavaş yavaş inerken yabancısı olmadığım yüzle karşılaşmam ile kaşlarım çoktan çatılmıştı. "Yolda mı kaldın?" diye sordu, büyük bir soğuklukla. "Hayır," bakışlarımı sertleştirdim. "Beni mi takip ediyorsun?"

Mendilimin YeşiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin