1.Bölüm: ORTAK HESAP

99.8K 2.3K 6.6K
                                    

Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Keyifli okumalar!

*

En çok böyle gecelerden nefret ediyordum. Hani olur ya sabaha kadar zihnin bir türlü uykuya teslim olmaz, bütün gece gözlerini sımsıkı yumup uyuyor numarası yapmak zorunda kalırsın ve sabah uyandığında dayak yemiş gibi hissedersin... Tam da böyle bir gecenin sabahındaydım.

Tüm gece çalışmış, yorgunluktan yatağıma bile zor ulaşmışken nasıl olup da uyuyamadığımı bir türlü anlamıyordum. Bu uyku problemini son zamanlarda oldukça sık yaşıyordum. Sırf bu yüzden bir an önce uyuyabilmeyi umut ederek makyajımı bile silmeden yatağa girmiş olsam da hiçbir işe yaramamıştı.

Neden uyuyamadığımı biliyordum çünkü günlerdir heyecandan içim içime sığmıyordu. Beklediğim gün gelip çatmıştı ve bugün benim için büyük gündü. Bu gece son kez çalışacak, önümüzdeki haftayla birlikte de istediğim hayata doğru kocaman bir adım atmış olacaktım. Yıllardır uğruna çalıştığım hayalime kavuşmama çok az kalmıştı.

Her şeyin bugün bitecek oluşunu düşündükçe uykularım kaçıyordu.

Vücudumu uyuduğuna inandırmak için bütün gece yumduğum gözlerimi sabahın ilk ışıklarıyla birlikte aralarken dudaklarım keyifle kıvrıldı. Dünden açık bıraktığım perdelerin aralığından içeriye sızan güneş ışıklarına sövüyor olmam gerekirken onların tenimde ısıttığı yerlerde kelebekler uçuşuyor gibi hissediyordum. Sahi ne kadar zaman olmuştu böyle hissetmeyeli?

Yaşıyor gibi...

Uzun zaman önce yaşayan biri gibi davranmayı bırakmıştım aslında. Yıllar önce... Sadece hayalini kurduğum şey uğruna çalışmıştım ve artık vakit gelmişti. Elimi uzatsam tutabileceğim kadar yakınımda hissediyordum.

Normal şartlarda bu saatlerde uykuya yeni dalmış olmam gerekirken şu an yataktan çıkmak üzere olduğuma inanamıyordum. Çok da erken olmayan saat benim için çok erken bir saat sayılırdı çünkü bütün gece çalıştığım için ancak gündüzleri uyuyabiliyordum.

Yatakta oyalanmak bile keyif vermediği için güne bir an önce başlama hevesiyle yattığım yerden doğrulduğumda birkaç dakikayı ayaklarımı yataktan sarkıtmış bir şekilde boş boş pencereden dışarıya bakarak harcadım.

Ayağa kalkar kalkmaz ilk iş pencereyi açıp odayı havalandıracaktım çünkü gece çalıştığım mekânın kokusu üzerime öyle bir sinmiş ki kendi odamda değil de mekânda uyuyakalmışım gibi hissedecek kadar ağır ve kötü kokuyu beraberimde getirmiştim.

Gece boyu yatakta sağa sola dönmekten darmadağın olan saçlarımı karıştırarak oturduğum yerden kalktıktan sonra doğrudan pencereye yöneldim. Temiz hava ciğerlerimle buluşurken başımı geriye atıp uzun uzun gerindim. Gerçekten dayak yemiş gibi hissediyordum ve soğuk bir duş alana kadar bu histen kurtulabileceğimi sanmıyordum.

Birkaç dakika daha pencerenin önünde oyalandıktan sonra odanın çıkışına doğru yürümeye başladım. Birkaç adım sonra ayağıma takılan şey yüzünden yere kapaklanacakken iki yana savurduğum elim kenardaki şifonyere tutununca son anda kurtuldum.

Ağzımın içinde bir küfür geveleyerek ayağıma dolaşan kot pantolonuma tekme attım. Gece eve geldiğimde, içeriye girer girmez üzerimdekilerden kurtulmaya başlamıştım. Son zamanlarda bunu bir gelenek haline getirmiştim resmen. Eskiden tanıdığım kendimle kıyaslayacak olursam şimdi ki halim tam bir rezaletti.

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin