3.Bölüm: YOL ARKADAŞI

32.4K 1.5K 4K
                                    

Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Oy ve yorumlarınızın, özellikle paragraf yorumlarının ne kadar motive ettiğini söylemek ve onları bol bol görmek isterim 😌

Keyifli okumalar!

*

Yolun sonu nereye çıkar bilinmez. Her yol, başka bir yolun kapısıdır. Yola birlikte çıktığın insan ise yolun sonunda artık tanıdığın o insan değildir. Yollar değişir, insanlar değişir.

Hayatım boyunca yolun sonundan ziyade yolculukta geçireceğim zaman için heyecanlanırdım hep. Şimdi ise yola çıktığım andan beri mideme saplanan bir sancı, kalbime çöken bir yük, boğazıma oturan bir yumru eşliğinde acılar içinde kıvranarak yolculuk ediyordum. Arabanın tekerinin döndüğünü her seferde yol biraz daha netliğini kaybediyor, görüşüm gittikçe bulanıyordu.

Ağlıyordum çünkü!

Burnumu çektikten sonra çenemin titremesine aldanmadan çalan şarkıya mırıldanarak eşlik ettim. Şarkıyla birlikte her kelimede daha da yükselirken şarkı sözlerinin etkisiyle gözyaşlarım da eş zamanlı olarak daha hızlı akmaya başlıyordu.

"Kaderimde bu da mı vardı? Sevdiğimi başkalarıyla... Göreceksem eğer kö-"

"Kes artık!" diyen Saruhan'ın sesiyle irkilerek kendime gelirken şarkıyı kapatmak için müzik çalara uzanan eline dehşetle bakakaldım.

"Ne yapıyorsun ya?" diye çıkıştım hemen. Vakit kaybetmeden tek elimle direksiyonu tutmaya devam ederken diğer elimi, her ne kadar tereddüt etsem bile, direksiyondan çekip şarkıyı yeniden açmak üzere müzik çalara uzattım. Şarkı kaldığı yerden devam ederken biraz öncekine kıyasla daha yüksek olan bir sesle eşlik etmeye devam ettim. Saruhan'a inat.

"Yar... Ellerin nerde? Ya beni de götür ya da gitme..."

Saruhan, ağzında, tam anlamıyla duyamadığım, bir küfür gevelerken yeniden uzanıp şarkıyı kapatarak benimle inatlaşmaya devam etti. Burnundan soluyarak geriye yaslandığında öfkeli bakışlarının yüzümü incelediğini gördüm.

"Uçuruma sür," dedi yüzündeki öfkenin aksine gayet sakin bir sesle.

"Ne?" diye sorarken kulaklarıma inanamamış gibi bir ifadeyle kaşlarımı çattım. "Ne yapayım?"

"O berbat sesinle kulaklarıma işkence etmeye devam edeceksen uçuruma sür daha iyi," diye açıklayarak başını geriye yasladı ve uykusuna devam etmek ister gibi gözlerini sıkıca yumdu.

"Benim arabam değil mi? İstediğimi yapmakta özgürüm," diye karşı çıkarken omuz silktim ve boşta olan elimle direksiyonu tutarak yola odaklandım.

"Sen buna araba mı diyorsun?" diye sorduğunda öfkelenme sırası bendeydi. Arabamı çok seviyordum ve ona da hakaret etme cüretinde bulunamazdı.

"Bir daha arabam hakkında-"

"Külüstürünü mü savunuyorsun?" diyerek lafımı kestiğinde öfkeyle kaşlarımı çattım.

"Arabam hakkında doğru konuş!" diye bağırdığımda umursamaz bir tavırla kollarını karnının üzerine yerleştirip oturduğu yerde kayarak yayvan bir şekilde oturmaya devam etti.

"Biraz daha ağlamaya devam edersen külüstürüne hurda demek zorunda kalacağım," diye mırıldandı uykulu sesiyle. "Tabi hayatta kalırsak..."

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin