21.Bölüm: YAKINDA DÜZELİRİZ

4.1K 209 165
                                    


Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim :')

Keyifli okumalar!

*

Eski çalıştığım mekâna sırf Saruhan'ın canını sıkmak için gitmiştim. Orada gördüklerimiz ise sadece ona değil, ikimize de sağlam bir çelme taktığında sessizliğin kucağına düşmüştük.

Gözlerimize inanamayarak gece kulübünden ayrıldığımızdan beri kaç dakika geçti bilmiyorum ama sahile kadar aramızdaki sessizlik varlığını sürdürdü. Ne birbirimize bakıyor ne de başka bir şey yapıyorduk. Bir yıl gibi geçen on beş dakika boyunca yürümüştük.

Sahilde, denize karşı bir bankta oturmaya devam ederken insanlar önümüzden geçip gidiyordu. Dalgalar kayalıkları döverken, ay ışığıyla aydınlanan denizin üzerinde görsel bir şölen canlanıyordu.

Öylece denize bakıyorduk ama ikimiz için de bir anlam ifade etmediğine emindim. Geçmişin dalgaları, kayalıkları döven dalgalardan çok daha sert çarpıyordu bize. İhanetler, yalanlar ve yanlış insanlar...

Birden gülmeye başladığımda Saruhan ne olduğunu anlamayarak omzunun üstünden bana baktı. Kaşlarını çatarak aptal mısın der gibi bir ifade takınmıştı.

"Ne?" dedim bakışlarından rahatsız olunca. "Ne bakıyorsun?"

"Neye gülüyorsun?" diye azarladığında daha çok gülmeye başladım.

"Sana ne," dedim kıkır kıkır gülerken.

Benimle tartışmak istemedi. Önüne dönüp dirseklerini dizlerine yasladı. Başını eğip yere bakarken ben gülmeye devam ediyordum. Keyiften uzak bir gülüştü bu. Sinirlerim o kadar bozulmuştu ki kendimi durduramıyordum.

Biraz sonra gülmekten yaşaran gözlerimle Saruhan'a baktığımda omuzlarının hafifçe sarsıldığını gördüm. Başını iyice eğip saklamasına rağmen güldüğünü görünce kahkahayı patlattım. Daha fazla dayanamayıp o da gülmeye başlamıştı. En az benim kadar sinirleri bozulmuştu çünkü.

"Ne gülüyorsun?" diye sordum zor olsa da.

"Sana ne," dedi geriye yaslanıp gülmeye devam ederken. Elleriyle yüzünü kapatıp bir süre öylece durdu ama gülmesine engel olamadığı belliydi.

"Ay sinirlerim bozuldu," dedim onun gülmesiyle daha fazla gülerken. "Sus lütfen!"

Ellerini dizlerine koyup başını geriye atarak derin derin solumaya başladı. Çok geçmeden gülmeyi bıraktığında ben hala kıkırdıyordum.

Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak canımı yakmayı denedim, belki böylece gülmeyi keserim diye.

"Sus artık kafes kuşu," diye terslediğinde domuz haline dönmüştü bile. "Uzattın."

"Sayenizde insanda ne psikoloji kaldı ne sinir..." Öfkeyle kaşlarımı çattım. "Ne geldiyse başıma senin yüzünden geldi zaten."

Doğrudan başını çevirip gecenin karanlığında simsiyah olan gözlerini benimkilere dikti.

Sinan sadece paralarımı çalarak beni dolandırmakla yetinmemiş aynı zamanda beni en yakın arkadaşımla aldatmıştı. Birkaç kez onları mekânda samimi bir şekilde yakaladığım olmuştu ama hiç şüphe etmemiştim. Meğer ne safmışım.

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin