24.Bölüm: YÜZLEŞME

1.6K 152 216
                                    

Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim :')

Keyifli okumalar!

*


İnsan geçmişinin yükünü hafifletmek istiyorsa yüzleşmeliydi. Acıların izleri silinmedikçe yük olurmuş insana geçmişi. Ben bu gece yüklerimden kurtulmaya gelmiştim.

En büyük yüküm bu muydu sahiden? Yoksa onlarcası arasından en basit olanı seçip üzerine giderek kendimi mi oyalıyordum?

Ya da sadece kendimden kaçıyordum. Kafamın içinde her gece boğazıma çöken düşüncelerden ve ruhumu uyuşturan acılarımdan... Hepsini yok etmek istiyordum. Belki de hayatıma karanlığı bulaştıranlardan sonra sıra bana gelirdi çünkü düşüncelerimle en az onlar kadar kendi kendime zarar veriyordum.

Her şey sona erdiğinde kendimi de yok etmeliydim.

"Armin sen..." Sinan'ın korku ve şaşkınlık dolu sesiyle kendimle çatışmamı bitirip gözlerimi yere çevirdim. Sinan hak ettiği yerde, ayaklarımın dibinde uzanıyor; korkuyla titreyen hareleri benden merhamet dileniyordu.

Sadece gülümsedim. Ona yapacaklarımın ufak bir fragmanı gibiydi, gülüşüm. Başına gelecekleri çok iyi anlasın diye sessizliğimle haykırdım yüzüne.

"Bunu nasıl yaptın?"

Daha büyük ve keyifle güldüm bu kez. Kendimi tutamayıp kahkaha attığımda ıssız yolun derinliklerinde gülüşüm yankılandı ve bu, beni bile korkuttu.

"Seni tuzağıma çektim," dedim rahat bir tavırla. "Yarışa katılmanı, buraya gelmeni sağladım. Sen de sana en çok yakışanı yaptın. Bir kukla gibi ben ne istersem onu yaptın."

"Seni..." Öfkeyle sıktığı dişlerinin arasından bir küfür kaçacakken elimi kaldırarak susturdum. Eğer beni sinirlendirecek tek kelime dahi ederse ayakkabımın topuğuyla alnında bir delik açardım.

"Sakın deneme..." dedim birden gözlerim kararınca. "Eğer hayatta kalmak istiyorsan tabii."

"Benden ne istiyorsun?" diye sorduğunda bunu gerçekten soruyor musun der gibi kaşlarımı kaldırdım.

"Gerçekten mi Sinan?" Hayal kırıklığına uğramış şekilde başımı yana yatırdım. "Öylece paramı benden kaçıracak ve bunun hesabını vermeden hayatına devam edebileceğini mi düşündün?"

"Armin ben..."

"Sen ne?" diye bağırdım birden. "Paramı çalmak istemedin mi? Yanlışlıkla mı çaldın? Paramı getirecektin ama fırsatın mı olmadı?" Her soruda sesim biraz daha yükseldi.

"Gerçeği bilmiyorsun," dedi çaresizce geriye çekilip biraz daha doğrulmaya çalışarak.

Yerden kalkmasına izin veremezdim. Yerden destek aldığı dirseğine tekme atarak Sinan'ı bir kez daha yere serdim.

"Beni dinlemek zorundasın," diye bağırdı bana.

"Hiçbir şey için zorunluluğum yok, pislik herif." Dişlerimin gıcırtısını onun bile duyduğuna emindim.

"Duyduklarından sonra da böyle dik durabilecek misin karşımda?" Tamamen sırt üstü dönüp iki dirseğinden destek aldı. "Ya da bana yaptığın gibi yapabilecek misin ona da?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin