10. Bölüm: KÂBUS

15.7K 1.2K 2K
                                    

Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Oy ve yorumlarınızın, özellikle paragraf yorumlarının ne kadar motive ettiğini söylemek ve onları bol bol görmek isterim 😌

Keyifli okumalar!
*
Kâbus
*

Günün sonunda, nefret ettiğimi iddia ettiğim adamla aynı odada uyumak zorunda kalıyordum her seferinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günün sonunda, nefret ettiğimi iddia ettiğim adamla aynı odada uyumak zorunda kalıyordum her seferinde. Hayat bundan daha komik ne çıkarabilir karşıma, emin değilim.

Burada, Eymen'in salonunda uyuduğumuz her gece; saatler boyunca ne Saruhan'ın ne de benim gözüme zerre kadar uyku girmiyordu. Alışkanlık haline getirmiş gibi Saruhan ellerini başının altına almış, uzun uzun tavanı seyrediyordu. Bense kafamda binlerce soru işaretiyle yan dönmüş bir şekilde Saruhan'ı...

Bu geceden sonra Saruhan'a karşı içimdeki birçok olumsuz düşünce toz duman olurken bundan sonra ona nasıl davranacağımı bilmiyordum. Onun da bana düzgün, yumuşak davranmayacağını biliyordum fakat aynı şekilde mi karşılık verecektim yoksa daha alttan alan taraf olarak mı devam edecektim, bunun kararını veremiyordum saatlerdir.

Yine her gece olduğu gibi saatler süren sessizliğin yaşattığı sıkıntıyla iç çekerek yönümü Saruhan'a döndüm. Karanlığa rağmen gözlerindeki düşünceli hali görebiliyordum. Keşke zihin okuma gibi özel bir yeteneğim olsaydı diye geçirdim içimden. Her an Saruhan'ın ne düşündüğünü öğrenir, benim için büyük bir gizem olan bu durumdan kurtulmuş olurdum. Saruhan Kalaycı'yı saatlerce uyutmayan ve bu kadar düşündüren şey neydi?

Belki onunla konuşursam ikimiz de düşüncelerin girdabından kurtulur bir süreliğine de olsa oyalanırız diye "Nasılsın?" diye sordum sakince.

Cevap vermeden önce gözleri bir anlığına yüzüme dönse de çok geçmeden önüne geri döndü ve tavanla bakışmaya devam ederek sorumu cevapladı.

"İyi."

Bu kadar mıydı?

Bir yanım sinirlenmeye başlasa da zihnim sakin kalmamı, en azından bu gece Saruhan'ı terslemeye hakkımın olmadığını söylüyordu. Onun sayesinde kurtulmuştum çünkü. Ona bir hayat borcum vardı muhtemelen. Ve en başından beri Saruhan bu işin içinde olmamı istemiyorken ağzıma geleni söyleyip azarlamaktan başka bir şey yapmamıştım. Benim yüzümden başı belaya girebilirdi belki? Ya da birini yumruklamak zorunda kalmayabilirdi? Bu gece, benim inatçılığım olmasa daha temiz bir iş çıkarabileceklerken, kendimi savunamadığım için gereksiz şeylerle uğraşıp zaman harcamak zorunda kalmışlardı.

Tüm bunları düşündüğümde alttan almaktan başka çaremin olmadığı düşüncesine kapılarak yeni bir soru yönelttim.

"Elin nasıl? Acıyor mu?" Büyükçe yutkundum çünkü ilk andan bile elinin üstünün çok fazla kızardığını görmüştüm. Muhtemelen bir süre orası kızarık kalacak ya da moraracaktı.

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin