İyilik (32. Bölüm)

359 85 25
                                    

İyi Okumalar!

''Jack Andrews.'' Dediğinde tableti masaya bıraktım. Arkama yaslandım. Bu süs köpeğinin ismiydi. Chen'i, Chen'in en yakın arkadaşı ile mi aldatmıştı? Bu bilgi çoğu insanı hayrete düşürebilirdi ama ben o hayrete düşme duygusunu sonraya sakladım. Laptobumun kapağını kaldırıp açtım. Gizli yeteneğimi kullanma zamanım gelmişti. Teknoloji buydu. Hükmetmeyi bilene tüm kapıları açardı. Ben teknolojinin efendisiydim.

Sabah kahvaltı sofrasında tek kelime etmiyordum. Kahvemi içmek yerine bardağın ağız kısmında parmağımı gezdiriyordum. Dün gece beklediğimden zor geçmişti. Veronica son model bir telefon kullanıyordu ve bu telefon güvenliği tanınıyordu. Açık bulabilirdim ama benim vaktim yoktu. Peki Veronica hangi uygulamaları kullanıyordu? Bunu öğrenmem gerekiyordu. Aptal süs köpeğinin telefonuna girmek kolay olmuştu. Telefonda aradığımı bulamamıştım. Veronica'nın telefon numarası bile kayıtlı değildi. Bu imkansızdı. Sex yapmışlardı ve bunu okulun tuvaletinde doğaçlama yapmış olamazlardı. Bayan Martin okuldaki tüm kural dışı davranışların kokusunu 100 kilometreden alırdı. Bu Veronica'nın tarzı değildi. Hamile kaldığına göre acele bir iş olmuş ama...

Babam asık suratı ile içeri girdiğinde günaydın demişti. Mırıldanarak karşılık verdim. Yüzüne bakamıyordum. Utandığım için değildi ona baktığımda ağlamak istiyordum. Attığı tokat bana inanmaması kadar canımı acıtmamıştı. Ben kendimle savaşırken babam masaya iki telefonunu çıkarıp bıraktığında ağzım hafifçe aralandı. Daha fazla oksijene ihtiyacım vardı çünkü beynim tam kapasite çalışmaya başlamıştı. Yedek telefon. Akıllıca bir taktikti. En yakın arkadaşınız, aileniz, sevgiliniz artık telefonunuza kolayca ulaşmak istiyordu. Kimse birbirine güvenmiyordu. Ben bunu yaşayarak öğrenmiştim. Herkes haklıydı. Ben nasıl öğrenecektim? O telefonların varlığını nasıl öğrenecektim? Öğrendim nasıl içeriğine girecektim? Bu sorumun cevabı İlahi olarak gönderilmişti. Allah'ın popüler kulu Mary içeri özçekimler yaparak girmişti. Dünya umurunda olmayarak sevgili takipçilerine annemin hazırladığı görsel şölenli kahvaltı sofrasını çekiyordu. Annemi buna alıştırmıştı. 15 yaşında sosyal medyadan kendi parasını kazanıyordu. Lüks yaşamına ancak yetiyordu. Bu züppe kardeşim bir işime yarayacaktı. Kahvemle oynamayı bırakıp keyifli bir yudum aldım. Babamın bu keyifli halime attığı soğuk bakışları umursamamıştım. Annem önüme elma bırakırken dahi ona bakmadım. Hedefine odaklanmış kurt gibiydim. Sadece hedefim...

Angela elimi sıkıca tutmuş bisiklete doğru yürürken biraz ağırdan almıştım. Mary akan rimelini düzeltiyordu. Bize yetişmesini istiyordum. En sonunda yanımıza geldiğinde bisikletlerin yanına gelmiştik. Angela'nın kaskını takıp onu arkamdaki sepete oturttum.

''Kendime araba alabilirim. Sponsor bulmak zor olmaz ama insanlar bisiklete binmeyi daha otantik buluyor. 15 yaşında 6 milyon takipçimin olması normal mi? Youtube da 2 milyon! Geleceğin Justin Bieber'ı olacağım. Dur hatta daha iyisi ben yeni bir akımın temsilcisi olacağım.'' Mary'nin neredeyse her zaman yaptığı bu saçma sohbetini ilk defa can kulağı ile dinliyordum. Önceden kendi iç dünyama dalar, Chen'i düşünürdüm veya derslerimi. Suzy... Aklımdan Suzy geçince derin bir nefes aldım. Bisikleti daha sıkı tuttum. O beni kurtarırdı. Şimdi yoktu. Mary konuşmaya devam ederken ona baktım. Bisiklet sürerken bile güzeldi. Sarı saçları esen rüzgar ile uçuşuyordu. İnsanların onun hayatını merak etmemesine şaşmamalıydı.

''Mary!'' diye bağırdım. Angela'nın okuluna dönerken. Mary bana döndüğünde derin bir nefes aldım. ''Konuşmamız gereken önemli bir konu var.'' Diyebilmiştim en sonunda. Konuyu ona açıklamasamda başlangıcı yapmıştım. Bitirmenin yarısıydı. Durduğumda Mary merakla bisikletinden indi.

''Ne oldu? Veronica veya Chen mesaj mı attı?'' telaşlı ve meraklıydı. Kafamı olumsuz anlamda salladım. Angela'yı sepetten indirip kaskını çıkardım. Elini sıkıca tutarken kafamla onu gösterdim.

Not:Cezalısın!Where stories live. Discover now