''Ölmek İstiyorum!'' (5. Bölüm)

586 113 29
                                    

Bayramın son gününde herkese iyi bayramlar... iki üç hafta bölüm olmayacak. Okunma sayısının artması için.... Kendinize iyi bakın.

Naomi:

''Şey... Olur.'' Dedim. Bunu söylemem bile mucizeydi. Korku yerini çok büyük bir şaşkınlığa bırakmıştı.

''Kızlar seni ekti mi? Yakışıklı olmadığını anladılar. O kızlar dünyanın en zeki kızı! Geç arkaya.'' Suzy abisini itmeye çalıştı. Chen yerinden kımıldamadı. Suzy'e baktı.

''İn aşağı, ön koltuğa ben oturacağım.'' Dediğinde Suzy bana döndü. Birbirimize yarım saniye bakakaldık. Chen'in ateşi mi vardı? Bu düşüncemi sanki okumuş gibi Suzy elini Chen'in alnına koydu.

''Ateşi yok... Hem sen ilk defa bu arabaya bineceksin o yüzden arka koltuğa geç!'' Suzy abisini tekrar itti. Chen kımıldamadı.

''Ben bu arabanın ya önünde giderim ki bu ön koltuk veya sürücü koltuğu olur yada benim arabamla gideriz.'' Dediğinde tekrar Suzy'le birbirimize baktık. Chen sporcu olduğu için alkol tüketmiyordu ama uyarıcı bir madde mi kullanmıştı? ''Suzy inmiyorsa benim arabama gidelim?''

''Olmaz arabayı akşam eve götürmem lazım.'' Dedim. Bu doğruydu. Babamın sabrını fazla zorlamamalıydım. Okul çıkışı işe gidecektim tekrar Suzy'nin evine uğrayamazdım. Arabanın benimle okula gelmesi lazımdı.

''O zaman ben kullanayım.''

''O hiç olmaz!'' derken sıkı sıkıya direksiyona yapıştım ve Suzy'e döndüm. Ona kafamla arkaya geçmesi için işaret ettim. Suzy beni ikiletmeden ama oflayarak emniyet kemerini çıkardı ve indi. Chen Suzy'nin inmesi için geri çekilmişti. Yan koltuğuma Chen otururken onu izledim. Uzundu. Bu biraz tuhaf olmuştu. Yan koltukta hep Mary veya Suzy oturduğu için Chen gibi uzun ve geniş omuzlu birinin oturması tuhaf olmuştu. Chen emniyet kemerini taktı. Koltuğu geri itti. Çantasını ayağının arasına yerleştirdi. Bana döndü.

''Hadi gidelim!'' dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. Sanırım rüya görüyordum. Ayağımı frenden çektim. Araba hareket ederken Chen'e bakmamak için kendimle savaşıyordum.Kalbim yerinden çıkacak sanıyordum. Suzy ile dikiz aynasından göz göze geliyorduk. Siniri geçince sinsi sinsi sırıtmaya başlamıştı. O sabah mahmurluğu ile Chen'e kızmıştı çünkü Chen ilk defa arabama biniyordu, ilk defa okula beraber gidiyorduk. Bu fırsatı Suzy asla kaçırmazdı. Abisinin yanımda görmek hoşuna gidiyor olmalıydı. Chen ile olmak benimde hoşuma gidiyordu. Kendimi bu duruma fazla kaptırmamalıydım.

''Telefonun titriyor.'' Derken Suzy çantamı karıştırmaya başladı. Telefonumu bulup çıkardığında titremesi kesilmişti. ''Biri aramış... Aman Tanrım! Kimin aradığına inanamayacaksın!'' çığlık atmıştı. Suratımı ekşitmek zorunda kalmıştım. Bu çığlık atacak kadar kim aramış olmalıydı! Arabanın içi salon kadar büyük değildi. Kulaklarım acımıştı bu çığlıkla.

''Suzy sabah sabah o ses nasıl çıkabilir? Kim aramış?'' sorumla Suzy öne doğru eğildi. İki koltuk arasındaki boşluktan bana bakıyordu.

''Kaptanların kaptanı!'' ağzından bu çıktığında ani fren yapmıştım. Suzy emniyet kemeri olmadığı için hafifçe öne savrulmuştu. Hızla elinden telefonumu aldım. Steven sabah sabah beni aramıştı! Arama geçmişime baktığımda Suzy doğru söylüyordu. Yanlış görmemişti.

''İnanmıyorum...'' diye mırıldanmıştım.Mesaj atmamıştı sadece aramıştı. Şimdi onu geri aramalı mıydım? Belki yanlışlıkla aramış olabilirdi. Boş boş ekrana bakarken Chen'in sesiyle bakışımı telefondan kaldırdım.

''O kim?'' kaşları çatılmış bana bakıyordu. Kendisi dışında okulda tek kaptan vardı. Karşımdaki adam da beni aramadığına göre... Diğer kaptan kalıyordu geriye.

Not:Cezalısın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin