Yakışıklı Baykuş (12. Bölüm)

628 98 61
                                    

İyi okumalar!

''Bende Veronica Stoken! Tracy Stoken'ın kuzeniyim. Ah güzelliğimizden anlamışsındır. Tescilli güzelliğe sahip bir ailede olunca böyle oluyor.'' Dediğinde sırıttım. Kibirli bakış ve tavırlarından anlamıştım. Güzelliğinizi gölgeliyordu o kibir. Chen iyi bir seçim yapmıştı. Bu kız benim intikamımı alırdı... Hangi intikamımı?

''Ailenizde güzelliğe önem verdiğiniz belli keşke araya birkaç tane Einstein ekleseydiniz. Eksik kaldığınız konular olmuş.'' Dediğimde ilk kahkaha atan steven olmuştu. Ben ise söylediklerimin İngilizce olduğunu Steven gülünce anlamıştım. Karşımdaki kız kıpkırmızı olurken Chen'e baktım. O ise gülmemek için elinden geleni yapıyordu.

Kız senin sevgilin! Senin!

''Şey ben...''

''Naomi!'' konuşmayı babamın sesi bölmüştü. ''Saat geç oluyor. Eve!'' dediğinde verandada dikelmiş bana bakan babama baktım. ''Chen? Nasılsın? Ne zaman geldin hiç görmedim... Veronica nasılsın?'' babamın sorularıyla başımı yana yatırdım. Babam Veronica'yı nereden tanıyordu? Baba! Herkese selam verip tanımak zorunda mıydın?

Bu gençkende böyleydi. Birazda çapkındı.

Diyen babaanneme göz devirip kafamı hafifçe geriye ittim. Hiç sırası değildi. Babamın nasıl biri olduğunu biliyordum. Herkesi tanıma gereği duyuyordu. Kendi yaşıtlarında bekar gördüğü kadınlarla flört etmeye bayılırdı. Abimin genlerini tamamen aldığı kişi belliydi. Babamın herkesi tanımasını bu yüzden sevmezdim. Kimlerin kendine uygun olduğunun analizini yapabilirdi. Kendilerine sadık sevdikleri olan erkeklerin başkasıyla flört etme çabalarına girmesinden nefret ediyordum.

''Chen?'' Bu ses Suzy'e aitti. ''Yanındaki de yeni kız arkadaşı eyalet cadısı kız naber? '' Suzy bunu söylediğinde nasıl oldu bilmiyordum ama Usein Bolt'tan hızlı şekilde kendimi veranda da bulmuştum. Suzy'nin ağzını kapatıyordum.

''Yarın görüşürüz. İyi geceler, geç oldu herkes evine.'' Diye bağırırken Suzy'i sürükleyerek içeri soktum.

''İyi geceler gençler. Fazla geç olmadan evlerinize gidin.'' Babam peşimizden girip kapıyı kapattığında Suzy'nin ağzından elimi çekmiştim. Mary'den beterdi.

''Ne istiyormuş?''

''Yarın Olivia'nın ailesi parti veriyormuş. Beni özel olarak davet etmişler.'' Bunu söyler söylemez evin içindeki herkes aynı tepkiyi vermişti. Angela hariç. O uyumuştu. Ortalıkta yoktu.

''Ne!''

''O partiye gidiyorsun. Olivia'nın ailesi zeki insanlara burs vermekte ünlüdür. Seni tanıdıklarında ne kadar zeki olduklarını anlayacaklar. Üniversiteden sonra hemen işe bile başlayabilirsin.'' Diyen babam çok heyecanlıydı.

''Baba ben yazılımcı veya mühendis olmayacağım. Tıp okumak istiyorum. Cerrah olacağım bunu konuşmuştuk. Ayrıca ben partilere gitmem.'' Dediğimde babamın heyecanı sönmüştü. Anneme bakıp ne yapacağını kestirmeye çalışıyordu. Annem omzuma dokunup sıvazladı.

''Biliyoruz tatlım ve arkandayız. Baban bir anlığına heyecanlandı. En önemlisi kimse o terliklerle eve girmesin! Verandaya bastınız, sokağa çıktınız! Çıkarın yıkayana kadar misafir terliklerini giyin.'' Diyen anneme hepimiz kafamızı sallamakla yetindik. Annemle zıtlaşmak akıl işi değildi. Suzy'e ve babama terlik verdim. Kendim terliğimi değiştirince Suzy'i kolundan tutup üst kata sürükledim.

''Eğer fikrini değiştirirsen bana sormana gerek yok! Parti için gece yarısına kadar izin veriyorum.'' Peşimden bağıran babamı duymamazlıktan geldim. Koridorda hızlı hızlı ilerleyip odama girdiğimde kapıyı kapatıp arkasına yaslandım. Suzy bana bakıyordu.

Not:Cezalısın!Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ