Rezil oldum! (10. Bölüm)

616 104 33
                                    

iyi Okumalar.

''Sen hiç benimle konuşmak istemedin. Sana nasıl tepki vereceğimi bilemezsin, bilemeyiz, bu tepki benim için bile yabancı olacaktı ama sen benim tepkimi hiç öğrenmek istemedin Chen. Benim vereceğim tepkimi öğrenmeme izin vermedin. Şimdi karşıma gelip ikimizin üzüleceği saçma şeyleri konuşmak anlamsız olur. Son iki gündür fazla tuhaftı ama üçüncü günüm böyle olmayacak. Ben bu zamana kadar görünmez olarak geldim ve öyle de mezun olmak istiyorum.Üzgünüm bazı güzel şeyleri karşılıklı olarak kaçırdık.'' Cümlem bittiğinde gözlerimin yandığını hissettim ve daha fazla orada duramazdım. Türk dizisi repliği yaşamak istemiyordum.

Bir de bayıl istersen Naomi!

Diyen bir Chen'in karşısında bayılmak istemezdim. Bayılmak abartı olabilirdi ama ağlamak istemiyordum.

Onu bırakıp koridorda koşar adım yürürken nasıl duygular yaşamam gerektiğini bilmiyordum. Bence o da benden hoşlanıyordu. Salak olmak lazımdı bunu anlamamak için. Ben bunu beklemiyordum. Biraz önce Chen'in suratına karşı ondan hoşlandığımı kabul etmiştim ve onu aynı hızla reddetmiştim. Benden hızlısı mezardaydı. Şoka girmem gerekiyordu, hıçkıra hıçkıra ağlamam gerekiyordu, geri dönüp özür dilemem bile gerekiyor olabilirdi hatta şuan Feriha gibi bayılmak abartı bile olmayabilirdi ama onun yerine kendimi tebrik ediyordum. İkimiz için en doğru kararı vermiştim. Geleceğimiz yoktu. Benimle en fazla bir hafta takılırdı. Herkes Chen'in ne kadar çapkın olduğunu biliyordu. Olmazdık.

''Naomi!'' arkamdan bağıran Chen ile koşmaya başlamıştım. Olmazdı. Okuldan çıkıp volvoyu gördüğümde anahtarı bulmak için durmamıştım bile. Kapının yanına gelince anahtarı bulup hızla arabanın içine girdim. Arabayı kilitledim. Chen o sırada okulun kapısından çıkmıştı. Beni arabanın içerisinde görünce durmuştu. Şuan kendimi bir filmin başrolü gibi hissediyordum. Hayatımın imkansızını yaşıyordum. ''Naomi...'' dudaklarımdan ismim bir defa döküldüğünde elim kapının kulpuna gitti. Arabadan inip ona sarılmak istedim. Kollarımı beline doladığımda başım tam onun göğsüne gelecekti. Yıllarca yanında durup bunu gözlemlemiştim. Matematik dahisi ben bunu hesaplamıştım. Asla pratiğe geçirememiştim. Hep teoride kalmıştı. Chen'in arkasındaki okul kapısı birkez daha açılmışdı. Steven çıkmıştı. Elleri ceplerinde bir Chen'e bir bana baktı. Elimi kapının kulpundan çektim. Kafamı olmaz anlamında salladım. Emniyet kemerimi takıp arabayı park alanından çıkarırken karşımdaki iki erkeğe hiç bakmadım. Okulun sınırları içerisinden çıkıp kimsenin beni görmeyeceği yolun kenarına arabayı çekip camı sonuna kadar açtım. Neden şimdi....

''Neden?'' diye mırıldandım. Nefes alışverişimi düzene sokmaya çalışıyordum. Başımı dışarı uzatıp gözlerimi kapattım. ''Allah'ım neden? Gençliğime geri mi vermek istedin?'' derken sesimin titrediğini fark ettim. Eğer ağlarsam annem anlardı, babam anlardı, Mary anlardı hatta görüntülü konuştuğum ablam ve abimde anlardı. Ben kendimi toplamaya çalışırken telefonum çalmaya başlamıştı. ''Çağrıyı aç.'' Dediğimde arabanın içinde erkek sesi yankılandı.

''Param nerede? Paramı getirmezsen bu evsizi asla spor salonuna sokmam.'' Diye bağıran kızgın sesle başımı içeri soktum. Ben tamamen unutmuştum. Robert'i nasıl unutmuştum!

''On dakikaya oradayım!'' dedikten sonra gerizekalının sesini duymadan kapattım telefonu. Arabayı yolun kenarından çıkarıp sol şerite geçmek için dikiz aynasından baktığımda yol ayrımından ana yola Chen'in arabası çıkmıştı. Bakışlarımı zorla onun arabasından çektim. Beni takip ettiğini düşünmüyordum ama Robert'a yetişmek için hız sınırında gidiyordum.

**

Spor salonunun arka kapısına arabayı gelişi güzel park edip arabadan çantamı alıp indim. Koşarak arka kapıya ilerledim. Buradan çöpleri atarlardı veya nakliye işlerini hallederlerdi. Çalışanlar dışında kimse kullanmazdı. Robert arka kapının yanına yere oturmuş kitap okuyordu. Biraz pislenmişti. Onu böyle görmeye dayanamıyordum.

Not:Cezalısın!Where stories live. Discover now