İnstagram (14. Bölüm)

567 93 48
                                    

İyi okumalar!

''Ferdinand!'' arkamdan Mary hoplaya zıplaya ortaya çıktığında ona baktım. Ne kadardır oradaydı? Sırf seksi diye yeni çocuğa yıllardır tanıyor muamelesi mi yapıyordu? Bu kız akıllanmazdı. Bu yüzden yalnız bırakmıyordum. Mary şaşkın bakışlarım içinde çocuğa kısacık sarıldı. Bana döndü. ''Naomi çocukluk aşkın Ferdinand'ı yeniden bulduğuna inanamıyorum.'' diyen Mary ile masanın kenarına tutundum. Kisme görmemişti. O tutunuşu. Mary sinsice sırıtarak bana değil Chen ve Steven arasında bakışlarını dolaştırıyordu. Ben ise Ferd'en bakışlarımı alamıyordum. O... Benim Ferd'üm olamazdı. O çirkin ufak tefek kaçak Meksika'lı bir çocuktu. Karşımdaki... Dişlerini göstererek gülümsediğinde ağzımı sımsıkı kapattım. Oydu. Onu tanımamıştım ama oydu. Gamzesinden tanımıştım. Tek bir gamzesi vardı. Parmağımı içine soktuğum tek bir gamzesi vardı. Olduğu yerde duruyordu. İşte ben buna aşk üçgeni derdim. Üçgenin tam ortasında ben vardım.

Bunu düşünmem son gereken şey olmalıydı. Ferd'i yıllar sonra karşımda görmüştüm ama tanımamıştım. Çocuktum ona aşık olduğumu sanıyordum belki öyleydim. Sevgi bu yaşı yoktu. Aşk dediğimiz sevginin bir üstü değil miydi? Ben Ferd ile fazladan vakit geçirmek için bir saat önce okula gider bir saat geç dönerdim eve. Bu yüzdendir utanmıştım. Mary dahi onu tanımıştı. Mary fenaydı ölmüş dedem mezardan çıksa onuda tanırdı. Bana bakan Ferd'e baktım. Nasıl tepki vereceğimi mi bekliyordu yoksa beklediği gibi bulamamış mıydı beni.Gülüşü duruyordu. Üç gündür ilk defa içimden gelerek gülümsedim. Yanımdaki Suzy'i itip Ferd'ün karşısına geçmiştim. Tepkim çok komikti. Ferd şaşkınca bana bakıyordu çünkü ona sarılmak istiyordum. Kollarım ellerim havaya kalkıp iniyordu. Sonunda pes ettim ve alt dudağımı ısırdım.

''Değişmemişsin.'' ilk konuşan Ferd'dü.

''Sen çok değişmişsin.'' dediğimde burnumu kaşıdım. Elimde değildi. Ferd çirkin ufak tefek esmer bir çocuktu. Kaşları neredeyse birleşen biriydi. Şimdi mi? Podyuma sal akşama kadar izle!

''Büyümek büyülü bir olay! Kurbağa prense dönüştü bu sefer.''

''Zekan değişmemiş.'' dediğimde işaret parmağını burnuma değdirip çekti. Buna kızmam gerekiyordu ama kızamadım. O kadar sevimli yapmıştı ki 17 yaşındaki ruhum mest olmuştu.

''Ferd kasabada sorun yaşarsan yardımcı olurum.'' bunu diyen Mary'i kenara itip Ferd'ü kendine döndüren Chen'di. Gece boyunca dikkat çekmemin yolu bu muydu? 9 yıl sonra çocukluk aşkımın karşıma dikelmesi miydi?

''Teşekkür ederim eğer sorun yaşarsam ilk sana gelicem.'' Ferd minnettar şekilde chen'e bakıp vakit kaybetmeden bana çevirdi bakışlarını. ''Biraz konuşabilir miyiz?'' sorusuyla Suzy'e baktım. Sevgili dostum ne mi yapıyordu? Kaş göz işaretiyle Ferd'ü gösteriyordu. Suzy erkekten anlıyorsun. Sorun şu karşımdaki sadece arkadaşım ve senin abini seviyordum.

''Olur.'' dedim. Ferd arkasını dönüp sakince yürümeye başladığında onu takip ettim. Madison elindeki içeceği havaya kaldırmıştı. Sesi çıkabildiği kadar bağırdı.

''Yürü be kızı, kim tutar seni!'' bunu bana söylemişti çünkü yanında geçerken sırtımı sıvazlamıştı. Ferd'ü dövmeye gitmiyordum. Ponpon kız çığlıklarına gerek yoktu. Hem... Küçük bir bilinçaltı hatırlatması yüklenmişti.

Olivia ne demişti milli sporcu ve savunma sanatları...

Ferd bana üflese hastanede üç gün üç gece yatma garantim vardı. Arkasında ufak ufak adımlar ile yürürken bunu düşünüyordum. Kafam sert bir şeye çarpınca durmak zorunda kaldım.

''Ev ev değil direk cenneti...'' söylene söylene başımı kaldırdığımda bana bakan Ferd'ü gördüm. ''Hadi canım.'' derken gözlerim ile sağı solu kolaçan ediyordum. Chen'in göğsüne de kafam çarpmıştı. Steven'ı da itmeye çalışmıştım göğsünden ve ikiside gayet fit sporcu vücuduna sahipti ama bu... ''Yunan heykeli mübarek.'' Allah'tan bunu Türkçe söylemiştim. Karşımdaki erkek abartı bir vücuda sahip olmadığı için bunu kafamı göğsüne gömüp canım yanana kadar anlamamıştım. Üç gün üç gece değil bir hafta hastanede yatardım.

Not:Cezalısın!Onde histórias criam vida. Descubra agora