Ölü Olan... (34. Bölüm)

336 86 18
                                    

İyi Okumalar!

*

Ferd güneş gözlüğünün üzerinden bana baktığında çimlerin üzerinde yarı uzanır halde güneşe karşı duruyordum. Güneş gözlüğüme rağmen gözlerimi kapatmıştım.

''Mary seni ayağıyla itti demek?'' derken çok eğleniyordu. Sesinden bile anlaşılıyordu.

''O an korkudan titriyordum. Hayatımda ilk defa evden kaçtım. Babam bunu öğrenirse o ağacı keser...'' diyince sustum. Babam bunu öğrenmek için çaba harcamazdı. ''Yaptığımız sporlar işe yaradı. Evden kaçacak kadar işe yarıyor.''

''Steven'ın üzerine düşünce etkisiz hale getirebiliryorsun. Doğru yoldayız.'' Dediğinde derin bir nefes aldım. Gözlerimi açıp kafamı ona çevirdim.

''Sana bir şey sorabilir miyim?'' dediğimde o da bana döndü. Kafasını olumlu anlamda salladı. Etrafıma bakındım. Beden dersinde koşanlar bizden uzaktaydı. Sahada çimlerde oturduğumuz için sahaya bakındım. Steven ile takımı uzakta, Chen ve ekibi daha yakındı ama bizi duymazdı. O yüzden yine Ferd'e döndüm. Hafifçe öne eğildim. Ferd daha da meraklanmıştı. ''Veronica ile süs köpeği kilisede buluşuyorsa... Hani şey... Şey... Of ya işte günah değil mi? Niye insan inancının ibadet alanında buluşur.'' Dedim pat diye. Ferd geri çekilip kahkaha attığında gözlerimi devirdim ama bunu görmemişti gözümde güneş gözlüğü vardı.

''Dinlerimizin saygı alanları biraz farklı. Sen o kısmı düşünme. Veronica ve süs köpeğinin çok dindar olduğunu düşünmüyorum.'' Bu söylediklerine cevap vermeden önüme döndüm. Haklıydı. Derin bir nefes aldım. O sırada Sabah Madison'a verdiğim internet sitesi gelmişti aklıma. Ponpon kızlarla çalıştıklarını gördüm. Onlara bir gecede tam teşekküllü bir internet sitesi kurmuştum. Sabah teslim etmiştim. Madison'a yıl sonu gösterisine kadar Tracy'nin gösterisini öğrenme sözü vermiştim. O hayallerindeki gösteriyi yapamayınca surat ifadesini görmek için en önde oturacaktım.

''Tam bir Cengiz Han gibi düşmanlarına saldırıyorsun...'' aniden Ferd'ün sözü kesildi. Ona döndüğümde bana doğru eğilmiş kolunu arkama doğru uzatmıştı. Kafamı arkama çevirdiğimde basketbol topu bir metre ilerimdeydi. Ferd aniden yerinden fırlayıp topu aldı. Hızlı adımlarla bize bakan basket takımına doğru koşar adımlarla ilerliyordu. Kendimi zorda olsa toparlayıp fırladım. Ferd'ün peşinden koştum. Burada olmazdı. Tek bir yanlış hareketi ceza almamızı sağlardı. Ferd'ün topu en öndeki Chen'e sertçe attığını gördüm. Chen topu tuttu ama karnına gelmişti. Canı acımış olmalıydı. Buna hem sevinip hem üzülemezdim. Kafamı iki yana salladım. Saçmalamaya başlamıştım. İkisinin yanına geldiğimde Ferd dişlerini sıka sıka Chen'in göğsüne işaret parmağı ile vuruyordu.

''Ben sana Naomi'den uzak durmanı söylemedim mi?'' derken resmen tıslamıştı. Telaşla etrafıma bakındım. Herkes durmuş buraya bakıyordu. Uzaktan Veronica'nın koşarak spor hocasının yanına koştuğunu gördüm.

''Ferd gidelim.'' Dedim. İşler karışacaktı.

''Sevgilin korktu.'' Bunu söyleyen Chen'di. Hiç yardımcı olmuyordu. Yüzündeki yaralar iyileşmemişti. Resmen tekrar beni döv diyordu.

''Sen korkarsın o korkmaz. Hem her gördüğün erkek ve kadını sevgili sanacak kadar düşük zekalıysan sana çözüm önerim var. Kafanı yere vura vura geri getirebilirim.'' Güneş gözlüğümü çıkardım. Bunu söyleyen Ferd'e baktım. Bana sürekli sakin olmayı öğretiyordu. Eğer burada Chen'e saldırırsa ve öğretmenimiz onu rapor ederse silah sayılırdı yumruğu. Box da lisanslı sporcuydu. Dövüş sporlarının Latin Amerika'nın Bruce Lee'siydi. Ferd'ün sakinliği kendini kontrol etmesinden geliyordu.

Not:Cezalısın!Where stories live. Discover now