27;"güzel gülüşlü kız"

2.6K 253 55
                                    

Anlatsana yağmur;
İyi insanların gözleri, neden hep sana benziyor.
'Alıntı'

Merakla çardak'ta oturmuş, hepimiz Yudum'u bekliyorduk. Dün ona planı anlatmış ve eve yollamıştık. Henüz baran ve diğer yaverleri görmemiş olsakta Yudumun dediğine göre çoğunlukla onların evine geliyorlarmış.

"Aha geldi!" Melisin cırlamasıyla parmağıyla gösterdiği yere baktım. Yudum umutsuz vaka misali bize doğru geliyordu.

İnşallah ben öyle sanıyorumdur.

Gelip oturan Yuduma hepimiz çipil çipil bakıyorduk. E hayde konuş bacım!

" Sonuç?" Nihayet mısra içime tercüme oldu.

Umutsuz vaka konuşuyor, " mallesef tık yok" boynu bükük küheylan seni.

" Şu olayı tam olarak anlatır mısın lütfen?" Pek istekli olmasada bizim meraklı bakışlarımıza karşı çıkamadı.

" İşte dediğiniz gibi baranın müsait bir anını bulmaya çalıştım. Ve istediğim gibi ben mutfakta sözde sevdiğim çocuk ile gülerek konuşurken içeri girdi. Onu fark etmemiş gibi devam ettim, sonunda yeni fark etmiş gibi ona dönünce beni hiç takmadan suyunu içip gitti." Ah biraz zor olacak galiba bu çocuğu çözmek.

" Bakışları nasıldı peki?" Bu da bir ipucu

" İfadesiz" ellerini yukarı kaldırıp bilmiyorum işareti yaptı.

" İkinci bir plan bulmamız gerekiyor" mısra bu kez işi bana bırakmayacaktı, o başarısızlıktan sonra.

" Seni dinliyoruz" dedik hep birlikte.

" Plastik bacak sözün vardı senin Melis, onu işte şimdi istiyorum." Ben şaşkınca ona ve Melise bakınca Meliste affalamış görünüyordu. Tabi her gün plastik bacak sohbeti yapmıyoruz.

" Ne!"

" Ney! Ney!"

" Ayağımı bir müzzekere süremeyeceğime göre plastik bacak iyi fikir bence" evet bu kız kesinlikle psikopat!

Üçümüz anın şokundan çıkıp kahkaha attık. Bu kadar vakit durmamız bile hataydı.

" Bence plan çok iyi işi kökten çözer" Yudum hem Mısraya söyleniyor hemde gülmeye devam ediyordu. O kadar çok gülüyordu ki hiç farkına varmadığım gamzesini yeni fark ediyordum. Gözleri yaşaran kızı durdurmak için el atıyordum ki nereden geldiğini anlamadığım biri benden önce onun kollarından tutup çardak'tan dışarı çıkardı.

Yuh! B-bu Baran mı?

Yudum şaşkın gözlerini onu, kollarından tutan çocuğun yüzüne dikmiş şaşkınca bakıyordu.

Bence kız şok geçiriyor çünkü hala kendine gelemedi.

" Saatlerdir neye gülüyorsun sen?" Oba! Plan işe mi yaradı.

" N-ne?" Şaşkın ördek dile geldi nihayet.

Üçümüz de bir film sahnesi izliyormuş gibi gözlerimizi hiç kırpmadan onları izliyorduk.

" Saatlerdir güldüğün şey neydi?" Aynı cümle ama yerleri değiştirilmiş kelimeler.

Melisin kolumu delercesine dürtmesi ile gözlerimi zar zor onlardan alıp Melise çevirdim.

" Kanka abisi şuan buraya doğru geliyor." Fısıltı ile söyledikleri beni bile paniğe sokmuştu. Gelecek zamanı mı buldu bu çocuk da!

" Ne yapacağız?" Dedim bende sessizce. onları şuan birlikte görürse Yudum için sorun çıkardı.

" Sen... Evet evet sen yanına git ve onu oyala." What! What! What!

" Ne! Neden! Niçin! Ben" lütfen o saçma cevabı vermesin.

" Çünkü sen " deyip beni bir adım öne savurdu. İşte bunu yapmayacaktın.
Af ben ne yapabilirim ki.

" Senin o çenen yeter koş şimdi, burası bize emanet!" Af! Af! Af! Tepine tepine onlardan uzaklaştım Allah'tan hâlâ onları fark etmemişti.

Yaklaştıkta ayaklarım beni bırakıp kaçmamak için savaş veriyorlardı. Lütfen siz yapmayın bari.
Ona doğru yaklaştığımda görüş açısını kapatıp " merhaba" dedim âdeta sesim içime kaçmış bir şekilde.

Bu sen misin Mahur?

Gözleri ufak bir affalama sonucu beni bulmuştu. Ah hadi onu ikna edecek bir şeyler bul.

" Koreli misin sen?" Aferim kızım zaten senden de ancak bu beklenir.
Çocuk hortlak görmüş gibi bana bakıyor bu normal mi?

Bence doğal bir soru nede olsa Koreli tipi var

" Koreli mi?" Böyle soruya soruyla mı konuşacağız ama!

" Yeah" dedim ağzımdan aniden kaçırarak evet demek yerine ne diye İngilizce söylersin ki Türkçe varken.

" Yok has Türk'üm" artık üzerindeki şaşkınlığı atmış bana normal insan bakışları atıyordu.

" Ama Korelilere çok benziyorsun" şimdi ağzıma kürekle vurma isteği vardır net!

" Ailevi bir şey" anladım der gibi kafa salladım.

" Sende Yudumun arkadaşı olmalısın"

" Evet Mahur ben" dedim gülümseyerek.

" Bende Miraç Efe" ismine düşmem normal mi? Çok güzel

" İsmin çok güzel kim koydu"

" Aslen nerelisin?"

" Gerçi yudum biraz anlatmıştı"

" Seni bir yerden tanıyor muyum ben?"

Çocuk karşımda donarak durunca yine şu çenemi tutmadığımı anladım.
Salak Mahur yersiz soruların ile çocuğa kalp krizi geçirteceksin şimdi.
Ama bu çocuğu ilk defa görmüyordum sanki, hah! Hatırladım.

Oha! bu annesinin terlik ile kovaladığı çocuk değilmiydi o zaman fazla yakından olmadığı için birde yüzüne fazla bakmadığım için tanıyamadım.

Sencede bu koca genç adama çocuk demen ne kadar doğru mahur?

" Nefes almayı unutma arada" bazen unutuyorum mallesef.

Göğüs kafesim, üst üste konuşmam üzerine kalkıp iniyordu. Biraz soluklanıp güldüm.

" Haklısın, kusura bakma bazen çenemi tutamıyorum." Mahçupça söylediklerim onun yüzünde sıcak bir tebessüm oluşturmuştu. Ama sonra dudaklarından dökülen cümle beni dumura uğratmıştı!

" Gizli gamzen var güzel gülüşlü kız"

________________ Bölüm sonu♥♥

YudBar operasyonu ne ile sonuçlandı acep?

Peki ya mahurun tutamadığı çenesi

Konuşkan kızımız durumu kurtaracak mı?

Diğer bölüme kadar hoşçakalın ❣

♥EZO♥

Buldum seni! | TextingWhere stories live. Discover now