69;"Kraliçe Elizabeth"

1.7K 188 31
                                    

Galiba artık kitabım sizi sarmıyor? Çünkü eski okuyan kişiler artık yok ve çok az yorum yapılıyor buda beni çok üzüyor gerçekten, emek için bari bir oy ve yorum yapın!

Neyse bölüme geçelim!

_________________

Kampüste çimenlik alanda, kızlar ile oturmuştuk, Melis yeni tesettüre girdiği için biraz utanıyordu. İki de bir bize; "kimse bana bakmıyor dimi" deyip duruyordu. Bende ilk taktığımda herkesin bana baktığını düşünüyordum, ama bu sadece bizim kuruntumuz oluyordu.

"Sakin ol Melis kimse sana bakmıyor sen öyle sanıyorsun." Kafa sallayarak kahvesini içti. Ama hâlâ biraz rahatsız olduğu kesindi. Manolya hâlâ gelmemişti. Mesaj atmıştım ama ona da cevap veren olmamıştı.

"Selam girls!" Diyen Cihan ile kafalar ona döndü. Kızlara 'süper proje arkadaşımdan' bahsetmiştim. O yüzden kimse ona 'sen kimsin lo' bakışı atmadı.

"Gel otur baş belası" dedim gülümseyerek. Yanıma geçince Mısra ona gülümseyerek baktı. "Ya harbi arada bize Can'ı hatırlatıyorsun." Evet çokça hatırlatıyordu.

"Merak ettim ben bu Can'ı bir gün görebilme şansım varmı?" Aksine belki hepimizin de böyle bir şansı olurdu.

"Can ile konuşurum ve zorla buraya getiririm. Hakikatten Can nerede üniversite okuyor?" Can'ın nerede okuduğunu bilmiyordum mallesef.

"Ben Antalya diye biliyorum. Hatta ailesi de oraya taşınmış olabilir." Dediğinde üzüldüm. Çok vasıfsız arkadaşlarız kankam taşınmış ve ben bunu yeni Mısra'dan öğreniyordum. Gerçi çocuğun nerede okuduğunu bile bilmiyordum.

"Sen nereden öğrendin?"

"Okulda halletmem gereken şeyler vardı gittiğim de konuşan kızlara kulak misafiri olunca öğrendim." Hmm, evet kesinlikle bir gün Can ile buluşurduk hep birlikte.

***
Amfiye girdiğimde, masaya kafasını koymuş olan Manolya ile hızlıca yanına oturdum. "Manolya!" Onu yavaşça dürtünce tepki vermedi. İkinci kez daha hızlı dürttüm. "Manolya!" 'Hı' diye bir tepkiyle başını masadan kaldırdı. Berbat görünüyordu, her zaman düzgün olan mavi saçları dağılmış, gözlerinin altında hafif morluklar oluşmuştu.

"Ne bu hâl?" Dedim dehşetle.

"Biraz... üşüttüm sanırım." Zar zor kelimeler ağzından çıkıyor kızın biraz üşüttüm diyor.

"Salak mısın Manolya? bir ölmediğin kalmış!" Bu halde okula gelmesine ne demeli peki.

"Neden geldin? dinlenseydin evde." Zar zor öksürüp bayık bakışlarını bana çevirdi.

"Teslim etmem gereken bir projem var ve bugün son, hocayı... Öksürüp tekrar devam etti. " Biliyorsun dersten bırakıyor hemen." Haklıydı hoca biraz arızalıydı.

"Ödevi verdin mi?"

"Çantamda birazdan götüreceği-" devamı gelmeden içeri neşeyle cıvıldayan Cihan girmişti.

"Mahur, dostum!" Manolya'yı görünce önce yüzündeki ifade değişmiş sonrada gülüşü solmuştu. Koşar adım gelip beni itekleyerek Manolya'nın karşısına geçti. Manolya şaşkın ördek misali ona bakıyordu ama benimde ondan aşağı kalır yanım yoktu.

"Ne oldu sana böyle?" Cihan ciddi olunca biraz korkunç oluyordu mallesef.

Manolya üstündeki şaşkınlığı atmış olmalı ki, buruk bir tebessüm oluştu yüzünde. "Konuşsana kızım!" Olaya hemen el attım. Bu Cihan da az değil ha!

Buldum seni! | TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon