68;"Mavi kafa"

1.6K 157 12
                                    

Ben geldim baylar ve bayanlar sjdkdkdk

Nasılsınız bakalım?

Diğer kitaba bölüm yazınca burayı biraz unuttum. Ama Yakamoz'u yazmak da büyük emek istiyor o yüzden hâlâ yazmaya devam ediyorum.

Neyse geçelim bölüme.

Oy ve yorum sizden hadi görem sizleri.

Keyifli okumalar

______________________

Cihan ile yaptığımız sunum ve projeyi çok güzel bir şekilde sınıfa ve hocaya sunmuştuk. Cihan gerçekten çok iyi bir proje arkadaşıydı yalnız bir sorunumuz vardı. Manolya ve Cihan ne zaman bir araya gelsek Cihan Manolya'nın saçlarına laf ediyordu. Manolya sinirden deliye dönüyor ve Cihan'ın saçlarına asılıyor tabii o orta boyu Cihan'ın uzun boyuna ne kadar yetiyorsa o kadar oluyordu.

"Mavi lastik n'aber?" Diyen Cihan her zamanki forumundaydı. Manolya başını koyduğu masadan kaldırdı. Cihan'a öfkeli bir bakış atınca, Cihan ona dil çıkardı. Artık bu olanlar bana çok normal geldiği için sesimi çıkarmadan onları izliyordum. Aksine bazen eğlenceli oluyordu onların atışmaları bazen de arada kaldığım oluyordu.

"Hadi kalkın, kafeteryaya inelim." Manolya da Cihan'ın bu hallerinden bıkmış bir şekilde ayağa kalktı. Cihan dünden hazır peşimize verdi. Kafeteryaya indiğimizde, Cihan'a bana ve Manolya'ya birer kahve almasını söyledim. İtiraz edecek gibi dursada buna fırsat vermeden onu itekledim. Manolya'yı da alıp masaya geçtim.

"Bu Cihan'ı boğmak istiyorum Mahur ben!" Güldüm.

"İnşallah bir gün boğarsın" dedim, şakayla karışık. Araları iyi olabilirdi bence ama Cihan Manolya'yla tanıştığı ilk andan beri ona sataşıp duruyordu. Birbirlerinden nefret ettiklerini düşünmüyor değildim ama Cihan herşeye rağmen yanımıza geliyordu.

Manolya da ona sabır gösteriyordu. Minicik bir sabır işte anlayın.

Cihan elinde kahve tepsisi ile masaya oturdu. Manolya'ya aldığı kahveyi Manolya tam almak üzere iken eline aldı. "Hey, onu bana getirmedin mi?"

"Hayır ikisinide ben içeceğim sana su bile almam." Cihan ona omuz silkince Manolya derin bir nefes çekti içine.

"Zıkkım iç ayı!"

"Sende!"

"Beyinsiz!"

"Aptal!"

"Orangutan götü!" Diyen Manolya değdiği şeyi yeni fark etmiş gibi utançla dudağını ısırdı. Cihan koca bir kahkaha attı hemen.

"Vay bizim mavi kafa utanabiliyor muş." Diyen Cihan'ın koluna sert bir şekilde vurdum.

"Yeter bence Cihan!" Bana göz devirince onun gözlerini oymak istedim.

"Seni boğsam kaç yıl hapis yatarım. Yada belki dünya bir şebek maymunundan kurtuldu diye hiç hapse girmeme gerek kalmaz." Manolya elini çenesine yaslamış dudaklarını büzerek Cihan'a bakıyordu. Ama iyi laf soktu.

Cihan," ha ve ha" diye yapmacık bir gülüş sergiledi. Yüzünü de buluşturmayı ihmal etmiyordu.

"Yeter be! Valla bıktım artık sizin bu çocuk gibi tartışmalarınızdan!" İkisi de sus pus olunca bende artık soğumaya yüz tutmuş olan kahvemden koca bir yudum aldım. Miraç Efe'yi özledim şimdide fazla yanyana gelemiyorduk. Bazen çok az konuştuğumuz oluyordu. Sömestr tatili yaklaşmıştı bu hafta içinde çoğu vizeleri verip bitirecektik okulu. Miraç Efe'yi görürüm diye sevinemiyordum çünkü bu kez Sırma'nın düğünü olduğu için çok işimiz olacaktı. O yüzden bazen kaçmak aklımdan geçmiyor değildi yani. Uzak bir yerlere kaçıp düğün hazırlığı bitince geri gelmek süper bir fikirdi.

Buldum seni! | TextingWhere stories live. Discover now