61;"Mutluluk"

1.7K 174 16
                                    

Selamün aleyküm canlar

Yemyeşil bahçesinde, kargaların gak gak sesleri arasında size bölüm yazıyor bu Yazar hehehehe.

Ama hava müthişmel kızçeler♥

Neyse geçelim bölüm'e.

Keyifli okumalar

_______&&

Normal odaya alınmıştı Mahur, ama hâlâ uyanmamıştı bizi de yanına almıyorlardı. Odasının içini gösteren camlı kısımdan ona bakıyordum.
Solmuş yüzü ve dudakları... O dudaklar artık bana tebessüm ederken ki gibi kıvrılmıyordu. Düz bir çizgi oluşmuştu. Onu bu şekilde görmek hâlâ da beni mahvediyordu.

Bir an önce gözlerini açmasını, tekrar gülümsemesini tüm benliğimle istiyordum. Yanımdaki hareketlilik ile oraya döndüm. Uygar yanımda durmuştu. Onunla önceden de tanışıyorduk, Mahur'un ilk başta onun kız kardeşi olduğunu bilmiyordum. Ama Mahur sonralarda Uygar'dan bahsedince birde karşılaşınca onun abisi olduğunu anlamıştım. Mahur'a göz ucuyla dahi bakmamı engeliyordu. Onu sevdiğimi ilk başta da anlamıştı ne kadar dile getirmesede davranışları ile gösteriyordu. "Çok mu seviyorsun kardeşimi?" Dediğinde iki günden sonra ilk defa dudaklarım kıvrıldı.

"Onun için öl de öleyim." Dediğimde, göz devirdi. hâlâ kardeşini paylaşmak istemiyordu. Ona hâk veriyordum çünkü bende Yudum'u Baran ile paylaşmak istemiyordum.

"Merak etme benim kardeşimin kuvvetli bir çenesi olduğu kadar, bünyesi de kuvvetlidir." Dediğinde *Efulim ile gurur duydum. Uygar son kez omuzuma vurup Nisan'ın yanına geçti. Mahur'un annesi düne göre daha iyiydi, ihsan amca ise biraz öfkesi geçmiş görünüyordu. Hepimiz umutla Mahur'un uyanmasını bekliyorduk.

***

Bahçede hastane duvarına yaslanmış gecenin karanlığında tek bir parlayan yıldızı izliyordum. Sanki bana 'umut var' diye o yıldızı oraya koymuşlardı.
Doktor, "uyanması gerekiyordu hastanın şimdiye kadar" demesi beni korkutmuştu, çünkü Mahur hâlâ bir tepki vermemişti. Kimin kanı ona uydu bunu bile sormayı unutmuştum.

Timur koştura koştura bana doğru gelince kaşlarım çatıldı. Yoksa Mahur'a birşey mi olmuştu?

"Ne oldu lan!" Ellerini dizine dayamış nefesleniyordu. "Abi... Mahur uyandı." Sadece üç kelime bana dünyaları vermişti. Timur'u orada bırakıp koşarak ikinci katta çıktım. Mahur'un odasına baktığımda doktor ve annesi babası vardı Mahur'un. Bende içeri girecektim. Ama kızların ve Muaz ve Baran'ın dışarıda beklediklerini görünce mecburen odanın dışından, Efulim'e baktım. Kısık gözleri ile doktor'a bakıyordu. Yüzü çok komik dursada o hâlâ odada bakışlarını gezdiriyordu. Bizimkiler yanıma gelince, "Ne oldu?" Diye sordum.

"Hemşire kontrol etmeye gidince, bir anda doktor beyi çağırdı. Doktor içeri koşunca bizde telaşla ayaklandık birşey oldu sandık, ama doktorun gelip hastamız uyandı gözümüz aydın demesi ile Timur koşarak sana geldi."

Mutluluk.

Evet tarifi edilemez bir mutluluk, umut doğmuştu içime.

Doktorun birşeyler demesi ile odadakilerin hepsi dışarı çıkmıştı. Uygar Anne ve babasına sarılınca bende hâlâ gözleri uykuya ramak kalan Efulim'e bakıyordum. Bir kaç dakika geçmiş ve Mısra, ihsan beyi ve Asya hanımı zar zor ikna edip Merve teyze ile eve göndermişti. Bizim tayfa Uygar ve Nisan bide kızlar kalmıştık. Daha fazla dayanamıyordum, burada böyle beklemeye. Hemşire Mahur'un odasından çıkınca hemen karşısına geçtim. "Hastayı görebilir miyiz lütfen?" Dediğimde hemşire tebessüm etti. "Evet ama fazla rahatsız etmemek suretiyle girebilirsiniz yanına." Hemşireyi başımı sallayarak onayladıktan sonra kızlara döndüm. "İlk siz girin." Onlar beni onaylayıp odaya girince bende onların hemen ardından girmek için bekliyordum.

Mahur'un kendine gelmesini beklerken, Yudum kafasını dışarı uzattı. "Abi sizde gelebilirsiniz." Dediğinde Yudum'u köşeye çekip içeri daldım. Efulim ile gözlerimiz buluşunca gözlerinin dolduğunu fark ettim. Bana dolu dolu gözlerle bakıyordu.

" Rabbime şükürler olsun seni bize bağışladı." Dediğimde buruk bir tebessüm oluştu yüzünde.

" Nasılsınız?" Deyip hepimizin yüzüne baktı.

"Az kaldı gidiyordum lan!" Dedi, kıkırdayarak. Timur hemen konuşunca ona baktım bu kez.

"Yenge vallahi iki gündür sensiz b*k gibiydi." Deyince Baran ensesine vurdu. Mahur da ona bakıp gülümsedi.

"Bende sizi özledim..."

---

Mahur daha da toparlanmıştı, onun gülen yüzü her geçen dakika bana daha da güç veriyordu. İlk Mahur getirildiğinde kapı önünde bekleyen polisler, içeri girince hepimiz ayağa kalktık. İhsan bey, "buyurun memur bey" deyince polis memuru ona döndü.

"Mahur hanıma bir kaç soru sormamız gerekiyor o gün ile ilgili." İfadesini alan polisler dışarı çıkınca, odaya aniden kumral saçlı orta boylu bir çocuk girmişti. Dolu gözleri Mahur'a odaklanınca Mahur da ona kocaman gülümseyerek baktı. "Abla!" Deyip Mahur'a koşunca Mahur onu kucağına hapsetti. "Canım" o kadar içten söylemişti ki odadaki herkes şaşkınca bakıyordu ona ve o çocuğa.

"İsmini sormayı bir türlü akıl edemedim." Mahur gülünce ufaklıkta gülüp ismini söyledi. "Mete"

"Tanıştığıma memnun oldum Mete'cim." Dedikten sonra çatık kaşları ile kızlara baktı. "Siz benim çocuğuma neden hiç yardımcı olmadınız." Dediğinde, İhsan bey çatık kaşları ile, "çocuğum?" Dedi.

"Kusura bakma babacığım. Mete'yi çocuğum gibi sahiplendim bir an gaza gelerek" deyince ortam kahkahayla dolmuştu.

________________ Bölüm sonu ♥♥

*Efulim: yarım, sevgilim.

Mahur'u özledik mi canlar?

Mete yararlı yapıncak'ım benim.

Evet sizin yüzünüz gülecek bu bölüm Mahur uyandı sonuçta boru mu bu? Skskskkskskkskks

Neyse yorumlar çok az neden böyle arkadaşlar ilk baştaki performansınız hiç yok bu beni çok üzüyor okuyucum da çok az :(...

Buldum seni! | TextingWhere stories live. Discover now