60;"Yıkılış"

1.7K 172 48
                                    

"Yapamamıştım işte, kurtaramamıştım onu..."


3 saat sonra

Elim ayağım titriyordu, bir o yana bir bu yana gidiyordum. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Daha hızlı olmalıydım, onu kurtarmalıydım. Daha onunla yaşayacak güzel günlerimiz olacaktı. Allah'ım sen koru onu. Bağışla onu bana rabbim.

Kafam allak bullak olmuştu, hastaneye nasıl geldiğimi bile hatırlamıyordum. Onun üstüne hiç yakışmamıştı, kırmızı renk. ona daha güzel renkler yakışır ama kırmızı değil.

Beni bırakma güzelim, lütfen.

Doktor odadan çıkınca, hızlıca önüne geçtim. "Lütfen o iyi deyin." Dedim yalvarırcasına. Ona birşey olsa ben yaşayamazdım ki...

"Üzgünüm hastayı kaybettik. Çok kan kaybetmişti."

Yıkıldım.

Mahvoldum.

Bende onunla birlikte kaybettim...

3 saat önce

"Yaklaşma bana!" Bağırdım avazım çıktığı kadar. Yolun sonuna gelmiş gibi hissediyorum ve bu beni daha da korkutuyordu.

Aniden belinden çıkardığı çakı ile dibime kadar girip elindeki çakıyı boynuma dayadı. Örtüm birazda olsa beni çakının azabından koruyordu. Ama daha sert bir darbe benim sonum olurdu. "N-ne yapacaksın bana?" Kahretsin sesim titremişti daha güçlü olmalıydım. Korkmam ona daha da güç verirdi.

Allah'ım lütfen yardım et.

"Çek lan pis elini onun üstünden!" Miraç Efe'nin kükreyen sesi ile içime kocaman bir umut ışığı doğmuştu. Allah'ım sana şükürler olsun. Pislik serseri beni hızlıca önüne alıp arkamdan boğazıma sarılmıştı. Ve umut ışığım cılız ışığa dönüşmüştü.

Miraç efe bize doğru bir adım atınca, serseri pislik boğazıma dayadığı çakıyı ona doğru salladı. "Dikkat et!" Diye çığlık attım. Az kalsın Miraç Efe'ye denk geliyordu çünkü.

"Uzak dur Miraç." Dedim, korku dolu sesimle.

Ama o beni dinlemek yerine, bir adım daha geldi serseri çocuğun üstüne doğru. "Yaklaşma lan deşerim kızı yoksa!" Geber köpek Allah balanı versin.

Miraç Efe hızlı bir atak yapınca çocuk bıçağı boynuma bastırmıştı. Sızlayan yerin kesildiğine emindim artık.

Polis siren sesleri sokağı doldurunca beni tutan serseri pis bir küfür savurmuştu. Ve ben daha ne olduğunu anlamadan Miraç Efe'nin korku dolu sesi sokakta yankılanmıştı.

"Mahur!"

Miraç Efe ERDEM.

Benim gözlerime umutla bakan kız bir anda yere yığılmıştı. Şerefsiz köpek dikkatimi dağıtmak için bıçağı Mahur'a saplamıştı. Mahur'u hızlıca tutup kucağıma aldım. Böyle olmamalıydı.

"Güzelim aç gözlerini, lütfen beni bırakma." Dedim uyanık kalabilmesi için.

Dudakları aralandığında, "Şşş" dedim kendini yormasın istedim.

"M-miraç ... Çocuk... Onu aldılar... Kurtar onu." Kesik kesik konuşması ile içimden o şerefsiz köpeğe saydırıyordum.

"Tamam güzelim yorma kendini." Polisler olduğumuz yere akın edince ambulans da gelmişti. Çocuğu kaçırdıklarını söyledim. Sonrada Mahur'un yanına bindim.

***
Sedye üzerinde götürdüklerinde beynim işlevini yitirmişti. Ona geç kalmıştım ben. Yetişememiştim.
Nasıl hastaneye girdiğimi bilmiyordum. Bir ara başım dönmüştü. Üzerime toplanan hemşireler ile korkuyla yerimden fırladım. Mahur onu nereye götürmüşlerdi?

Buldum seni! | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin