Geçmişe giden Efsun, Fatih Sultan Mehmet'en hamile kalır. Geleceğe geldiğinde bunu anlar ama artık cok geçtir. Geçmişten gelen yenler doğacak olan şehzadeyi öldürmek isterler. Tabi o kadar kolay olmayacaktır. Şehzadenin koruyan bir yüzük, şehzadeyi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu kadar kolay olsaydı sevmek, Ağlamakolmazdı. Herkes bilseydi gerçekleri, Kimse sessiz kalmadı...
Gelen uzun boylu esmer bir kızdı. Herkes şaşkın dolu gözlerle kıza bakıyordu. Tek biri hariç gelen kişiyi kimse tanımıyordu.
"Demek tam zamanın da geldim. " dedi gelen kızı. Gözleri Selcugun üzerindeydi. Ne tepki vereceğini ölçer gibiydi.
"Sen.... senin burda ne işin var. " diye sordu Selçuk. Onun burda olmaması gerekiyordu.
"Sana güvenmiyorum biliyorsun Selçuk." Mine kıza şaşkın gözlerle bakıyordu. Bunca zamandır Selcukla beraberdi ama tam bugün Selcugu yeni tanıyordu. Kimdi bu kız? Hatta kimdi Selçuk ? Sevdiği adamı bunca zaman tanıyamamış mıydı?
"Hemen burdan çıkıp gidiyorsun Sevda. Yoksa.....
Gelen kadın tiz bir kahkaha attı. Selcuga şeytani bir bakış attı. Güçlü hangi taraftı. Tek bir kadın mı yoksa muhafızlar mı?
"Selçuk sen bir yensin. Ama bakıyorum ki aklın karışmış, pardon kalbin mı demeliydi. "
Gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki. Bakışlarını Selcugun yanında ki Mineye gözlerini çevirdi. Selçuk bu kız yüzünden yanlış tarafa geçmişti. Eğer kızı yok edebilirse Selcugu geri kazanabilirdiler. Efsun yarasını tutarak kadına doğru yürüyecekken Selçuk buna engel oldu. Selcugun arkasından kadına doğru konuşmaya basladi.
"Ne istiyorsunuz benden...
Kadın bakışlarını Mineden çekip, Efsuna baktı. Kapıyı sert bir şekilde kapatınca Efsunun konuşması yarıda kesildi. Muhafızlar iki yene karşı güçsüz kaldıkları için sessizce olayları izliyorlardı. Efsunu biran önce burdan çıkarmaları gerektiğini düşünüyorlardı. Ama önlerinde büyük bir engel vardı.
"Senden sadece oğlunun yerini söylemeni istiyorum. Bana eğer oğlunun yerini söylersen sana dokunmam bile. " gülerek konuşuyordu kadın. Şehzadeyi bu kadar yaklaşmak onu çok mutlu ediyordu.
"Şehzadeyi alman için önce benim gibi engeli geçmek zorundasın. " Selçuk bu olanlardan sonra iyice sinirlenmiş ilk hamlesini kadına yapmıştı.
Kadın Selcuktan önce davranıp kendi geri çekmişti.
"Hemen burdan gidin. Ben onu oyalarim. Hemen Efsunu güvenli bir yere götürün. Sakin Mehmetle Efsun aynı ortamda bulunmasın. " Selçuk Ibrahime doğru konuşmuştu.
Kadına doğru döndü yeniden üzerine doğru koşup kadını yere serdi. Kadının boynun kolunun altına sıkıştırıp bastırmaya başladı. Kadın Selcugun elleri arasında çırpınıyordu.
Mine yaşadığı şeyin bir rüya olmasını diliyordu. Olduğu yerde mıhlayıp kalmıştı sanki. Oysa onun sevdiği Selçuk böyle biri olmazdı. Koluna bir el dokununca kendine gelmişti. Odanın içinden çıkacakken son kez Selcuga doğru bakışlarını çevirdi. Kadın hala yerde çırpınıyordu. Sanki kadına gücü yetmiyordu gibi. Yüzünde çaresizlik vardı. Kolundaki el Mineyi cekistiriyordu.
Hepsi hızlıca hastaneden çıktılar. Minenin aklı hala Selcuktaydi. Nasıl bir şeyin içine düşmüştü anlamıyordu.
"Efsun biran önce geçmişe gitmen gerekiyor. " dedi Ibrahim.
"Oğlumu görmeden hicbir yere gitmem. Ve Oğlumu bırakmadan hicbir yere gitmem. " Efsun oğlunu bırakıp nasıl gidebilir ki.
Hastanenin önünde ki beyaz bir jeep bindiler.
"Şimdi Mehmedi arayıp haber vereceğiz. Sizin eve gelsin. Ama hicbir şey demeden gitmen gerekiyor Efsun. Eğer sen geçmişe gitmezsen işler daha da sarpa saracak. Korkmani gerektirecek bir şey de yok. Artık biz muhafızlar şehzadenin yanındayız. Ona kimse bir şey yapamaz. " Ibrahim konuşmasının hemen ardından telefonu aldı eline. Hemen Hümayi aradı.
"Hüma kızım. "
"Efendim baba "
"Hemen Mehmedi alıp size attigim adrese geliyorsunuz acil. "
"Ne oldu baba önemli bir şey mi var ? "
"Sorgulama ve dediğimi yap. Dikkatli olun. Kimsenin sizi takip etmediginden emin olun. Şehzadeye dikkat et. "
Telefonu kapatıp Efsuna doğru döndü. Arka koltukta oturuyordu ikisi de.
"Efsun başımız büyük bir dertte olabilir ama Şehzade yenleri yok etmezse onlar şehzadeyi yok edecekler. Bir kayıp olacak. Büyük bir savaş olacak aramızda ya kazanan olamaliyiz ya da kaybeden. Biz şehzade için ölmeye hazırız. Sana söz veriyorum şehzadeye hicbir şey olmayacak. "
