15

1K 72 24
                                    

İbrahim güvenli bir eve getirmişti herkesi. Kimseden ses çıkmıyordu. Herkes sessizce oturuyordu.

"Selçuk bizim tarafta olmalıydı." dedi Mehmet.

"Ona güvenemezdik Mehmet. Bize senelerce yalan söyledi." dedi Mine.

Mehmet oturduğu yerden kalktı. Mine'nin karşısında durdu.

"Öyle mi gerçekten teyze. Neden bu geçen yıllar içinde bize zarar vermedi. O gerçektende sana aşıktı. O seni seviyordu. Bunu sen benden daha iyi biliyorsun. Senin için neler yaptığını sen çok iyi biliyorsun." dedi Mehmet.

"Mehmet ileri gidiyorsun. Konuştuklarına dikkat et." sinirli bir şekilde Mehmet'e bakıyordu Mine.

"Ben bir şey demedim teyze sen kendine kızgınsın. Selçuk bu zamana kadar sana yalan söyledi ve sen ona hep inandın. Bir kere bile şüphe duymadın. Herkes arkanızdan konuşurken sen onları bile duymadın ama şimdi neden teyze? Neye öfken bana mı kendine mi?" diye sordu Mehmet.

"O ablamı öldürüyordu. O belki de bize oyun oynuyor Mehmet. Ben ona âşık.... Mehmet ben yeni gördüm... Yani yeni fark ettim... Eğer bilseydim...." Mehmet, Mine'nin sözünü kesti.

"Daha önce bilseydin teyze sessiz kalırdın. Niye biliyor musun? Çünkü aşıksın. Şimdi onun yen olduğunu bir başkasında öğrendiğin için böyle davranıyorsun ama eğer o sana anlatsaydı. Sen sessizlinle bunu gizleyecektin. Bana bir şey olacak diye değil, benim ona yapacaklarımdan korkacaktın belki de." dedi Mehmet.

Mine sessiz kalmıştı. Mehmet'in ona söylediklerini sindirmeye çalışıyordu. Gerçekler bir andan gün yüzüne çıkmış, Mine ne yapacağını bilemiyordu.

"Şimdi ne yapacağız." diye sordu Mehmet.

"Eğer onlardan birini öldürsek biz daha güçlü oluruz. Onlardan birini öldürmemiz gerekiyor. İçlerinde en güçlü olan da Selçuk. Sizin hakkınızda her şeyi biliyor ve size en yakın olan oydu." dedi İbrahim.

Mine sanki üşümüştü oturduğu yer ona soğuk gelmeye başladı. Selçuk onların düşmanı olabilirdi ama Mine ona aşıktı. Onu öldürmek kalbinin ölümü gibiydi. Bir an sanki nefesinin kesildiğini hissetti.

Herkes sessizleşti yine. Ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Mine'nin telefonu mesaj sesi geldiğinde herkes ona baktı. Cebindeki telefonu çıkardı.

Mehmet: Sakın kimseye çaktırma benim mesaj attığımı. Beraber biraz dışarı çıkalım seninle konusacaklarım var teyze.

Mine, Mehmet'e bakmaya başladı.

"Kim?" diye sordu İbrahim.

Karşındaki İbfahime baktı Mine.

"Selçuk değil. Gerisi de sizi ilgilendirmez sanırım." dedi Mine.

Mine ayağa kalktı. Kapıya doğru ilerlerken Hüma'nın sesiyle durdu.
"Nereye gidiyorsun?" diye sordu.

"İzniniz olursa biraz hava almak istiyorum dışarda. Her şeyi size söylemek zorunda mıyım?" dedi Mine.

"Her şeyi bize söylemek zorunda değilsin. Ama Selçuk senin sevgilin... Pardon sevgilindi. Nerden bileceğiz onunla işbirliği yapmadığını?" diye sordu Hüma.

Mine evin salonunda olan herkese bakmaya başladı. Herkes ondan şüpheleniyordu. Hepsini başı egikti. Bu demek oluyordu ki herkes Hüma'yı onaylıyordu.

"Kimseye açıklama yapmak zorunda değilim. Karşınızda ben onu reddettim. Eğer inanmıyorsanız bu sizin tercihiniz olur. " dedi Mine.

Kimsenin bir şey demesine izin vermeden dışarı çıktı. Hava karanlıktı. Soğuk hava bedenini esir almıştı. Ellerini kendine sardı. Kendini ısıtmaya çalışıyordu.

"Teyze?"

Mine arkasına döndü. Mehmet karşında duruyordu.

"Sen de mi bana inanmıyorsun Mehmet?"

Mehmet üzerinde hırkayı çıkartıp Mine'nin omuzlarına koydu.

"Senden hiç şüphe etmedim teyze. Kimse inanmasa bile ben sana inanıyorum. Sen onları boş ver."

Mine, Mehmet'in göğsüne başını koydu.

"Onların ne düşündüğü umrumda değil. Sen benim yeğenimsin. O sana zarar vermek istiyor. O kötü biri Mehmet. Ben seni korumaktan başka bir şey yapamam. Onunla işbirliği yapmam. Asla!"

Mehmet elini Mine'nin omzuna koydu. Onu ısıtmaya çalışıyordu.

"Seni anlıyorum teyze. Seni biliyorum. Kimse benim gibi tanıyamaz seni. Buna Selçuk bile dahil."

Mine başını kaldırdı Mehmet'e baktı.

"Onun adını bile alma ağzına. Nasıl bu zamana kadar anlayamadık."

"Teyze içerde biraz üzerine geldim. Özür dilerim."

"Mehmet ben seni anlıyorum. Bir günde neler yaşadığını görüyorum. Hatta birlikte neler yaşadık."

"Teyze senden bir şey isteyeceğim. Ama senle benim aramda olacak. Kimsenin bilmesini istemiyorum."

"Söyle Mehmet ne istiyorsun?"

"Selçuğa mesaj at."

Mine anlamaz gözlerle Mehmet'e bakıyordu.

"Bir planım var teyze. Onu ikimizden başka kimse yok edemez."

"Mehmet açık konuş ne diyorsun? Nereye varmaya çalışıyorsun?"

"Onunla son bir gece geçirmek istediğini söyle teyze."


Kayıp Şehzade Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin