16

794 60 11
                                    

Mine telefonunu eline aldı. Mehmet'e baktı. Elleri cebinde gökyüzüne doğru bakıyordu.

"Mehmet onu ikimiz alt edemeyiz. Ya sana bir şey yaparsa."

"Teyze onun zaafı sensin."

"Bugün dediklerini sende duydun."

"O lafları sen onu incittin diye söyledi. Sen nasıl onu kırdıysan. O da seni kırmak istedi. Selçuk kaç yıldır bizimle teyze. Onu en iyi ikimiz tanıyoruz."

Mine elinde ki telefona baktı. Bir yanda Mehmet vardı, bir yanda sevdiği adam.

"Biz onu şimdiye kadar yanlış tanımışız Mehmet. O bir yen seni öldürmek için gönderilmiş."

"Sen bana yardım edecek misin teyze yoksa ben kendim halledeceğim." dedi Mehmet sinirle.

"Tamam sana yardım edeceğim. Kimseye bir şey demiyecek miyiz?"

"Sadece ikimiz bunu halletmeye çalışacağız."

"Peki planın nedir Mehmet? Yani ona zarar verebilecek miyiz? Biz ondan güçlü değiliz. Ve Mehmet, Selcuğu bir abin kadar çok sevdiği biliyorum. Ona kıyabilecek miyiz?"

"Teyze bizimle işbirliği yapmasına engel olmayacaktın o zaman."

"O ablamı öldürecekti."

Mehmet, Mine'nin tam karşısında durdu. Ellerini ellerinin arasına aldı.

"İşte Selcuğu gördüğünde bunu aklına getir teyze o annemi öldürmeye çalıştı. Benim bir yanım onu seviyor bir abi, bir baba gibiydi belki de bana karşı. Ama onun bize yaptığı bu hainliği unutamayız. Şimdi ona mesaj at teyze."

"Bana önce planı anlat Mehmet. Ondan sonra söz veriyorum mesaj atacağım."

Mehmet ellerini çekip arkasını döndü.

"Elimizde silahlarimiz var. Pelerin, hançer ve yüzük. Seninle birlikte bende geleceğim ama üzerimde pelerin olacak. Onun zayıf anında hançeri kullanacağım."

"Ya anlarsa Mehmet."

"Anlamayacak teyze at artık şu mesajı. Bir saat içinde Hill otele gelsin. Ona vedalaşmak istediğini söyle. Sana inanacaktır."

"Peki dediğin gibi olsun. Ona mesaj atacağım."

Mine telefonun kilidini açtı. WhatsApp girdi. En son mesajlarına baktı. Selcuktan tek bir mesaj bile yoktu. Gözleri dolmuştu. Elleri klavyeninin üzerinde gezinip durdu. Ne yazıp ne diyeceğini bilmiyordu. Hâlâ ismi bile aynıydı. Kalbinde ki yeri bile aynıydı.

Mine: Son bir kez buluşmak istiyorum. Vedaşlamak için. Bu savaşta ikimizden birine bir şey olursa geride bir pismanlığımız olmasın.

Bir kaç dakika bekledi. Birden çevrimiçi olunca kalbi delice atmaya başladı.

Yazıyor..... Yazıyor.... Yazıyor..... Yazıyor...

Selçuk❤️: Sana bir şey olmayacak Mine. Sana bir şey olmasına asla izin vermem. Senin için canımı bile veririm. Seni ne kadar çok sevdiğimi sen bile bilmiyorsun.

Mine'nin gözünde yaşlar telefona akmaya başladı.

Mine: Sen ölümsüzsün Selçuk. Benim için ölemezsin. Ama ben ölebilirim. Senin için değil, açtığınız bu savaşta. Bana bir şey olabilir. Sen ablamı öldürecektin. Hani diyorsun ya seni sevdiğimi sen bile bilmiyorsun diye... Sen sevdiğim dediğin kadını ablasını öldürecektin. Sen ablama bunu yaptıysan eğer bana da yaparsın Selçuk. Sen kötü birisin. Sen bunu için egitilmişsin.

Gözlerinde ki yaşları silip, gökyüzüne doğru baktı. Hava kapkaranlikti. Tek bir yıldız bile yoktu. Mesaj sesiyle yeniden telefona döndü.

Selçuk❤️: Keşke sana içimden geçenleri gösterebilsem Mine. Keşke sana kalbimi açıp verebilsem. Keşke sana olan sevdamın kötü olduğumdan bile büyük olduğunu gösterebilsem. Ama bazı şeyler yaşanıyor.

Mine, Mehmet'e doğru baktı. Sırtı hâlâ dönüktü. Onların konuşmalarına müsade ediyor gibiydi. Yeniden telefonuna baktı Mine.

Mine: Son bir kez vedalaşmak istiyorum Selçuk. Bir saat içinde Hill otele gelir misin? Belki ordasındır. Senin otelin sonuçta.

Yazıyor.... Yazıyor..... Yazıyor.....

Selçuk❤️: Peki Mine. Oteldeyim. Seni bekliyorum. Her zamanki katta, her zamanki odamızda...

Mine: Bir saat içinde orda olurum Selçuk.

Selçuk❤️:Bekliyorum.

Mine gözlerinde ki yaşları yeniden silip Mehmet'in yanına gitti. Onun gibi gökyüzüne baktı.

"Otelde bizi bekliyor Mehmet."

"Yapabilecek misin teyze. Ona olan sevdan mi büyük yoksa ona olan kinin mi?"

Mine ne diyeceğini bilemiyordu. Başını yere eğdi. Toprağın üzerine bakıyordu.

"Bilmiyorum Mehmet. Peki ya sen... Sen yapabilecek misin?"

Mehmet başını Mine'ye doğru çevirdi.

"O bize bir savaş açacağını söyledi teyze. Biz kazanmak için bunu yapmak zorundayız. Böyle olmasını hiç istemezdim. Ama bunu yapmaya mecburuz."

"O zaman yapalım Mehmet. Ben her zaman senin tarafından olacağım bu savaşta. Onu ne kadar sevsem de.... Mehmet eğer bir gün olursa ona olan sevdam ağır basarsa, senden vazgecersem.... Öldür beni..." Mine'nin boğazından bir hıçkırık kopmuştu. Gözlerinde ki yaşlar durmuyordu.

"Böyle bir şey olmayacak teyze."

"Sevdama güvenemiyorum Mehmet. Aşk insana deli şeyler yaptırır. Yanlış şeyler yaptırır. Eğer böyle bir şey olursa onunla birlikte beni de öldür."

Mehmet ne diyeceğini bilemiyordu. Sessizce teyzesine bakıyordu.

"Aşık olacak bir tek Selçuk vardı sanki gidip ona âşık oldum. Ben aptalım... Aptal. Hadi gidelim Mehmet. Burda daha fazla durursak ben dayanamayacağım."

"Eğer birgün sana karşı bir yanlış yaparsam beni affet teyze."

Mine başını yerden kaldırıp Mehmet'e baktı.

"O nasıl söz öyle Mehmet."

"Öylesine söyledim teyze. Eğer olursa diye. Bu zamandan başımıza neler gelecek bilmiyoruz."

Dolu gözlerle Mehmet'e bakıyordu Mine. Bir şey yapacağını anlamıştı ama sessiz kalmıştı.

"Seni her zaman affederim Mehmet."

"O zaman gidelim teyze."


Kayıp Şehzade Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin