14

973 64 5
                                    

Mehmet geri geri ilerleyen arabanın kapısını açıp arabadan kendini attı. Bugün olanlar ona çok ağır gelmişti, kaçarak yaşamacaktı.

Az ileride olan muhafızların yanına doğru koşmaya başladı. Arkasından ona bağrılanları aldırmadı. Muhafazakar çember oluşturmuş, Selcuğu ortaya almışlardı. Selcukla göz göze geldi Mehmet.

"Mehmet bensiz devam edemezsiniz hayatınıza. Seni kolayca alt edebilirler yenler. Daha ne kadar kişi olduklarını bile bilmiyorsunuz. Sizi bir ben koruyabilirim. Şimdi onlara durmasını söyle yoksa ben durduracağım ve bu kötü seylere mal olacak." dedi Selçuk.

Mehmet, Selcuğun yanına doğru ilerledi.

"Mehmet o bize oyun oynuyor olabilir ona güvenemeyiz yanına gidemezsin." İbrahim, Mehmedin önünü kesti.

"Eğer bana zarar vermek isteydi çoktan verirdi. O doğru söylüyor. Yenler bizden daha güçlü diyen siz değilmiydiniz. Eğer Selçuk bizimle olursa biz daha güçlü olabiliriz. Bu durumda bizim aleyhimize olan şeyleri değerlendirmeliyiz." dedi Mehmet.

"Mehmet ona güvenemeyiz. Bunca bize yalan söyledi. Eğer....

Mehmet arkasına döndü. Mine ağlayarak bakıyordu.

"Mine bak beni dinle. Evet ben yenim. Ama Mehmedin şehzade olduğu bilmiyordum başta. Sonra anlayınca zaten onu korumaya çalıştım. Onu ben korudum ablan değil. Bu zaman kadar muhafızların bile bulamamasının sebebi benim." dedi Selçuk.

"Sen ablama zarar verdin. Sen benimle oynadın. Sen bizim en büyük düşmanımızsın. Sen benim hayatımla oynadın. SEN KALBİMLE OYNADIN!" kendini yere bırakmıştı Mine. Artık ayakları kendini taşımıyordu. Selçuk tam Mine'nin yanına doğru ilerlerken İbrahim onu durdurdu.

"Mine seninle oynamadım. BEN SANA AŞIK OLDUM!" diye bağırdı Selçuk.

Mine başını kaldırıp yeniden Selçuğa baktı. Kalan son gücüyle ayağa kalktı. Hızlı adımlarla Selcuğun yanına doğru ilerledi. Önünde duran İbrahimi ittip Selcuğun önünde durdu.

"Sen bana aşık oldun öyle mi? Bunca zaman kaç tane yalan söyledin bana? Kaç senedir hayatımdansın neden bir kez olsun bana anlatmadın. O zaman belki seni anlardım ama şimdi sana güvenmiyorum. Peşimizi bırak Selçuk. Eğer beni gerçekten seviyorsan. Tek başına yenlere karşı gel o zaman ve Mehmet'ten benden bizden uzak dur." Dedi Mine.

Selçuk gözlerini Mine'nin gözlerinden alamıyordu. Kalbi paramparça olmuştu.

"Selçuk artık oynamayı bırak yenlerin duyguları yok. Sen âşık olamazsın. Senin bir amacın olmazsa kimseye iyilik yapmazsın. Sizin tek amacınız Mehmedi öldürmek. Şimdi burdan ya git ya da biz gönderelim." diye söze girdi İbrahim.

Selçuğun gözleri hâlâ Minenin üzerindeydi. Kalbinin parçalara ayiran onun sevdiği kadın olamazdı. Böyle biri değildi ki onun sevdiği kadın.

"Bana savaş mı açıyorsun Mine?" diye sordu Selçuk.

"Sana savaş açmıyorum. Sen zaten bir savaşın içindesin Selçuk. Bu savaşın içinde ben yokum. Sende ben yokum Selçuk." dedi Mine.

"Teyze ona bir şans verebiliriz. Tam 5 yıldır bizimle eğer bana zarar vermek isteseydi çoktan verirdi. Gerçekten de bize yardım ediyordur." diye araya girdi Mehmet.

"Bu kadar saf olma Mehmet." dedi İbrahim.

"Beni kaybetmeyi göze aldıysan eğer Mine bil ki ben artık yanında değil karşındayım. Bundan sonra yardım yok. Bundan sonra ben yokum. Kaybeden tarafta sen varsın diye ben ölüme geldim ben, ama sen beni reddettin. Birgün pişman olacaksın. O gün beni karşında gördüğünde çok pişman olacaksın." dedi Selcuk.

"Selçuk sen ölümsüzsün....

"SEN KES SESİNİ ARTIK İBRAHİM!" diye bağırdı Selçuk.

Mehmet şok olmuş bir şekilde Selçuğa bakıyordu.

"Nasıl yani o... Selçuk sen... Yani ölümsüz derken... Nasıl oluyor." diye sordu Mehmet.

"Eğer yardıma ihtiyacın olursa her zaman yanında olurdum ama Mehmet bundan sonra yanında değilim." Dedi Selçuk.

Arkasını dönüp karanlığa doğru ilerlemeye başladı.

"Bu arada savaş asıl şimdi başladı haberiniz olsun. Çünkü artık ben varım." dedi Selçuk.

Kayıp Şehzade Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin