Bölüm 9

126 58 2
                                    



Nefesimi bırakarak içeri girdim. Hazırlıklar bitmiş gibi görünüyordu. Elimdeki dosyadan yapılacaklara baktım. Balonlar tamam. Özel tasarım masa örtüleri..tamam. Pastalar tamam. Her şey hazır gibi görünüyordu.

Duvara süsleri asan Burcu'nun yanına gittim. "Her şey tamam değil mi? Bir sorun yok?"

Çıktığı sandalyeden indi ve şöyle bir etrafa baktı. "Tamam gibi görünüyor. Mutfağa tekrar soracağım." kafamı salladım. Bu organizasyon sorunsuz biterse terfi edilecektim.

"Bengü Hanım bir sorunumuz var!" yanıma koşa koşa gelen Burcu'yla dosyayı kapattım. "Ne oldu?"

"Kostümler. Kostümler gelmemiş daha." dedi nefes nefese.

"Neden?"

"Anlaştığımız tasarımcının kuryesi rahatsızlanmış, gönderecek başka birileri yokmuş."

Kaşlarımı çatarak tekrar dosyaya baktım. Bizzat kostümlerde sorun olmaması için pastaneye yakın tasarımcı seçmiştim. Oflayarak kostümleri dikecek olan kadının adresine baktım. Küçük bir kağıda not aldım ve Burcu'ya uzattım.

" Bizden birisi gitsin alsın. Acil olduğunu belirt, kostümler olmazsa organizasyon başlayamaz." başka birinin seslenmesiyle koşar adım mutfağa yöneldim. "Evet?"

"Bengü Hanım, buraya kurabiye çeşitlerinin konması için ek bir masa açılması lazım fakat Feyza Hanım daha fazla masanın olmadığını söyledi." ofladım. Malzeme eksikliğinden kaynaklanan sorunları hiç sevmiyordum.

"Perihan teyze nerede? Onunla görüşseydiniz."

"Aradık ama ulaşamıyoruz, Feyza Hanım’ın da bir bilgisi yok." oflayarak şöyle bir göz attım mekana. Halledecektim. Zorundaydım.

"Cam kenarından ve bahçeden birer masa alarak eksiği kapatın. Yalnızca bir tane alın, büyük boşluklar kalmasın. Aldığınız iki masayı da birleştirin." Kapıya baktığımda organizasyonun sahibi Rabia Hanım kapıdaki arkadaşlarla konuşuyordu. Yanına giderek selam verdim.

"Her şey çok güzel görünüyor Bengü. Bir eksiğiniz yok değil mi?" gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Biz hallediyoruz, siz merak etmeyin. Çocuklar nerede?"

"Onlarda birazdan gelirler. Çok heyecanlılar. Kostümlü olması daha da heyecanlandırıyor onları." kostümlerin henüz gelmemiş olmamasını düşünerek basitçe kafamı salladım.

Çocuklarda gelince herkes planlanan yerlerine geçti. Son an da gelen kostümlerle hemen çocukları giydirdik. Müzikle beraber çocuklar dans etmeye koşturmaya başladı.

Pastalar, kurabiyeler dahil her şey bitince çocuklar dağıldı. Ertesi gün temizlik yapmak için erkenden ayrıldık mekandan. Sızlayan ayaklarıma baktım. Bu işin en kötü yanı gün boyu topuklularla gezinmekti.

Eve girince direkt ayakkabıları çıkardım. Kendimi koltuğa atarak şöyle bir etrafa baktım. Evde durma fırsatım  olmadığı için toplu bir şekilde yerinde duruyordu her şey.

7 yıldır çalıştığım bu işte öğrendiğim pek bir şey yoktu aslında. Sadece şunu biliyordum ki insanlarla uğraşmak zordu.

Abim hep, sana bir şey katmayan şeylere fazla odaklanıyorsun derdi. Haklıydı da zaten. Beni ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmak kafamı dağıtıyor, rahat ettiriyordu.

Sabah dinç bir şekilde kalkarak ayaküstü bir şeyler atıştırdım ve çıktım. Hava pek parlak olmasa da iyiydi. Evime yürüme mesafesindeki pastanenin önüne geldiğimde kapıda bekleyen Burcu ve birkaç kişiyle adımlarımı hızlandırdım. "N'oluyor?"

"Bilmiyorum Bengü Hanım bende şimdi geldim. İçeride polis varmış."
Birkaç adım öne çıkarak içeri baktım. Feyza, ağlamaklı bir halde polislerle konuşuyordu.

İçeri girerek kenarda dikildim ve konuşulanları dinledim. "Gerçekten böyle yapmazdı. Yıllardır olan rutini niye bozsun bu kadın?"

Kenardaki bir polis memuru bir adımda yanıma yaklaştı. "Siz tanıdığı mısınız?"

Nefesimi tutarak etrafa baktım. Feyza  beni görünce yanımıza geldi. "Tanıdığımız sayılır.  Pastanemizde düzenlenen etkinliklerin organizasyon sorumlusu. Bengü sen hiç annemle görüştün mü dün?"

Kafamı iki yana salladım."Görüşmedim. Dün ki organizasyon için aramıştım ama... Açmadı. Bir şey mi oldu Perihan teyzeye?"

"Dün sabahtan beri haber alamıyoruz." endişeyle çıktım pastaneden. Kapıda dikilen Burcu'nun yanına gittim. "Burcu, dün Perihan teyze ile görüştün mü hiç?"

Birden sorduğum soruyla afallasada topladı kendini. "Evet. Dün sabah erkenden yazmıştı bana, anahtarı ondan almam için. Kendisinin maaşını çektikten sonra geleceğini söyledi. Bir sorun mu var?"

"Allah Allah! Dün sabahtan beri haber alamamışlar. Feyza çok endişeli."

Polisler gittikten sonra biz de temizliğe başladık. Feyza gün boyu telefonda annesini aradı. Polisten haber bekledi ama gelmedi. İşimiz bitince bizde ayrıldık. Ofise gitmek için şirket arabasına bindik.

Arabada da Perihan Teyze hakkında konuşuluyordu. Derin bir nefes verdim. Telefonumu çıkararak mesaj attım. Tek tik.

Telefon çalınca heyecanla açtım. "Merhaba Bengü." maalesef Rabia Hanım’dı. Yerime sinerek cevap verdim. "Merhaba Rabia Hanım."

"Ben teşekkür etmek için aramıştım. Arkadaşlarına da sana da çok teşekkür ederim. Sayenizde unutmayacağımız bir doğum günü geçirdik."  beni görebilecekmiş gibi kafamı salladım.

"Biz teşekkür ederiz. Memnun kaldıysanız ne mutlu!" güldü. Beni terfi ettirecek yorumlarda bulunsan da bende memnun kalsam keşke.

"Şirketinizin sayfasına da fikirlerimi paylaşacağım. Tekrar teşekkür ederim."

"Çok mutlu edersiniz. Bir daha bizi tercih etmeniz dileğiyle. İyi günler. " Burcu gülerek bana baktı.

"Terfi edilmek için çok uğraşıyorsun gerçekten bravo!" omuz silktim. Bir yere gelmek için başarı , başarı için de mücadele gerekiyordu.

Şirkette dün ki organizasyonun değerlendirme toplantısının ardından yeniden mahalleye döndüm. Eve gitmeden pastaneye uğradım. Feyza bir masada elindeki telefona bakıyordu.

" Feyza? İyi misin? Var mı bir haber?"

Feyza beni duymadı. Yanına giderek elimi omzuna koydum. İrkilerek bana baktı. "İyi misin?"

Ayağa kalktı. "Değilim. Mahallenin çıkışındaki çöplükte bir valiz bulunmuş...Valizde ceset varmış."

Korkarak bir adım geriledim. "Ne? O Perih-" cümlemi tamamlamama izin vermeden kulaklarını kapattı Feyza. "Hayır. O annem değil Bengü."

Ellerimi omuzlarına koyarak geri sandalyeye oturttum. Olmasını bende istemiyordum. Olamazdı ki zaten.

"Sakin ol. Zaten o olamaz. Kim niye yapsın?"

"Polisler kimliğini tespit etmek için çağırdı. Ama... Korkuyorum. Ya oysa?"

Düşünceli bir şekilde yüzüme bakıyordu. Gerçekten annesinin çıkmasından korkuyor gibiydi. Kim korkmazdı ki?

"Değildir. O iyi biriydi. Kim ona böyle bir şeyi yapsın ki? Korkma o değildir."

Kafasını iki yana salladı hızla. Bu halleri beni korkutuyordu. "Bilmiyorsun. Geçen sene olanları bilmiyorsun sen."

Nefesimi bırakarak sandalyeye oturdum. "Neyi bilmiyorum?"

"Geçen sene üst sokakta 2 genç kızın nasıl öldürüldüğünü... Bu mahallede bir katil yaşıyor."

"Ne!? Katil mi!? Şaka mı bu! " açık kalan ağzımı elimle kapattım. Feyza bana kocaman olmuş gözleriyle bakıyordu. Mahallede... Yaşadığımız bu mahallede bir katil mi vardı?

Beyaz Ayakkabı GizemiWhere stories live. Discover now