YH • 25 | DUYGULARIN ÇIĞLIĞI

91.6K 5K 5.1K
                                    

Sellam kırmızı şaraplarım, biz geldik! 

Okuma ve oylama arasında ciddi bir uçurum var çiçekler. Bölümün hızlı gelmesi için mutlaka vote verip yorum yapın, sevgili gizli okurlar siz de biraz parmaklarınızı hareket ettirin yorumlama ve votelemenin zor olmadığını göreceksiniz. 🍓

           Bölüm İçin, Kitabımızın Simgesi Olan Gül ve Kadeh Alayım...  🍷🥀 

  25. BÖLÜM / DUYGULARIN ÇIĞLIĞI

                            🌏

   Hayal kurmayı seviyorum ama hayat hayal kırıklıklarıyla dolu...

     

     Duygular orada, içimdeler, içimi iç yapan her şeye nüfus ettiler ve serbest kalmak için çığlık çığlığalar...

 İçimde inanılmaz, kontrolsüz, birbiriyle iç içe geçmiş karmaşık duygular vardı. Bu yoğun duygular bazen aniden hafifliyor, bazen koşuluzca değişiyor, bazen öylece yok oluyor, bazen yolunu değiştirip hayata karışıyordu. 

 Belki özellikle duygularıyla, mantığı yerine kalbiyle hareket eden insanların asıl tanımı buydu. Benim gibilerin, benim gibi olmaya başlayanların ve benim gibi duygularından ölenlerin.

  

   Siyah, parlayan araba bir süre yanımda benim adımlarıma ayak uydurarak ilerledi. "Nüket," diye seslendi arabasının içinden. 

    Hayır Savaş, artık sana bakmayacağım bile... 

    Benim gibi duygularını en uçlarda yaşamak isteyen insanların, aynı anda bu duygulara engel olmaya çalışması kadar kendisine işkence edecek başka bir şey var mıdır hiç bilmem. Ben duygularımdan kaçmayı değil, onları dolu dolu yaşamayı istiyorum. İhtiyacım olan buydu.

Cevap vermeden umrumda değilmiş gibi, omuzlarımı dik tutup kararlı ve kendinden emin adımlarla durağa doğru yürümeyi sürdürdüm. Onun mevsim kahverengisi gözlerinin yakıcı sıcaklığını üzerimde hissetsem de, aldırmamaya çalışmakta gayet başarılıydım. 

Savaş, "Hadi ama Nüket, çocukluk mu yapacaksın gerçekten?" diye laf çarpıttı, yine aldırmadım. Susmalar, en çok bu anlarda can sıkardı ya da yakardı. İçten gelen bir üfürmeyle ofladığını işittim. Görünüşe bakılırsa, Savaş'ın canını sıkıyordu. "Hadi gel, seni evine bırakayım. Böylece yolda konuşuruz ha, ne dersin?"

      Cevap bile vermedim. 

   Beni bugüne dek tek bir duygu bu denli korkutmuştu, kendiyle savaştırmıştı; o duygu hep vardı, onu kabul etmek istemediğimde bile benimleydi.  

"Nüket, tamam hatalıyım, seninle öyle konuşmak istemedim, tamam mı?" Sesi gergindi. "Sinirle çıktı o sözler ağzımdan, öfkeliydim, biliyorsun."

       Hah, sanki bunu itiraf etmesi benim öfkemi azaltırmış gibi. 

  O duygu vardı ama isimsizdi; adı, sanı olmayan duygular acıtıcıydı, yıkıcıydı, çok güçlüydü. Savaş Akduman'a kapılma duygusuydu ve düşündükçe derin bir korku hâlini alıyordu. İçimde kalbimi korumak isteyen kırılgan ve fazlasıyla telaş eden bir kız çocuğu vardı, bütün duygularımı avuç avuç aldığı inkâr toprağıyla duygularımın üzerine örtüp kapatmaya çalışıyordu. 

  

     O kızın artık yorulduğunu biliyorum, toprakları kazan avuçları yaralıydı. Hiçbir şeyi saklayamıyordu, duygularım ilk defa açmış bir filiz gibi başını çıkarmıştı.

YARALI HAYALLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin